Dün tribünler "yaşa Fenerbahçe..." ve "aslan Galatasaray... Şampiyonum cimbomum" marşlarıyla inliyordu.
"Yaşa Fenerbahçe" Marşı, İspanyolca "E viva Espana" şarkısından uyarlanmıştır.
Sözleri Fecri Ebcioğlu'na aittir.
İspanya Milli Takımı ve Real Madrid, bu şarkıyla coşturulurlar.
Hatta FB, Real Madrid'le eşleştiğinde, İstanbul'da tribünler "yaşa Fenerbahçe" ile inliyordu...
Bir avuç İspanyol taraftar da coşkuyu paylaşarak "E viva Espana" diye eşlik ediyorlardı.
Daha sonra... Ercan Saatçi, "Fenerbahçe'liyiz Marşı"nı yaptı.
İthal olmadığı için daha derinlikliydi.
Cuma günü de Ercan Saatçi yönetiminde "Fenerbahçe Marşları - 2" adlı CD çıktı.
Bir günde 150 bin sattı. Rekora gider.
Ercan Saatçi, koyu Fenerbahçe'li...
Yurtdışında, gol attıktan sonra her kulübün kendi marşının hoparlörlerden çalındığını görmüş ve bu ses düzenini kendi cebinden ödeyerek Fenerbahçe Stadı'na kurmuş.
Sonra bütün takımlar da bu örnekten esinlendiler.
Ürettiği bu güzellik sonrası, gazeteciler "Fair Play" ödülünün "Ercan Saatçi'ye verilmesini" bile istemişlerdi.
Galatasaray'ın "aslan Galatasaray... Şampiyonum cimbomum" marşı, gerçekten keyif vericidir... Coşturur.
Müziği ve sözleri Mehveş Emeç'in...
Mehveş, babadan Galatasaray'lı...
Keşke Çetin Emeç de "kızının Galatasaray müziğiyle sarı - kırmızılı takımın Avrupa'nın en büyük kupalarını kazandığını" görebilseydi...
Galatasaray'ı coşturan bir şarkı daha var.
"Göklerde yıldız... Gönüllerde ay... Şampiyonsun... Galatasaray."
Bu da "Samba di Janeiro" adlı şarkının müziğinden uyarlanmış.
Eskiden Fenerbahçe için de sözleri vardı:
"Sarısı... Laciverti... Şampiyonsun... Kanarya."
Ama... Son 4 yılda hep Galatasaray şampiyon olduğu için bu şarkı Fenerbahçe'liler tarafından nerdeyse unutulmuştu.
Sevdiğim bir diğer futbol şarkısını, Brezilya - Fransa finalinden önce Ricky Martin'den dinlemiştim.
Sahayı boydan boya yürürken, tribünler onun "gol, gol, gol... Oley, oley, oley" sesiyle ve müziğiyle inliyordu.
İtalya'da da müzik sanatçıları, genellikle bir takımı tutarlar ve ona şarkılar yazarlar.
Örneğin... Haziran'da Türkiye'de konser verecek olan Eros Ramazzotti, İtalya'nın en popüler şarkıcısıdır.
Forması siyah - beyaz renkli olan Juventus takımını tutar.
Bu takımın simgesi olan şarkısı "La bella signora in bianca e nera"dır.
Antonello Venditti, Roma'yı tutar.
1984'te yazdığı Grazie Roma (teşekkür Roma), bu takımın simge şarkısıdır.
Fiorentina'nın 70 yıllık şarkısı ise "La bella signora viola" (mor menekşeli güzel kadın)dır.
Her golden sonra bu şarkı çalar.
İngiltere'de Liverpool'un şarkısı "You'll never walk alone" (asla yalnız yürümeyeceksin)dir.
Westham takımının ise "I am forever blowing bubbles", mavi mor renklerinden esinlenerek "her zaman baloncuklar şişereceğim" anlamına gelen bir şarkısı vardır.
Chelsea'nin şarkısı "Keep the blue flag flying" yani "mavi bayrağı dalgalandır"dır.
Leeds takımının ise "Marching in together..."
South Hampton'ın "When the saints go marching in"...
İngiltere Milli Takımı ise "Tree lions" yani "3 aslan" ile coşar.
Bizim de iyi bir milli takım marşına ihtiyacımız var.
Futbol Federasyonu, bunun için bir yarışma açmalı.
Her milli karşılamada stadyum hoparlörlerinden gümbür gümbür yankılanacak bir müzik...
Milli sporculara destek ve coşku için Milli Marş çalamayız ya...
........
Ve dünün yorumu:
"Şampiyon Fenerbahçe"
"Lider Galatasaray"
Fenerbahçe için şampiyonluk bir sonuç değil... Bir başlangıç.