Hillary Clinton ABD Dışişleri Bakanlığı’nı devralınca, ilk işi, Rusya ile ilişkilerde yeni bir sayfa açma çabası olmuştu. Hillary, Rus meslektaşı Lavrov ile sahneye çıkmış ona üzerinde İngilizce Reset, Rusça Peregruzkea yazılı bir düğme vermiş ve iki bakan birlikte bu düğmeye basmışlardı. Bu simgesel jestin amacı, Rusya’nın Gürcistan ile ilişkilerinde askerî güce başvurması üzerine bir yıldır iki ülke ilişkilerinde gözlenen bozulmanın giderilmesi arzusuydu.
Bilgisayarda veya akıllı telefonlarda bir şey kötü gitmeye başlayınca fabrika ayarlarına dönmeyi sağlayan Reset (yeniden başlat, kapat-aç) düğmesi veya işlemi gibi, ABD, Rusya ile ilişkilerini yeniden başlatmayı teklif ediyordu. Amerikalıların simgesel düğmenin üzerine yazdıkları Peregruzka kelimesinin Reset değil, tersine aşırı yükleme anlamına gelmesi yanlışlığı bir tarafa, 2009, Rusya’nın Kafkaslar üzerinde, Avrupa ve Amerika’nın da Ukrayna üzerindeki planlarının henüz yapıldığı yıldı ve iki ülke arasında sıfırdan dostluk anlayışı üzerinde ilişki tesis edilmesi imkânsızdı.
Obama’nın Kahire ve İstanbul konuşmalarındaki “Artık dünyanın jandarması olmayacağız” mesajlarına rağmen, Amerikalı liberal-demokratların (bu doğrudan seküler sol anlamına gelir), Bush’un altüst ettiği dünyaya, “Bir daha bozulmayacak bir yeni düzen verme” (bu da 2’nci Sykes-Picot düzenlemesi anlamına gelir) planı tezgâha konmuş idi. Bu düzenleme, kim bilirdi ki bütün bir Arap dünyasını, Ortadoğu’yu içine alan bir Bahar’a tabi tutmayı içeriyordu? Kim bilirdi ki Tunus’ta Zeynel Abidin bin Ali, Libya’da Muammer Kaddafi, Mısır’da Hüsnü Mübarek devrilecek, 19 ülkede hükümetler, parlamentolar, başbakanlar değişecek, Suriye’de hâlâ süren iç savaş başlayacaktı.
Simgesel düğmedeki yazı doğru çıktı: ABD-Rusya ilişkilerinde iki ülkenin de kaynaklarını, siyasetini, ilişkilerini çok zorlayan bir “aşırı yükleme” (overload) dönemi gelecekti. Geldi de.
O düğmeye basıldığı andan bu yana 8 yıl içinde ABD-Rusya ilişkileri kötüden daha kötüye, hatta en kötüye gitti. Şu anda Amerika, Rus iş dünyası ve hükümet yetkililerinin özel varlıklarına el koymak da dahil, Rusya’ya yeni kalem yaptırım uyguluyor.
Bir hafta sonra, cuma günü Amerika’da, şu anda kendi ülkesinin istihbarat kurumlarına karşı Rusya’yı savunan, çağdaş Sykes-Picot’cuların Putin’i anlamaya zekâlarının yetmeyeceğini açıkça söyleyen bir milyarder işadamı, ABD başkanı olarak yemin edecek. Trump, Putin’in çok zeki ve kendi ifadesiyle “iş bitirici” bir kişi olduğunu ve onunla birlikte çok iyi işler yapacaklarını söylüyor. Tabii diğer her konuda olduğu gibi, Trump, Rusya ile ilişkilerinde hangi belirgin hedeflere ulaşmak istediğini söylemiyor; bırakın spesifik hedefleri, iki ülke ilişkilerine “iyi, güzel” gibi soyut tanımlamaların ötesinde bir nitelik bile biçmekten kaçırıyor. İşadamlarının genel tutumu böyledir; dereyi görmeden paçaları sıvamazlar.
Kimine göre bu, dünyanın en kısa balayı olacak; kimine göre dünya şimdi gerçek détente’a ulaşacak. Kısa veya uzun; bu ilişkilerdeki düzelmenin en belirgin etkisi Türkiye üzerindeki “ya o, ya bu” baskısının kalkması olacaktır.
Bu arada, Amerikalılara belki lazım olur diplomatik tiyatrolarında: Rusça doğru “reset” kelimesi, “sbros” şeklinde.