Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye 2. çeyrekte vatandaşın yaptığı tüketimle yüzde 3.8 büyüdü. Halkın gelirinde bir artış olmadığına göre, bu tüketim ya birikimlerden, ya da üst gelir grubunun harcamalarından karşılandı. Büyüme üretimle olur. Tüketimle sağlıklı büyüme olmaz. Olursa bir yerde tıkanır

Harcayarak büyüyoruz
Bu yılın ilk 3 aylık döneminde ekonomi yüzde 2.5 büyümüştü. İkinci 3 aylık dönemde büyüme yüzde 3.8 olarak gerçekleşti.

Böylece yılın ilk yarısındaki büyüme yüzde 3.1 oldu.

Altı ayda ekonominin yüzde 3.1 oranında büyümesi her ülke için, her ekonomi için önemlidir.

Haberin Devamı

Bizim için daha da önemlidir. Unutmayalım:

Bu dönem, Türk Lirası’nın hızla değer kaybettiği, doların fiyatının arttığı dönemdir.

Ülkenin seçim ortamında olduğu dönemdir.

Dünya ekonomisinde çalkantının devam ettiği, Türkiye’nin ihracatının gerilediği, ülkeden döviz çıkışlarının hızlandığı dönemdir.

Harcayarak büyüyoruz

Büyüme tüketime dayalı

Üretim artarsa büyürüz. Ama üretimin artışı iç ve dış talep artışına bağlı. Yılbaşından bu yana dış talep artmıyor. Bu nedenle yılın ilk yarısındaki büyüme, iç talebe dayalı bir büyüme oldu.

2015 yılının ikinci 3 aylık döneminde hane halkımızın tüketim harcamaları yüzde 5.6 arttı. 2013 yılı sonundan bu yana hane halkı harcamaları bu boyutta artmamıştı.

Bu dönemde otomobil satışlarının yüzde 50 artmış olması, tüketim harcamalarının büyük bölümünün otomobil satışlarından kaynaklandığını gösteriyor.

Yılın ikinci 3 aylık döneminde hane halkının gıda içki ve tütün harcamaları yüzde 5.2, konut harcamaları yüzde 4.7, ulaştırma ve haberleşme harcamaları yüzde 11.6 oranında arttı.

Gelir aynı, harcamalar artıyor

Açık anlatımla, 2015 yılının ilk yarısındaki büyümenin arkasında tüketimdeki artış var. Önemli olan, tüketimi artıran harcamaların kaynağının ne olduğudur.

Genelde hane halkının harcanabilir gelirinde bir artış olmadığına göre, artan tüketim harcamalarının birikimlerden yapılan harcamalar olduğu veya gelir dağılımındaki çarpıklığa dayalı olarak, üst gelir gruplarının tüketim harcamalarındaki artıştan kaynaklandığı söylenebilir.

Yılın ikinci 3 aylık dönemindeki yüzde 3.8 oranındaki büyümede en büyük etken, hane halkı tüketiminin yüzde 5.6 artması oldu. Yüzde 3.8’lik büyümenin 3.6 puanı hane halkı tüketimindeki artıştan kaynaklandı.

Haberin Devamı

Devletin tüketimi yüzde 7.2 artınca, bu harcamalar büyümeye 0.8 puan katkı yaptı.

Harcayarak büyüyoruz

Beklenmedik artış var

Kamu yatırımları yüzde 1.0 artarken özel sektör yatırımlarında beklenmedik bir artış görüldü. Makine ve teçhizat ağırlıklı yüzde 11.4 artış ile özel sektör yatırımları büyümeye 2.4 katkı sağladı.

Bu olumlu katkılara karşı, ihracattaki gerileme ve stoklardaki azalmanın negatif (eksi) etkisiyle büyüme yüzde 3.8 olarak gerçekleşti.

Üretim bakımından ise:

Tarım ve hayvancılık kesiminde yüzde 6.7, sanayi kesiminde yüzde 4.1 büyüme görüldü. İmalat sanayii büyümesi yüzde 5.0 gibi yüksek bir oranda gerçekleşti.

İnşaat ilk 3 aylık dönemde gerilemişti. İkinci 3 aylık dönemde yüzde 2.0 artış gösterdi.

Dolar hesabı yanıltıyor
Cari fiyatla hesaplanan milli gelir oranı, cari dolar fiyatına bölünerek dolara dönüştürülüyor. Dolar fiyatı arttığı için 2014 yılında 800 milyar dolar olan milli gelir rakamı şimdilerde yıllık olarak 770 milyar dolara geriledi. Bu yılın ilk altı ayında sabit fiyatlarla ekonomimiz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.1 büyüdü ama cari dolar fiyatıyla hesaplanan milli gelir, aynı dönemde yüzde 6.8 küçülmeyi işaret ediyor.
Sonuç: “Büyüdük ya... Nasıl büyüdükse büyüdük“ gözlüğüyle bakılırsa “Başkaları küçülürken, biz büyüdük... Helal olsun” denilebilir. Bir başka gözlükle, “Büyüdük de nasıl büyüdük” gözlüğüyle bakılırsa, “Gelir dağılımındaki çarpıklığa dayalı olarak, ranta ve üst gelir grubu harcamalarına dayalı olarak, tüketim ağırlıklı büyüyoruz. Bu sağlıksız büyümedir. Sürdürülmez. Üretime dayalı büyüme esastır” demek gerekir.