Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Vazoya özenle yerleştirdiğimiz nazlı mimozaların, Büyükada’dan baltalarla parçalanan ağaçlardan koparıldığı aklımıza gelir miydi? Bunun nasıl önleneceği ve mimozalarla ilgili pek çok bilgi ve etkinlik Mimofest’te.

Meğer ne büyük kötülük ediyormuşuz mimoza ağacına! Öyle gelişigüzel satın aldığımız mimoza çiçeklerinin perde arkasında, dramatik bir talan yatıyormuş hâlbuki! Âdeta, “kanlı hasat”tan bahsediyor Adalılar. Talep yüksek diye Büyükada’daki mimozaları gözüne kestirenler, baltalarla kesiyormuş ağaç dallarını. Ve o dallardaki tomurcuklar, İstanbul’un gözde semtleri Nişantaşı, Bebek, Caddebostan, Etiler’deki çiçekçileri süslüyormuş. Hasarlı ağaçlar ise ne yazık ki birer birer yok oluyormuş.

Haberin Devamı

Eminim birçoğunuz farkında değildir bu durumun. Ben de Adalar Mimoza (Mimozada) İnisiyatifi temsilcisi Işıl Sayın Bilallar’dan öğrendim mimoza hasadının perde arkasını. Üstelik yok edilen mimoza türünün, (Acaccia dealbata) zaman içinde Ada’ya endemik hale geldiğine dikkati çekiyor Bilallar: “Rivayete göre mimoza, Büyükada’ya, ilk olarak 1800’lerde bir İngiliz lord tarafından getirilip dikilmiş. Zaman içinde önce Büyükada’daki bahçelerde sonra da diğer adalara yayılmış. Adaların iklimine iyi uyum sağladığı için yayılımı sadece burayla sınırlı kalmış. Zaman içinde de ‘Ada mimozası’ diye anılır olmuş. Baharla birlikte tomurcuklanıp çevreye mis gibi mimoza kokuları yayılınca insanlar, mimozaları görmeye Ada’ya gelirmiş. Hatta Adalar, İstanbul’un çiçek bahçesiymiş o dönemde. Ama 1990’lı yıllarla birlikte bizim de tanık olduğumuz üzere, mimozalar koparılıp Ada dışında satılmaya başlandı. Talep arttıkça da bu koparma işlemi âdeta talana dönüştü. Baltalarla ağaçları parça parça edip satışa sunmaya başladılar. Ve zamanla mimozaların sayısının azaldığını görmeye başladık.”

“Vazoda değil adada”

Elbette buna “dur” demek de yine Adalılara düşmüş. Adalar Belediyesi’nin yanı sıra Adalar Müzesi ve Mimozada’nın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşu, mimozayı korumak için sıvamış kollarını. Bu hafta sonu Büyükada’da düzenlenen Adalar Mimoza Festivali de o çabanın bir sonucu. Adalar Müzesi’nin bahçesindeki festivalde, mimoza her yönüyle ele alınıyor.

Haberin Devamı

Mimoza hakkında paneller, çiçekçiliğe dair oturumlar, mimoza baskı atölyesi ve mimoza dikim etkinliği yer alan Mimofest’de konuklar, bahçe tarihçisi Gürsan Ergil’in rehberliğindeki mimoza turunda, bu doğal güzelliğe bizzat yerinde tanıklık ediyor. Etkinlikte ayrıca konuklara Büyükada’da oluşturulması planlanan “Mimoza Parkı” projesi de tanıtılıyor. Parkın da aslında gelecekte bir arboretuma dönüşümü hedefleniyor. Böylelikle İstanbullular, eski günlerde olduğu gibi baharı ağaç ve çiçeklerle birlikte Ada’da karşılayabilecek.

Mimozada İnisiyatifi’nin festivalden sonraki hedefi “Ada mimozası”nı tescil ettirmek. Bu yönde bir başvuru yapılıp, mimozanın Ada dışına sadece sertifikalı halde çıkarılması düşünülüyor. O mimozaların hasadını da bakım ve budama eğitimi alacak Adalılar yapacak. Böylelikle ağaçlara zarar verilmesi önlenecek. Ayrıca bölgedeki kadınlar için mimozanın gelir getiren bir ağaca dönüşümü de amaçlanıyor.

Haberin Devamı

Beyazdan mora 50-60 yıl

Zaten mimoza ile kadınlar, tarihsel açıdan hep birlikte anılmış. Hatta II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da “sarı mimozalar”, umutları yeşerten kadınların sembolü olmuş. Savaş tamtamlarının çaldığı bugünlerde, mimozaların tekrar barış umudunu yeşertmesine çok ihtiyacımız var.

Baklagiller (Fabaceae) ailesinden Avustralya kökenli mimozanın çiçekleri türüne göre beyazdan mora farklı renklerde açabiliyor. Ada florasının doğal bir üyesine dönüşen Ada mimozası (Acacia dealbata) ise aynı zamanda gümüşi akasya (silver wattle) olarak biliniyor. İyi bakımla 50-60 yıla kadar yaşayıp, 10-12 metreye kadar boylanabilen mimoza, nemsiz, bol ışıklı ortamlarda daha iyi gelişim gösteriyor. Bitkinin su isteği de az. Sıcağa dayanıklı, donlara karşı duyarlı bitki, humusu zengin, derin ve asitli toprakları seviyor.

Bahçe tarihçisi Gürsan Ergil’e göre; İstanbul’daki mimozaların kökeni ya Ortaköy’deki C.H. Koch’a ait seraya ya da Haydarpaşa’daki Adolphe Deroin-Yenne’e ait seraya dayanıyor. Ergil, 19. yüzyıl ortalarından itibaren imparatorluk bahçeleri de dahil İstanbul’da ekilen çoğu bitki ve ağacı Koch’un temin ettiğini, Deroin-Yenne’in babasının da Dolmabahçe ve Gülhane parkının baş bahçıvanı olarak çalıştığını hatırlatarak, “İlk mimoza tohum ve fidelerin bu Fransız fidanlığından temin edilmiş olabileceğini akla getirmekte” diyor. 

Adada mimoza zamanı

İki yıl aradan sonra

Bir festival haberi de Alaçatı’dan. Alaçatı Ot Festivali, 2 yıllık pandemi arasından sonra tekrar düzenleniyor. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, 24 - 27 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek festival hakkında bilgi vermek için İstanbul’daydı. İnsanların 2 yıldır kentlere ve betona hapsolduğunu belirten Oran, festivalin bu nedenle büyük bir özlemle beklendiğini anlattı. Bu yıl labada otu ile Çeşme’ye has hurma zeytini tema olarak seçilmiş. Otellerdeki rezervasyonlar da şimdiden dolmaya başlamış.

Adada mimoza zamanı