Dolar nereye kadar artar? Doların fiyatının nereye kadar artacağı belli değil ama görünen o ki ucuzlayamayacak.
1) Dolar dünyada olan bitenden (genelde) değer kazanıyor.
2) Bunun üzerine, bizim sorunlarımız (özelde) doları daha da artırıyor.
Dünyada doların değer kazanmasına yol açan gelişmeleri kontrol edebilmemiz imkânsız. Ama içeride, doların fiyatının artmasına yol açan gelişmeleri bilmemiz gerekir.
- Dışarıda doların değer kazanması, doların faizini artırır. Faizini ödemeyi göze alan doları bulur, ülkesine çeker.
- Bizim durumumuz farklı. Faizini ödemeyi göze alsak da dolar bulmakta zorlanıyoruz. Ülke riski nedeniyle dolar girişi yavaşladı. Arz talebi karşılamayınca, “kıtlık rantı” fiyatın üzerine binmeye başladı.
Kura güven kalmadı
Dünyada yüzer gezer bolca dolar var. Akmasa da damlaması beklenir. Bize damlamıyor. Daha önce gelenler de kaçıyor. Çünkü döviz kuruna (doların fiyatına) güven kalmadı. Doları daha önce getirerek, 1.90 TL’den bozdurarak faize, borsaya yatıranlar, şimdi, çıkarken, doları 2.99 TL’den satın alabiliyor.
Bugün dolar getirerek 2.99 TL’den Türk Lirası’na çevirmeye kalkacak olan, gelecek ay çıkmaya kalktığında doları kaça satın alabileceğini bilemiyor.
Döviz bir ülkeye “para kazanmak için” gelir. Kimse, bir ülkeye hayır için döviz yollamaz. Türkiye’ye gelen dövizler, Türk Lirası’na dönüştürüldüğünde, bono faizi olarak, borsa getirisi olarak, reel sektöre yatırım olarak, döviz getirene para kazandırıyordu. Şimdilerde faizimiz cazip değil, borsa kazandırmıyor. Reel sektörde ekonomi durgun.
Bugüne kadar dövizi kamu kesimi değil, özel sektör getiriyordu. Özel sektörde yatırım, üretim, ihracat yavaşladı. Özel sektör döviz kazanamazsa yükümlülüklerini ödeyemez.
Bizim bir özelliğimiz var. Bugüne kadar borçlarımızın anaparasını ve faizini ödemekte zorlanmadık.
Ne var ki şimdilerde Türkiye’ye dışarıdan bakanlar Türkiye’yi riskli ülke olarak görüyorlar. İçeride PKK ve IŞİD terörü, komşu ülkelerle ilişkilerin giderek kötüleşmesi, Türkiye’nin Kıbrıs, Yunanistan İran, İsrail, Rusya, Irak, Suriye ile ilişkilerinin bozulması, Suriyeli sığınmacılar sorunu Türkiye’nin dış görünümünü bozdu.
Siyasi risk frenliyor
Olumsuz gelişmeler döviz bilançomuzu bozdu. İlk 10 ayda döviz açığımız geçen yıl 33 milyar dolardı ama açığı kapatmada zorlanmamıştık.
Bu yıl ilk 10 ayda açık 25 milyar dolara indi ama sermaye hareketiyle sadece 9 milyar net döviz girişi oldu. Nereden geldiği belli olmayan 11 milyar dolar buna eklendiği halde açık kapatılamadı. Rezervden 5 milyar dolar yedik.
Açık anlatımla, ihtiyacımız olan döviz ülkeye girmiyor. Rezervi azaltarak açığı kapatıyoruz. Ekonomide kaidedir: Arz talebi karşılayamazsa, fiyat yükselir.
Sonuç: Kısa sürede Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar, ülkeye döviz girişini artıracak gibi görünmüyor. Şu sevinilecek bir durumdur ki, daha önce benzer durumlarda karşılaşılan “Dövize Hücum” riski yok. Bankalar, şirketler, şahıslar Türk Lirası’ndan dövize dönme arayışında değil. Bu çok önemli bir avantaj. Bugünkü az talep dengesizliği, olağan döviz talebiyle azalan döviz girişinden kaynaklanan bir dengesizlik.
Tekrarda yarar var: Yarın dolar fiyatının ne olacağını kimse bilemez.