Ama bu olumlu değişim, "büyük birikimi olan, başarıları bilinen" yaşlıların, bütünü ile dışlanmasını gerektirmiyor.Özellikle ekonomi yönetiminde gençlerin bilgi ve dinamizmi yanında yaşlıların "birikimi, deneyimi" büyük önem taşıyor.Geçen haftalar içinde, 78 yaşındaki ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspanın görev süresinin 2006 yılına kadar uzatılması ve Hindistanda başbakanlığa parlamento dışından 71 yaşındaki iktisatçı Manmohan Singhin getirilmesi, "bilgi, birikim ve deneyim" söz konusu olduğunda bazı görevler için yaş faktörünün dikkate alınamayacağını gösterdi.Koskoca ABDde Merkez Bankası Başkanlığı yapabilecek genç mi yok? Tabii ki var. Ama Greenspan 16 yıl 9 aydır bu görevi "çok iyi" yapan biri. Başkan Bush görev süresini 80 yaşına kadar uzatırken, "Başkan olarak çok iyi iş yaptı" (...has done a superb jab...) diyor. Önemli olan Greenspanın yaşı değil, yaptığı iş.Greenspanın görev süresinin uzatılması nedeniyle ABDde 80 yaşında ve daha üst yaşta oldukları halde önemli kuruluşların başında olan yöneticiler gündeme geldi. Medya devi Viacomun başındaki Summer Redstone 80 yaşında. Dünyanın en önemli sigorta şirketlerinden (Türkiyede de temsilciliği olan) AIG - American International Groupun başındaki Maurice Greenberg 79 yaşında. Yeni bir "genç kuşak" var. Bu kuşak, dünyadaki teknoloji devriminin, bilgi toplumunun verdiği imkanlarla yetişti, yetişiyor. Bilgi yanında, dinamizm ve risk alma cesaretleri ile her alanda başarılı oluyor. Küreselleşmenin dinamiğini teşkil ediyor. Hindistanda seçimleri kazanan Sonia Gandhi, "Ben parti başkanıyım. Benden başkası başbakanlık yapamaz" demedi. 71 yaşındaki Manmohan Singhi başbakanlık koltuğuna oturttu. Hindistanda başbakanlık koltuğuna oturtulabilecek başka genç mi yoktu? Kendi partisinde başbakan olarak görevlendirebileceği milletvekili mi yoktu? Neden parlamento dışından 71 yaşındaki birini buldu?Çünkü Singhin "bilgi - birikim ve deneyimi" ile Hindastana iyilik getirebileceğine inanılıyor. Fakir bir çiftçi çocuğu olduğu halde burs ile okuduğu Oxford Üniversitesinden doktora derecesi alan Singh, 1991 - 1996 yılları arasında hükümette görevli iken Hindistan ekonomisinin yeniden yapılandırılmasının mimarı olmuş. Hindistan ekonomisinin devletçi yapıdan piyasa ekonomisine geçişini, yabancı sermayeye açılışını sağlamış. Özelliği sübvansiyonlara karşı olmasına, serbest rekabete inanmasına rağmen, fakir nüfusun ve çiftçilerin desteklenmesine özen göstermesi.Olan bitene bakarak kendi durumumuzu eleştirelim. "Bütün yaşlılar işbaşında kalsın" demek ne kadar yanlış ise, "Gençlere fırsat verelim. Öğrenirler... Yaparlar" diyerek "bilgi - birikim ve deneyimi" hiçe saymanın faturası da büyük oluyor.Hindistandaki ekonomi uzmanı Manmohan Singh gibi bizim de yurtiçinde ve dışında iyi okullarda okumuş bilgi, birikim ve deneyim sahibi, başarısını ispatlamış çok sayıda orta yaş, orta yaş üstü uzmanımız var. Bizde "bilgi, birikim ve deneyim" önemli olmadığından, özellikle devlet işlerinde, kamu yönetiminde, "Bizden olsun da ne olur ise olsun... Bir süre sonra nasıl olsa öğrenir. Öğrenilmeyecek ne var ki?" yaklaşımı ile Türkiye bir deneme tahtasına dönmüş durumda. O geliyor, tam öğrenirken gidiyor. Başkası geliyor. Öğrenmenin faturasını halk ödüyor. Beceriksizliğin ve başarısızlığın sorumluluğunu kimse üstlenmiyor. "Demokrasi var... Nasıl olsa hata yapan bir daha seçilmez" mantığı ile olan biten hoş görülüyor.Ankarada o kadar çok "Manmohan Singh" var ki... Hem bunların hepsi 71 yaşında da değil... Daha genç. Bunlar da Singh gibi yurtdışındaki uluslararası kuruluşlarda deneyimi olan, Türkiyede başarılı uygulamalara imza atan "bilgi - birikim" sahipleri... Ama bizde onlar "işe yaramaz" diye bir yana atılıyor... Bilgi, birikim ve deneyimlere yazık oluyor. Sonunda kaybeden Türkiye oluyor. guras@milliyet.com.tr Bİlgi ve birikimin önemi