Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Merkez Bankası, “Geç Likidite Penceresi” borç verme faiz oranını ise 0.75 puan artırarak % 11.00’den yüzde 11.75’e yükseltti. Politika faizini yüzde 8’de sabit bıraktı.

Bu karar sonucu “Türk Lirası’nın faizi yükselecek” diyerek, ”iş âlemi ve piyasa” memnun.

Çünkü “iş âlemi ve piyasa (paradan para kazanan kesim)“ uzun zamandır Merkez Bankası’nın faizi artırmasını istiyordu.

Hükümet “ucuz faiz”den yana, faizin aşağıya çekilmesini istiyor. Türk Lirası faiz düşünce yatırımların artacağını, ekonominin canlanacağını söylüyor.

Haberin Devamı

İş âlemi ve piyasa aksi görüşte, “Türk Lirası faizi artsın ki yatırımlar başlasın, piyasa canlansın” diyor.

Böyle bir çelişki olur mu? Olur. Çünkü burası Türkiye a’bicim!

Bizde piyasada iki para birimi var.

Çarklar iki para birimiyle dönüyor. Yurt içindeki bankaların kullandırdıkları kredilerin % 40 dolayındaki kısmı döviz kredisi. Bankaların, finans kesimi dahil özel sektörün yurt dışına 220 milyar dolar uzun vadeli, 100 milyar dolar kısa vadeli borcu var.

Bizde (dostum Ege Cansen’in anlatımıyla) ekonomiye yön veren, TL’nin faizi değildir, doların maliyetidir. Doların maliyeti dolar faizi ile kur riskinden oluşur.

Döviz ‘maliyeti’ önemli

Merkez Bankası’nın faiz indirimi ekonomiyi canlandırmaz. İş âlemini sevindirmez. Üzer. Çünkü;

Türk Lirası’nın faizi inerse, ülkeye döviz girişi yavaşlar. Döviz çıkışı başlar. Döviz girişi yavaşlarsa, döviz çıkışı artarsa döviz fiyatları yükselir.

İş âlemi için önemli olan, TL kredinin faizi değildir. Kur farkı dahil, dövizin maliyetidir.

Bizim ülkemizde iş âlemini Türk Lirası faizden çok, döviz fiyatındaki artış sonucu sırtına binen kur riski ezer. İşte bu nedenle, iş âlemi, kur riskinden kurtulmak için TL faizinin artmasını ister. Artmasını bekler.

Ekonominin canlanmasının beklendiği şu günlerde, Merkez Bankası faizi daha fazla artırabilmek için faiz tavanını işte bunun için yükseltmek zorunda kaldı.

Merkez Bankası faiz tavanını yükselterek iş âlemine ve piyasaya “Korkmayın... Gerektiğinde faiz artırılarak, döviz girişinin önü açılacak. Döviz çıkışı engellenecek“ mesajını verdi.

Haberin Devamı

Tavanın yükseltilmesiyle döviz fiyatındaki tırmanış durdu.

Şu dönemde “dövizin bulunurluğu ve fiyatının artmaması” iktidarın “ucuz faiz politikası”nın önüne geçmiş durumda.

Politika faizi % 8

Normal olarak Merkez Bankası’nın bankalara “ilan ettiği % 8 oranındaki politika faiziyle” fonlaması ve de ekonomide TL faiz oranlarının bu politika faizine göre oluşması beklenir.

Merkez Bankası’nın politika faizi “göstermelik faiz” oldu.

Merkez Bankası uzun süredir “dalgalı kur politikasına paralel dalgalı faiz politikası” uyguluyor. Ekonominin durumuna göre değil, döviz fiyatının gidişine bakarak her gün faizi ayarlıyor.

Merkez Bankası faizi ayarlaya ayarlaya yüzde 11’e yaklaştırdı. Ne var ki daha önce kendi kendini bağlayan kararı vardı. Faizde tavanı % 11 olarak belirlemişti.

Dünkü kararıyla, faiz tavanını % 11.75’e çıkardı. Demek ki ünümüzdeki günlerde faizi yüzde 11.75’e kadar artırma olasılığı var.

İşte bu tavan artırımı, “faiz artırımı” olmuşçasına iş âleminde ve piyasada memnunluk yarattı.

Haberin Devamı

Banka, “Sağ olasın Merkez Bankası” diyerek alkış topluyor.

(Not: Merkez Bankamız faiz kararı için ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararını bekliyordu. Fed, beklentilerin aksine faiz artırımında “güvercin yaklaşımı” gösterdi. Faizi 0.25 puan gibi sembolik artırdı. Yıl içinde 4 değil, 3 faiz kararı alacağını belirtti.

Bizim Merkez Bankamız, Fed’in “güvercin” yaklaşımına karşı “şahin yaklaşımıyla” tavan artırımında elini bol tuttu. Ya Fed faizi daha çok artırsa, yılda 4 defa faiz artırma kararı açıklasaydı ne olacaktı? Acaba “Faiz Lobisi” gerçekten Merkez Bankası kararlarını etkiliyor mu?)