Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Greenpeace, arı ölümlerindeki artışın son yıllarda iyice yükseldiğini vurgulayıp Avrupa Birliği’nde yasaklanan üç tarım zehrinin Türkiye’de de yasaklanmasını istiyor.

Raflar ve buzdolapları boş. Müşteriler şaşkın. Olan bitene anlam veremiyorlar. Sonra anlıyorlar ki, arıların yok oluşuna dikkat çeken bir farkındalık kampanyasının içindeler. Arılar ölürse marketteki ürünlerin yüzde 60’ını bir daha göremeyeceklerini öğreniyorlar. Ve büyük bir şaşkınlıkla ayrılıyorlar marketten.

Arılara dikkat

Alman süpermarket zinciri Penny’nin kampanyasından bahsediyorum. Arıların ekosistemdeki muazzam rolüne çarpıcı bir şekilde dikkat çekmişler. Bir başka kampanya da Türkiye’de gündemde. Greenpeace’in “Arıları Kurtarın” kampanyası... Greenpeace, arı ölümlerindeki artışı vurgulayıp, Avrupa Birliği’nde yasaklanan üç tarım zehrinin Türkiye’de de yasaklanmasını istiyor. Çünkü neonikotinoid sınıfı bu pestisitler, Türkiye’nin tarım alanlarında yoğun bir şekilde kullanılmaya devam ediyor. Oysaki canlıların merkezi sinir sistemini çökertme hedefli bu grup pestisitler, arı sayısındaki azalmayla birebir ilişkili. Bu pestisitin yoğun olarak uygulandığı havzalarda toplu arı ölümleri yaşanmaya başladı. Çukurova ve Trakya’daki kayıpların katliam derecesine vardığını Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin’den öğreniyoruz:

Haberin Devamı

“Çukurova’da mısır ekiminde tohumlar bu kimyasallarla kaplandı, buharlaşmayla havaya karışıp arılarımızı öldürdü. Alıcılar kışlatma için kovanlarını bu bölgeye getirdikleri için binlerce kovanımız yok oldu. Ölümler sonrası numuneler alındı, Almanya’ya gönderildi ve ölümlerin neonikotinoid sınıfı pestisitlerden kaynaklı olduğu belgelendi. Aynı durumu geçen ay Trakya’da yaşadık. Ayçiçekleri çiçek açınca arılarımız ölmeye başladı. Oradan da numuneler alındı, araştırılıyor. Çağrımız Avrupa’daki yasağın Türkiye’de de uygulanması. Çünkü iş sadece arının ölmesiyle sınırlı değil. Bizim ballarımızı çocuklar yiyor. Bu zehirler insanlara da geçecektir. Tohumdaki pestisit mısır gövdesine geçiyor. Ayçiçeğindeki yağına kadar geçiyor. Arıyı öldüren diğer canlıları da öldürecektir.”

Haberin Devamı

Kanserojen etki yapıyor

Aynı endişeyi neonikotinoid pestisitler üzerine çalışan Prof. Dr. İbrahim Çakmak da paylaşıyor. İbrahim hoca bu pestisitlerin arıya etkilerini ölçmek için yakın zamanda bir dizi deney gerçekleştirmiş. Pestisite maruz kalan arıların hafıza problemi yaşayıp, kovanını bulamadığını gözlemlemiş. Asıl ölümcül etkinin ise arının depodan, yani kovandan beslendiği dönemde yaşandığını saptamış. Pestisitli balı yemeye başlayan arının daha fazla doza maruz kalarak öldüğünü görmüş. Bu pestisitlerin baldan insana da geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Çakmak, “Biliyoruz ki böceklerde kullanılan birçok pestisit, kanserojen etki yapıyor. Bu ilaçlar da insan üzerinde olumsuz etkileri olduğu için yasaklanıyor olsa gerek. Ama balda pestisitten çok, şeker kullanılıp kullanılmadığı tartışılıyor. Üreticiye önce kullandığı ilaçları, sonra şekerle besleme yapıp yapmadığını soracaksın. Çünkü asıl tehlike pestisitler. Bunu balda tespit etmek de zor. Ancak yerinde denetimle anlaşılabilir” diyor.

Haberin Devamı

YARINI KURTARMAK MÜMKÜN!

Çalışmalar, ayrıca ‘Koloni Çöküş Sendromu’na neden olan neonikotinoidlerin kullanıldıktan 6 yıl sonra bile toprakta kaldığını ortaya koyuyor. Bugün yasaklansa dahi tehlike bertaraf edilmiş olmayacak. Zehir bir şekilde ekosistemi etkilemeyi sürdürecek ama yarını kurtarmak mümkün. Bu çağrıya destek vermek isteyenler çevre örgütünün “www.greenpeace.org/turkey/tr/” adresinden kampanyaya destek verebilir. Öte yandan bu pestisitlerin ABD’de de bazı habitatlarda yasaklandığını belirtelim. Gerçi, Trump yönetimi çevrecilerin itirazlarına rağmen yakın zamanda bu yasağı kaldırdığını duyurdu.