Popülaritesi her gün artan aronya, “süper meyve” tabirini fazlasıyla hak ediyor. Ana vatanı Kuzey Amerika olan bu üzümsü meyvenin Türkiye’deki adresi ise Kırklareli diyebiliriz.
Aronya meyvesini duydunuz mu? Eğer duymadıysanız da önümüzdeki günlerde adından daha sık söz edildiğine tanık olacaksınız. Ana vatanı Kuzey Amerika olan bu üzümsü meyve, bilinen tüm meyvelerden daha yüksek oranda antioksidan içermesiyle ünlendi ve fonksiyonel gıda olarak popülaritesi her gün biraz daha artıyor.
Gerçekten de, bileşimi ve besin değeriyle aronya, “süper meyve” tabirini fazlasıyla hak ediyor. Kalp damar hastalıklarından kansere, birçok hastalığı tetikleyen vücudumuzdaki serbest radikalleri temizleme kapasitesi, yüksek antosiyanin miktarı, polifenolik bileşenlerden zengin yapısı, besleyici bileşenler ve içerdiği mineraller sayesinde aronya, sağlıklı gıdalar listesinin en üst sıralarında yer alıyor. Zaten aronya hakkında yazılan makalelerin birçoğunda da bu üzümsü meyvenin, bağışıklık sistemini düzenleyici, karaciğeri ve sindirim sistemini koruyucu, anti-diyabetik, anti-inflamatuar ve anti-kanser etkileri öne çıkarılıyor.
Rusya’da tıbbi bitki
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı Aronya Rehberi’nde de, meyvenin Rusya’da tıbbi bitki olarak kabul edildiğine dikkat çekilerek, “Aronya, soğuk algınlığı, mide hastalıkları, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi dâhil olmak üzere çeşitli hastalık ve radyasyon zehirlenmesi tedavisinde kullanılmaktadır. İyi kolesterol seviyesini artırmakta, sağlıklı kan şekeri düzeyini korumada, bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı metabolizmayı güçlendirmede son derece etkilidir” deniliyor.
Aronyanın fonksiyonel gıda kategorisinde oldukça iddialı bir meyve olduğu aşikâr. Tabii bu denli fayda söz konusu olduğunda, ülkemizdeki çiftçilerin böylesi bir gıdayı üretmek için sıraya girmesi de muhtemel. Zaten başta Kırklareli ve Bursa olmak üzere birçok yörede aronyaya yönelik ciddi bir rağbet başlamış durumda. Birbiri ardına, yeni aronya bahçeleri kuruluyor. Meyvenin iklimimize çok uygun olması, fidan dikiminden bir yıl sonra ürün vermeye başlaması ve 4’üncü yılda yatırım masraflarını karşılayıp üreticisini kar eder hale getirmesi, aronyaya olan yönelişte pay sahibi etmenler. Elbette cazip fiyatı da bunlara eklemek gerek. Son hasat döneminde üreticiler meyvenin kilosunu daha tarladan minimum 30 liraya satmış. Kurutulmuş halinin kilosu ise şu an ortalama 250 lira. Kullanım alanının geniş olması da aronyanın bir diğer avantajı. Meyvenin kek ve pastacılıkta kullanımının yanı sıra aronyalı meyve suları, aronya özütleri, aronya reçeli, sirkesi, çayı satışa çıkmış bile.
Ekmeği de yapıldı
Şu an için aronyanın başkenti Kırklareli diyebiliriz. Kentte 250 dekar alanda aronya bahçeleri kurulmuş ve sayı hızla artıyor. İlk üreticilerden biri, bölgede fidancılık da yapan Semih Hoşgör. Polonya’dan satın aldığı fidanların yöreye çok iyi uyum sağladığını anlatan Hoşgör, meyvenin Polonya’dakine göre çok daha iri ve şekerli olması sayesinde bölgede yetişen aronyanın önemli bir ihracat potansiyeli taşıdığını söylüyor: “Az miktarda da olsa Avrupa’ya kilosu 4-5 euro’dan aronya ihraç ettik. Ürünümüz Polonya ve Rusya’ya nazaran daha kaliteli ama gördük ki Avrupa’daki alıcılar Türkiye’deki üretimden bihaber. İyi bir tanıtıma ihtiyaç var. Ayrıca yaş meyveyi satarak bir noktaya kadar ilerleyebiliriz. Asıl aronyayı işleyecek tesise ihtiyacımız var. Ham meyveyi işleyerek, özüt, toz, meyve suyu gibi ikincil ürünlere dönüştürmeliyiz. Biz ekmeğini dahi yaptık. Tabii bu projelerin desteklenmesi lazım.”
Diğer yandan Bakanlık da iç pazarda oluşan talep nedeniyle aronya yetiştiriciliğini destekleyen bir politika güdüyor. Aronya bahçesi kurmak isteyenlere sertifikalı fidan ve kredi desteği veriliyor. Bakanlığın rehberine göre, fayda/masraf oranı 1’e 12. Yani bugün 1 koyan gelecekte 12 kazanacak. Tabii, karlı diye herkes aronya bahçesi kurarsa o gelecek bu kadar iyimser olmayabilir. Aynı bugün limonda olduğu gibi. Unutmamalı ki daha yakın zamanda para etmiyor diye limon ağaçlarının söküldüğüne tanıklık ettik. Her tarım ürününde olduğu gibi aronyada da mutlaka üretim planlaması yapılmalı.