Olası 3. Dünya Savaşı’nın tarihini yazanlar, muhtemelen şu cümleleri kaleme alacak:
“Fransa, Almanya ve İngiltere’nin o sırada başındaki zayıf kişilikli ve deneyimsiz siyasetçiler, ABD’nin ateşle oynadığını ve bu ateşin karşısında bir yıl önceki korkuları giderek artmış bir Rusya’nın bulunduğunu anlamadılar.”
Tarih daha önce, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, bu cümleyi aynı isimlerle ancak Rusya ile Almanya’yı yer değiştirerek kurmuştu. Ya Hitler’le uzlaşmanın yolunu daha erken arayacaklardı ya da er-geç savaşı başlatacaklardı. Ama onlar ikisini de yapmadı. Şimdi Batı, güya, bu hatalardan ders almış gibi “saldırganı en erken şekilde durdurma” stratejisi uyguluyor. Ancak Ukrayna’ya yığdıkları para ve silah Rusya’yı durdurmuyor; Rusya’ya “gönülsüzce” uyguladıkları ekonomik ve ticari yaptırımlar, Vladimir Putin’in elini kolunu bağlamıyor. Oysa, Rusya’nın Kırım’ı işgali ve ilhakıyla başlayan olaylar zincirine Donbas ayaklanmaları eklenince, Minsk Süreci ile açılan görüşme yolu, ABD ve AB’nin üst üste hatalarıyla tıkanmamış olsaydı, iki taraftan 10 bine yakın asken ve 8 bin sivil ölmemiş, 18 milyon insan evinden yurdundan kaçmak zorunda kalmamış olacaktı.
Bu ölümlerin ve hasarın önüne geçmek için Türkiye’nin çabalarıyla en az iki kere diplomatik çözüm yolu açıldı ancak bu yolu sabote etmek istercesine ABD’nin yeni askeri yardım açıklamaları sonucu, Ukrayna, barış masasını devirmeyi tercih etti. Şimdi Ukrayna’nın tahıl ihracına imkân veren müzakere süreci hayattadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Volodimir Zelenskiy ve Putin’le 4 gün önce yaptığı görüşmelerin ABD ve AB tarafından desteklenmesi şarttır. ABD Başkanı Joe Biden Kiev’e yaptığı ani geziyle elde ettiği barış çağrısı fırsatını ayağıyla tepti. Rusya sınırından, hatta Donbas’tan Putin’e ve Rus halkına müzakere masasına dönme çağrısı yapabilir, bu da tüm dünyaya samimi bir çaba olarak görünebilirdi.
Ama ABD tarafında, Rusya’nın başlattığı bu haksız-hukuksuz savaşın bir an önce bitmesine ilişkin bir arzu yok. Çin 12 maddelik planla Ukrayna’da barış için yol gösteriyor. Öyle ki Zelenskiy bile kendisine biçildiğini zannettiğimiz “savaş kahramanı” rolünden çıkma pahasına, bu planı görüşmeye hazır olduğunu söylüyor. Ama aynı gün Amerikan-İngiliz gazeteleri, Çin’in Rusya’ya füzeler vermeye hazırladığını öne süren fotoğraflar yayınlıyor. Tabii bu fotoğrafların nerede ne zaman çekildiği meçhul ama yanında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Çin’i suçlayan demeci tekrar ediliyor.
Amerikan medyası diye topluca bir Biden borazanı olduğunu da düşünmemek gerekir. Özellikle muhafazakâr basın, örneğin Wall Street Journal, birinci yıldönümünü değerlendirdiği makalesinde, Ukrayna savaşının artık “Batının savaşı” olduğunu, Biden’ın bir vekalet savaşı başlattığını yazıyor.
AB, Rusya’ya karşı 10. yaptırım paketini ilan ediyor ama bu bir yıldır olduğu gibi, Rusya’ya bir kuruşluk zarar veremiyor. Bu savaşı durdurmanın yolu, ülkelerin ikili oynamaya, ağızlarının sağından barış derken solundan savaş çığlıkları atmaya son vermelerine bağlıdır. Çünkü 2. Dünya Savaşı’ndan farklı olarak, bu ülkelerin elleri bu kez tüm insanlığı yok edecek nükleer silahların tetiğindedir.