Acaba bir ülke “anonim şirket” olarak yönetilebilir mi? “Anonim şirket ne yapar? Ne işe yarar? Sayın okuyucularıma anonim şirketin ne olduğunu, ne işe yaradığını kabaca anlatmak istiyorum.
Şirketler veya firmalar bir veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin tek başlarına veya bir araya gelerek, emek veya mallarını belli bir amaçla bir sözleşmeye bağlamaları sonucu ortaya çıkan tüzel kişiliklerdir.
Şirketler ikiye ayrılır: Kişi (şahıs) şirketleri ve sermaye şirketleri. Şahıs şirketleri adi, kolektif, komandit şirketler; sermaye şirketleri ise, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, limitet şirketler ve anonim şirketlerdir.
Anonim şirketi kuranlar, şirkete ortak olanlar, şirkete yatırdıkları para ölçüsünde yönetimde söz sahibi olurlar. Şirkete yatırdıkları para ölçüsünde şirketin kârından pay alırlar. Hem yönetimi ele geçirir hem de kâra sahip olurlar.
Şirkete katılım payı ödeyemeyenler şirketin faaliyetlerinden kârından yararlanamazlar.
Örneğin Arçelik bir anonim şirkettir. Sermayesinin çoğunluğu Koç ailesine ait olduğu için yönetimde sadece Koç ailesi söz sahibidir. Kârın büyük kısmı şirkete koydukları sermaye ölçüsünde Koç ailesinindir. Parası olan, borsadan Arçelik hissesi satın alır. Hisse sahibi de yatırdığı para kadar kârdan yararlanır. Hisse satın alacak parası olmayan Arçelik şirketinin gelişmesinden, kârlılığından hiçbir şekilde istifade edemez.
“Katar“ bize ne katar?
İstanbul’da İstinye Caddesi’nin adı “Katar Caddesi” oldu. Yöneticilerimiz Katar’ı çok seviyorlar.
Acaba Katar, bize sosyal, ekonomik ve politik bakımdan ne katar? Her gün caddesinden geçeceğimiz ülke nedir, ne yapar diyerek merak ettim.
Katar 11 bin m2 toprağı olan bir “emirlik”. Nüfusu 2 milyon. Nüfusun 800 bini yerli Arap. Kalanı değişik Asya ülkelerinden çalışmak amacıyla Katar’a gelenler.
Ülkeyi Emir’ler yönetiyor. Şimdiki Emir Şeyh Tamim Bin Hamid El Tani (1980) İngiltere’de kraliyet askeri okulunda eğitim gördü.
Milli geliri 200 milyar dolar. (Bizimkinin 4’te biri ölçüsünde). İhracatı 122 milyar dolar, ithalatı 35 milyar dolar. Bunun için de dolar zengini.
İhracatının esası petrol ve doğal gaz. Doğal gazı sıvılaştırarak ihraç ediyor. Petrole dayalı demir çelik, alüminyum, petrokimya tesisleri var.
Biz yılda 250 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. 400 milyon dolara yakın ithalat yapıyoruz.
Biz zengini severiz. Zengin dostumuz olsun da Türkiye’ye para akıtsın isteriz.
Son 5 yılda (2010-2014 arasında) Türkiye’ye Katar’dan 926 milyon dolar doğrudan yabancı sermaye girişi oldu. (Bizim yiğit inşaatçılarımız bu kadar parayı bir AVM ve Rezidans kompleksi için harcıyorlar).
DEİK Türkiye-Katar İş konseyi’nden aldığım bilgiye göre Katar sermayesi bugüne kadar Türkiye’de Anadolu Grubu’nun ABank’ına, İstanbul Havaalanı yolundaki Retaj otele yatırım yaptı. Pizza Hut zinciri Kuveytli işadamlarına ait. Barwa grubu ise Sinpaş ile Ottoman Residence projesinde ortaklık yaptı.
Son 5 yılda ülkeye toplam 51 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi oldu. Biz genelde Körfez ülkelerinden, Müslüman kardeşlerimizden ilgi bekliyoruz ama 5 yılda ülkeye giren 51 milyar dolar doğrudan yabancı sermayenin 38 milyar doları Avrupa ülkelerinden geldi.
İngiltere’den 4.5 milyar dolar, Almanya’dan 4.4 milyar dolar, Fransa’dan 2.2 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi gerçekleşti. Doğumuzdaki dost ülkelerden Azerbaycan’dan 3.1 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi oldu.