Yap-İşlet Devret modeliyle gerçekleştirilen yollar, köprüler, tünellerin hizmete açılması memnunluk yaratıyor.
Ancak bu önemli projelerde 2014 yılından bu yana uygulanan “Satın Alma Garantisi” ve de “Finansman Garantisi”nde bazı endişeler dile getiriliyor.
Esas itibarıyla “Yap-İşlet-Devret” modeli yanlış bir model değil.
Endişenin kaynağı, bu modelde yapılan ihalelerde, ihaleyi alanlara; (1) Uzun süreli imtiyaz hakkı verilmesi, (2) Devletin gelecekteki gelirlerinden vazgeçilmesi ve de (3) Satın alma ve finansman garantisiyle bütçelere uzun süreli yükler getirilmesi tehlikesi.
Endişeleri dile getirenler, Osmanlı’nın son yıllarında yabancı şirketlere verilen imtiyazlarla, vazgeçilen bütçe gelirleriyle ve gereksiz borçlanmalarla Osmanlı’nın başının derde girmesini hatırlatıyorlar.
Satın alma garantisi ne?
Yap-İşlet-Devret modeliyle, bir yolun yapımı ve 10 yıl süreyle işletilmesi ihaleye çıkarılıyor. Yolun inşa bedeli 1 milyar dolar. İhale ilanında, köprünün yıllık işletme gelirinin 150 milyon dolar olarak tahmin edildiği belirtiliyor. İhaleyi alan bir firma, 1 milyar dolara yolu inşa edecek, 10 yıl boyunca üzerinden geçenlerden para toplayacak. (Böylece, hem ihaleyi alırken devlete dolar olarak ödediği ihale bedelini, hem yolun inşa giderini, hem de 10 yıllık bakım masraflarını karşılayacak. Hem de yolu inşa etmek için bankalardan aldığı kredinin taksitini ve faizini ödeyecek.)
İhaleyi alanın, “Ya bu yoldan geçenlerden her yıl 150 milyon dolar geçiş ücreti toplayamazsam” diye endişeye düşmemesi için Hazine garanti veriyor. “Yıllık geçiş ücreti geliri 150 milyon dolardan az olursa, aradaki fark bütçeden köprüyü işletene ödenecek. 150 milyon dolar ve üstü, işletmecinin hakkı. Buna “Hazine’nin Satın Alma Garantisi” deniliyor.
Finansman garantisi ne?
Yap-İşlet-Devret modeliyle, bir yolun yapımı ve 10 yıl süreyle işletilmesi ihaleye çıkarılıyor. İhaleyi alan, ihale bedelini dolar olarak devlete ödüyor. Ama yolu inşa etmek için 1 milyar dolar krediye ihtiyacı var. Bu krediyi yabancı bankalar, yerli bankalar “teminat/garanti” olmadan vermiyorlar.
İşte bu durumda Hazine, kredi verecek bankalara “Finansman Garantisi” veriyor. İhaleyi alanın yolu tamamlayamaması halinde yolu tamamlamayı, yol tamamlandıktan sonra, ihaleyi alan borçlarının ana para taksitini veya faizini ödeyemezse, borcunu ödemeyi üstleniyor.
Yolu yapacak olan için kredi verecek yabancı bankalar ve yerli bankalar için borçlu, yolu yapacak olan değil, Hazine oluyor. Devlet garantisi nedeniyle bankalar seve seve borç veriyor. 2014 yılında kabul edilen bir kanunla, Yap-İşlet-Devret modelinde gerçekleştirilecek yatırımları üstlenen firmalara satın alma ve finansman garantisi imkânı getirildi. Hangi firmaya ne garantisi verileceğini, ne kadar garanti verileceğini Hazine belirliyor.
2014 yılından bu yana bütçeye “ikraz” ve “üstlenme” garantisi verilen projeler için limit konuluyor.
2014 yılı bütçesinden bu yana ikraz ve üstlenme limitleri ayrı ayrı 3 milyar dolardı. 2016 bütçesinde ikraz limiti 4 milyar dolara yükseltildi. (TC bütçesi TL ile hazırlanıyor. TL ile hazırlanan bütçede ikraz ve üstlenim limitleri dolar olarak belirtiliyor.)
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024