Dünya, “Delta”dan iki kat daha bulaşıcı “Omicron” virüsünün şokunda.
Önce…
Adından başlayayım.
Kovid-19’un mutasyonları için bilim adamları “kadim Yunan alfabesinin harflerini” kullandılar.
İlk varyant “Alfa” idi.
Son varyant ise “Delta.”
Deltadan sonra gelen harfler
“nu” ve “xi…”
Bilim adamları “nu”nun “çıplak” anlamına gelen “nu” olarak yorumlanabileceğini düşündüler ve pas geçtiler.
Ardından gelen “xi” ise Çin liderinin adı olduğu ve Çin’de yaygın biri isim olarak kullanıldığı için o da pas geçildi.
Sıradaki “Omicron” harfi benimsendi.
HOŞ GELMEDİ
Dünyamıza “Omicron” hiç de hoş gelmedi.
Yaşamlarımızın yeniden normale döneceği yolunda önce aşılar umut vermişti.
Sonra da Pfizer/BioNTech ve Merck’in tedavi için geliştirdiği, yüzde 90 dolaylarında etkili olabileceğinin açıklandığı ilaçlarla artık “Tünelin ucu göründü” diyebiliyorduk.
Ancak…
Omicron’un bulunmasıyla umutlar bir gün içinde karardı.
Tünelin ucundaki ışık“üzerimize gelmekte olan lokomotifin farlarına” dönüştü.
İKİ KAT HIZLI
Omicron yapılan ilk incelemelere göre Delta’dan -en az- iki kat daha bulaşıcı.
Ve…
Çok daha hızlı yayılma kabiliyeti var.
Üstelik “aşıların, Omicron virüsüne etkili olup olmayacağı” henüz bilinmiyor.
Çünkü…
“Delta ile aynı aileden olmadığı” yolunda bulgular var.
“Neden daha bulaşıcı?” sorusunun cevabı ise şöyle:
Virüsün etrafındaki dikensi proteinlerde
30 mutasyon var.
Virüs bu dikenlerin ucundaki vantuzlarla burun ve ağızdan kenetlenmeye çalışıyor.
O uçlarda da 10 mutasyon saptandı.
Buradaki mutasyonlar ne kadar fazlaysa virüse karşı savaşacak olan antikorların aklı o kadar karışıyor.
Örneğin…
Omicron’da 10 olan mutasyon sayısı, Delta’da 2…
İşte…
Mutasyon sayısının çok oluşu yüzünden aşıyla ya da daha önce Kovid’e yakalanma sonucu oluşan antikorların hafızalarında yeni Omicron mutasyonları yok.
Omicron tanınmadan, antikorlarla savaşmadan tutunduğu hücreye giriş yapabiliyor, kendini kopyalayarak çoğalabiliyor.
YARIŞ
Aşı ve ilaç firmaları şimdi müthiş bir yarışa girdiler.
Öncelikle bu yeni virüse mevcut aşılarının “etkili olup olmadığını, etkiliyse ne oranda olduğunu” araştıracak ve bulacaklar.
Ancak…
Bu araştırmanın sonucunu beklemeden bir yarış için daha
start aldılar.
Yeni virüse de etkili olacak şekilde aşılarını güncellemenin müthiş tempolu çalışması içindeler.
Pfizer/BioNTech “100 gün içinde yeni aşıyı üretmiş olabileceğini” açıkladı.
ALKIŞ VE CEZA
Kovid-19’un ilk çıktığı günlere göre devletler bu kez çok daha hızlı refleks gösterdi.
Güney Afrika’nın “Omicron” alarmını vermesinin üzerinden 48 saat geçtiğinde ABD ve -Türkiye dâhil- Avrupa ülkeleri bu ülkeden ve bazı Afrika ülkelerinden uçaklara yasak kararı aldı.
Buna Güney Afrika hükümetinden tepki var.
Bazı küresel bilim adamlarının da katıldıkları eleştiri şöyle…
Güney
Afrika’nın gelişmiş genomik dizilimi ve yeni varyantları hızlı tespit yeteneği, mükemmel
bir bilimsel çalışmadır.
Omicron’u daha ilk adımlarında tespit ederek dünyaya açıklaması, dünyaya erken uyarıda bulunması, alkışlanması gereken büyük başarıdır.
Ama…
Alkışlamak yerine seyahat yasakları koyarak cezalandırmanın izahı olamaz.
Çok yanlıştır.
Kaldı ki…
Bu yanlış ve cezalandırıcı tavrı koyan devletler, Omicron tespit edecek başka ülkelerden nasıl bildiri ve erken uyarı bekleyebilirler ki?
Ülkeler “Bizim halkımızda da Omicron virüsü tespit ettiğimizde, bunu dünyaya açıklarsak Güney Afrika’ya konulan uçuş yasakları, devlet ölçeğinde karantina bize de uygulanabilir” kaygısına düşeceklerdir.
Uçuş yasağı yerine sıkı bir test denetimi uygulanmalıdır.
Gelişmiş toplumlar söz verdikleri aşı katkısını süratle yerine getirmelidirler.
Gerçekten…
Güney Afrika’da nüfusun ancak yüzde 26’sı aşılanmış durumda.
ZAMAN KAZANMAK
Buna karşılık, uçuş yasaklarının da gerekçesini yansıtayım…
İki kelimeyle “zaman kazanmak…”
Omicron’a karşı yeni aşıların 100 gün içinde geliştirilebileceği ve kullanılabilir hale geleceği düşünülürse, bu yeni virüsle enfekte olmuş Afrikalıların mümkün olduğu kadar yerkürenin diğer ülkelerine bulaş taşımalarının önlenmesi anlamlıdır.
Gerçi “Bir yeni varyant tespit edildiğinde, radarın altında geçiş yapmış daha pek çok vaka vardır” söylemi de bir gerçeğe işaret ediyor
ama gene de önlemler -nispeten- etkili olabilir.
Öte yandan…
Güney Afrika Omicron’un menşei ise oradan enfekte olmuş birçok kişi başka ülkelere çoktan giriş yapmış olmalıdır.
Beyaz Saray’ın danışmanı Dr. Fauci de “Önünde sonunda bu yeni virüs bütün ülkelere gelecektir” dedi.
Ama…
Yayılımı ne kadar geç ve az sayıda olursa, yeni aşının devreye girmesi için
o kadar zaman kazanılır.
Yazıya Moderna’nın Başkanı Hoge’un şu sözleriyle nokta koyayım:
“Omicron bir Frankenstein karışımı gibi. Ancak dünya bu şeyle tekrar savaşmaya hazır. Hatta ilaç şirketleri aşılarının başka varyantları da öngörerek versiyonlarını yapma potansiyeline sahip. Üretime geçip stok oluşturmadılar çünkü mevcut aşıların üretim hızını kesmek istemediler.”
…………….
Sonuç…
Enseyi karartmayalım.
Dünya iki yıl öncesi gibi değil.
Çok daha bilgili, bilinçli ve teknolojik donanımlı.