Hakan Atis

Hakan Atis

info@hakanatis.com

Tüm Yazıları

Derinlerde vurguna karşı uygulanan emniyet duraklarına “aksona” deniliyor. 72 yaşındaki Mehmet Baş, ömrünü maviliklere adadığı için bu unvan yıllardır isminin önünde geliyor. Aksona Mehmet dediğiniz zaman Bodrum’da akan sular duruyor.

Bodrum’u tanıtan ünlü bir film yıldızı gibi âdeta. Telefonu hiç susmuyor, yerli ve yabancı gazetecilerin röportaj talepleri, tekneleri için danışanlar, sualtı keyfi yaşamak için ideal dalış noktalarını soranlar, mavi tur düzenlediği teknesi için rezervasyon yaptırmak isteyenler ve daha bir yığın konu için âdeta yörenin başucu kaynağı. Sözünü esirgemeyen yapısı ile herkesi sabırla dinliyor. Dert babası gibi ve elinden gelen yardımı kimseden esirgemiyor.  Yaşayan son süngerciden, Bodrum’un efsane ismi Aksona Mehmet’ten söz ediyorum. Ataları, dedeleri Bodrumlu olan mavi yürekli dost ve hakiki deniz insanı, son derece alçakgönüllü, ancak konu denizler olunca şahinleşen bir halk adamı. 

Haberin Devamı

Derinlerden çıkan efsane: Aksona Mehmet

Su gibi sade ve güzel tirhandili “Aksona”nın havuzluğunda, insanı bayıltacak kadar sıcak olan sakin bir Bodrum sabahında buluştum onunla. Hasretle ve dostlukla sarıldık birbirimize, ağzından tüm içtenliği ile “Hoş geldin evlat” sözü döküldü; sonra öğrencisi, ikinci kaptanı, sağ kolu ve en önemlisi can parçası oğlu Fatih ile kucaklaştık. Bodrum Limanı’nda bağlı olan, İlkay Mıstık tarafından 1988’de inşa edilen “Aksona Mancorna” tirhandilinde sade kahvelerimizi keyifle yudumladık. Hal, hatır sorarken güzel bir haber geldi. Onu izleyen 5-6 dakika içinde de pruvamızda nefis bir yelkenli belirdi. 

Daha önce öyküsünü yazdığım Bristol Channel Cutter modeli “Kayıtsız 3” ve onunla okyanusları dümen suyunda bırakan dünya gezgini denizcimiz Özkan Gülkaynak, aramıza katıldı. Sohbetimizi daha da güzelleştirdi. Masamız adeta tarihi bir fotoğraf karesine döndü. Bir yanda Aksona Mehmet diğer yanda Özkan Gülkaynak. Hal böyle olunca sohbetin ne kadar keyifli olduğunu tahmin edersiniz. 

Derinlerden çıkan efsane: Aksona Mehmet

Neden Aksona? 

Derinlerde vurguna karşı uygulanan emniyet duraklarına “aksona” deniyor. 72 yaşındaki Mehmet Baş, ömrünü maviliklere adadığı için bu unvan yıllardır isminin önünde geliyor. Aksona Mehmet dediğiniz zaman Bodrum’da akan sular duruyor. Öte yandan maviliklerin ustasının bir başka unvanı daha var. O aynı zamanda “Mancorna” yani sünger avcılığında 45 metreden derinlere dalabilen bir usta. Bu nedenle nereye giderse gitsin sualtı ile ilgili olanların gözünde yaşayan bir efsane. Hayatı ise film gibi âdeta. Denizlere sevdasıyla başlayan uzun yolculuğunda ilk vurgunu 13 yaşında yiyen, o gün bugündür deryadan kopamayan Aksona Mehmet, derinliklerin isimsiz kahramanlarını, yaşamlarını bu uğurda yitirenleri her zaman saygı ve rahmetle anıyor. 

Haberin Devamı

Derinlerden çıkan efsane: Aksona Mehmet
Aksona Mancorna Mehmet ve Özkan Gülkaynak’ın tekneleri Bodrum Limanı’nda birlikte.

En çok azalan türler 

Bugüne kadar denizin derinliklerde yaklaşık 60 bin saat geçiren usta isim, kamuoyunu her fırsatta “Denizin altı çölleşiyor, insanoğlu ekmek yediği kaba pislememeli. Oysa kıymet bilmiyoruz” diyerek uyarıyor. Ardından şunların altını çiziyor: “Acilen hem de hiç zaman kaybetmeden dip sürtme ağları ile yapılan avcılığın tüm sularımızda önüne geçilmelidir. Ayrıca derin deşarj denilen yöntemle denizlerimize pislik atılması mutlaka engellenmelidir. Doğa, dişlerini bilemiş vaziyette insanoğlunun kendisinden uzun yıllardır gasp ettiği ne varsa geri almaya geliyor. Sünger, pina, istiridye başta olmak üzere pek çok tür hayli azaldı. Yok oluyor denebilir. Bu nedenle çevre konusunda ne kadar dikkatli olsak az. Öte yandan, biz bozkırlı bir toplumuz. Ne yazık ki denizci olamamışız. Oysa büyük Atatürk’ün manevi öğüdü, Türk’ün millî ülküsüdür. Çünkü, denizcilik biat etmeyi değil insanı ve doğayı sevmeyi öğretir. Bileğinin hakkı ile ayakta kalmayı aşılar.” 

Haberin Devamı

“Kayıtsız 3”ü denizlere kazandırmış olan Gülkaynak da “Özgürlük Hattının Batısına” ve “Karadeniz” başlıklı iki kitaba imza atmış değerli bir isim. Bu nedenle denizler ve çevre konusundaki görüşlerini gelecek haftalarda daha uzun yazacağım. Dayanılmaz sıcağın eşlik ettiği sohbetimizin ana kahramanı Aksona Mancorna Mehmet, aynı zamanda vefa insanı. Bodrumlu önemli denizcilerin isimlerinin haritalarda ölümsüzleştirilmesini sağlamış bir denizci. Yörede yer alan üç bölge, her zaman saygı ve rahmetle andığım Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın Dışişleri Bakanlığı döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın  katkılarıyla manevi saygı anıtına çevrildi. Bunu kurgulayan kişi, hiç kuşkusuz Aksona! Nitekim onun çabaları sonucu Haremten önündeki iki sığlık “Gâvur Ali ve “Deli İbrahim”, Aspat açıkları ise “Kara Abidin” olarak isimlendirildi. O günlerde yetkililer bir sürpriz daha yaparak Turgutreis Çatalada’nın kuzeyinde bulunan sığlığı da haritalarda “Aksona” olarak adlandırdı.  

Derinlerden çıkan efsane: Aksona Mehmet

Müzeyi bekliyor 

Türkiye’nin değişen ekonomik koşulları nedeniyle oğlu Fatih’le birlikte yat turizmi ve mavi tur alanlarına yönelen Mehmet Baş, bugüne kadar Ata Demirer, Cem Boyner, rahmetli Mustafa Koç başta olmak üzere sayısız ünlüyü ağırladı. Dostluk galerisi o kadar zengin ki, imrenmemek elde değil! Teknesini mavi tur için kiralamak isteyenlerin taleplerine yetişemiyor. Bir takvimi var ve orada torpil işlemiyor. Son dakikacıların yer bulması imkânsız. Aksona prensip insanı, laf ağızdan bir kere çıkar diyenlerden. Güzel tirhandilinde doğa ile iç içe tatil yapmak isterseniz (536) 724 45 62 no.lu   telefondan Fatih Baş’ı arayabilirsiniz. Birkaç bilgi daha paylaşıp yazımı noktalayacağım. Aksona Mehmet’in adı denizciliğe ve doğaya yaptığı katkılar nedeniyle 2017 yılında Bodrum Deniz Ticaret Odası ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı tarafından UNESCO’nun “Yaşayan İnsan Hazineleri Envanteri” için önerildi.  

Efsane denizci şu günlerde de Bodrum Süngercilik Tarihi Müzesi’nin tamamlanmasını bekliyor. Yıllardır özenle sakladığı dalış donanımlarını oraya bağışlayacak. Kendisine ailesiyle birlikte sağlık ve mutluluk dolu nice güzel yıllar diliyor, katkıları için şükranlarımı sunuyorum. Pruvanız neta, rüzgâr kolayınıza olsun. 

Derinlerden çıkan efsane: Aksona Mehmet

Geçmişten bugüne süngercilik

Süngerciliğin geçmişi Akdeniz ve Ege’de MS 2’nci yüzyıla kadar uzanıyor. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı da “Deniz Gurbetçileri” başlıklı eserinde bu konuya unutulmaz satırlarla değiniyor. Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren önem kazanan süngercilik, 1986 yılında Akdeniz çanağında ve Ege Denizi’nde yaygın olarak gözlenen bir hastalık nedeniyle sekteye uğradı. Bu nedenle yüksek cirolu ekonomik faaliyet olmaktan çıktı. Süngercilerin neredeyse tümü yat turizmi alanına yöneldi. Günümüzde sadece Çanakkale il sınırlarında yasal olarak sünger çıkarılabiliyor. Bunun dışında yasak! Ancak ekonomik getirisi eskisi kadar yüksek olmadığı için nadiren yapılıyor. Tek, tük denilebilir. Dünya piyasasında liderlik ABD’nin elinde. Florida’da ağırlığı Yunanlardan oluşan ekipler tarafından sürdürülüyor. Akdeniz çanağında ise Yunanistan, bu alanda egemen. İtalya’nın da rezervleri yüksek, ancak iç piyasasının ihtiyacını daha ziyade ithalat yoluyla karşılıyor. İnsan vücudu için doğal temizlik ürünü olan süngerler, porselen sektöründe de parlatma/cila amacıyla kullanılıyor. Ülkemizin güney sularında yasak olması ise 2000’li yıllarda Muğla Koruma Kurulu’nun tavsiyesiyle alınan kararlara dayanıyor.