Bu yıl Türkiye’den gönderilen 139 parti üründe toksin limiti aşılmış. AB Gıda Alarm Sistemi’ndeki bidirim sayısı geçen yıla oranla azalsa da son 3 yılda Türkiye genelinde kullanılan pestisit miktarı yaklaşık yüzde 10 artmış.
Pestisitlerin son günlerde bu kadar sık bir şekilde gündeme gelmesi, sorunun çözümü adına umut veriyor. Tarım zehirlerine yönelik oluşacak toplumsal bilinç, elbet çiftçileri de etkileyecektir. Tam da kamuoyunda duyarlılık artmışken, tarımsal üretimde zararlılara karşı kullanılan zehirli kimyasallara yönelik birkaç noktaya dikkatleri çekmek gerekiyor.
Avrupa’ya ihraç ettiğimiz sebze meyveden başlayalım. Türkiye’den gönderilen tarım ürünleri, AB’nin sınırlarına girdiğinde gümrüklerde kontrolden geçiyor. Bu kontrollerde, ilgili partiden örnekler alınarak laboratuvarda analiz ediliyor. Eğer analizlerde sebze ya da meyvede, tolere edilebilir limiti aşan oranda pestisit kalıntısı saptanırsa o ürün Türkiye’ye iade ediliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, iade edilen ürünlerin, Türkiye’ye ithal ediliyormuş gibi işleme alındığını ve yeniden analize tabi tutulduğunu belirterek, sonuçların Türkiye’nin Gıda Kodeksi’ndeki limitleri de aşması durumunda, ürünün imha edildiğini kaydediyor. Limit aşmıyorsa ürünlerin tekrar Türkiye’de satışa sunulmasına izin veriliyormuş.
En büyük sıkıntı kuru incirde
Avrupa Birliği, ihraç ettiğimiz gıdalardaki uygunsuz pestisit kalıntılarını Gıda Alarm Sistemi’nde günbegün yayınlıyor. Bu listeyi incelediğimizde bu yıl en büyük sıkıntının kuru incirde yaşandığı görülüyor. Ama kuru incirdeki sorun pestisitle alakalı değil. Asıl sorun aflatoksinde. Aflotoksin, karaciğer kanserine yol açabilen bir mikotoksin. Onun da limiti var ve bu yıl Türkiye’den gönderilen 139 parti üründe toksin limiti aşılmış. Listede 1 Ocak-10 Aralık itibarıyla 461 bildirim var.
İncirden sonra en fazla geri gönderilen tarım ürünümüz biber. Biberdeki sorun ise doğrudan pestisitlerle alakalı. Tolere edilebilir limiti aşan oranda kalıntı saptanan biber sevkiyatı 34. En sık saptanan iki tarım zehri ise formetanate ve klorprifos. İkisi de böcek öldürücü ve canlıların sinir sisteminde tahribat yaratıyorlar. Klorprifos, Türkiye’de ve Avrupa’da yasaklı. Biberden sonra en sık sınır reddi bildirimi Antep fıstığına yapılmış. Listede 32 fıstık bildirimi var ve bu bildirimler de toksin kaynaklı. Listenin 4’üncü sırasında ise yüksek oranda pestisit kalıntısı nedeniyle limon var. Limon için AB Gıda Alarm Sistemi’ne 27 bildirim düşmüş. Üzümle ilgili 20, nara dair 13, domatesle ilişkili 11 bildirimde bulunulmuş.
Pestisit miktarı yaklaşık yüzde 10 artmış
Tabii şunu da vurgulamak gerekiyor; meyve sebzedeki rakamlar geçen yıla oranla düşük. Mesela 2023 yılında biber için sisteme, pestisit kaynaklı 62 bildirim yansımış. Neredeyse yarı yarıya bir azalma var bu yıl. Keza limonda da öyle. Geçen yılki bildirim sayısı 46. Greyfurt için de geçen yıl 18 ret kararı verilirken bu yılki listede greyfurt yok. Bakanlığın kalıntı izleme projesi uyguladığı meyve ve sebzelerde yaşanan değişim sevindirici. Bakanlık da açıklamasında, geri gönderilen taze meyve sebzenin, toplam ihracatın sadece yüzde 0.19’una karşılık geldiğine vurgu yapıyor. Ancak yurt içinde pestisit kullanım oranlarının her geçen yıl arttığını da es geçmememiz gerekiyor. Bakanlığın verilerine göre son 3 yılda Türkiye genelinde kullanılan pestisit miktarı yaklaşık yüzde 10 artmış. 2021 yılında Türkiye genelinde 52 milyon 965 bin litre pestisit kullanılırken, 2023 yılında bu rakam 57 milyon 766 bin litreye yükselmiş. Adana, Antalya, Manisa ve Mersin en çok tarım zehrinin kullanıldığı bölgeler. Her bir ilde kullanılan pestisit miktarı 4 milyon litreyi aşıyor. Adana’daki pestisit kullanımında yaşanan artış göze çarpıyor. Verilerde bir diğer dikkat çekici istatistik de ot öldürücü sınıfındaki herbisitlerin kullanımında yaşanan artış.