Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir süredir ”Dördüncü Sanayi Devrimi”nden söz ediliyordu.

Dördüncü Sanayi Devrimi Davos’taki “Dünya Ekonomi Forumu” gündemine girince, daha çok ilgi çeker oldu.

Birinci Sanayi Devrimi (1784) buhar gücüne dayalı üretimdi. İkinci Sanayi Devrimi’ni (1870) elektrik enerjisi kullanımı başlattı.

Elektronik ve bilişim teknolojileri (1969) üçüncü devrimin öncüsü oldu.

Şimdilerde başladığı varsayılan dördüncü devrimin, gelecek on yılın sanayisini şekillendireceği söyleniyor

Elektronik ve de bilişimdeki gelişme sonucu şimdilerde sanayide kullanılan makineler akıllı makineler haline geldi. Makinelerin bilgisayarlar tarafından yöneltilen beyinleri var.

Haberin Devamı

Kısaca “Sanayi 4.0” diye adlandırılan, yeni dönemde, her biri farklı bilgisayar tarafından yönlendirilen makineler, bir bütün olarak ana bilgisayarların kontrolüne giriyor.


Akıllı fabrika dönemi

Basit anlatımıyla, daha önce tek tek makineleri yöneten bilgisayarlar, bundan sonra fabrikaları yönetecek. Buna “Akıllı Fabrika Dönemi“, ”Akıllı Üretim Dönemi” (Intelligent-Smart Factories) deniliyor.

Dördüncü Sanayi Devrimi’nde, makinelerin makinelerle konuşur ve kendi kendilerini yönetir hele gelmesi, insanın üretime katkısını azaltıyor.

Üretimde insana ihtiyaç nerede ise yok oluyor.. Bunun sonucu verimlilik ve üretim artarken, işsizlik sorunu önem kazanıyor.

Halbuki bugüne kadar üretim artışı daha çok insana iş ve aş sağlıyordu. Şimdi tam tersi bir olasılık ortaya çıkmış durumda. Verimlilik ve üretim artacak da artan verimliliğin ve üretimin sonunda piyasaya çıkacak mal ve hizmetleri kimler satın alabilecek? İnsanlar neyi üreterek para kazanabilecek?


Farkındayız, izliyoruz

Sanayi 4.0 konusundaki çalışmalara Alman sanayiciler öncülük ediyor. Almanya ve ABD başta olmak üzere değişik ülkelerde sanayicilerin, bilişimcilerin oluşturdukları sivil toplum kuruluşları çalışmalara katkı sağlıyor. Kendi çevrelerindeki sanayi kuruluşlarını bu yeni döneme hazırlıyor.

Bizim girişimcilerimiz, bilişimcilerimiz bu gelişmelerin uzun süredir farkında.

Türkiye’de bilişimdeki gelişmelerden sanayi üretiminin yararlanması için çaba gösterenlerin “ENOSAD-Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği” isimli dernekleri var. Dernek Başkanı Sedat Sami Ömeroğlu, “Türkiye’de makinelerin akıllı hale getirilmesini sağlıyoruz. Hem devlette hem üretim sektöründe akıllı fabrikalar yapmamızın gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak mecburiyetindeyiz“ diyor.

Haberin Devamı


Eğitimsiz, bilimsiz olmuyor

ENOSAD’ın öncülüğünde 2014 yılı başında bu aylarda İstanbul’da “Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongresi” toplandı. Özetle, biz bu işin farkındayız da acaba ne yapıyoruz?

- Biz hem makine ithalatçısıyız, hem makine üreticisiyiz. İthal ettiğimiz makinelerin çoğu akıllı (bilgisayar kontrollü) makine. Ama bunları kullanamıyoruz. İşletmeci, makinelerin özelliğinden yararlanamıyor. Yerli ürettiğimiz makinelere akıl (bilgisayar kontrolü) yükleyemiyoruz.

- En gelişmiş sanayi üretim birimlerinde (fabrikalarda) akıllı makineleri birbiriyle konuşturmaya henüz başlayamadık.

Ar-Ge, teknoloji, yenilikçilik, yüksek katma değer, verimlilik denilen şeyler (eksikliklerimiz) sanayide bilişimin daha fazla ve etkin kullanımını gerektiriyor.

Haberin Devamı

Bu ise 1) Bunun bir ihtiyaç, olmazsa olmaz olduğunun anlaşılması, 2) Bunu yapacak elemanların şirketlerin sanayi kesimine hizmet verecek güçte olmasıyla mümkün olabilecek. Sonunda iş dönüp dolaşıp eğitime, iyi yetişmiş insan gücüne dayanıyor.

(Milliyet Ekonomi’de 12.2.2014 tarihinde bu sütunda yayımlanan yazımın başlığı “Sanayide Dördüncü Dönem: “Sanayi 4.0” idi.)