Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Hamas’tan “İsrail’in 11 Eylül’ü” denilen sürpriz büyük saldırı arkasındaki beyin Muhammed Deif…

Bu Filistinli Başkomutanı iyi tanımak gerek.

7 Eylül Cumartesi saldırısının başlamasından birkaç saat sonra Hamas onun bir ses kaydını yayınladı.

Hamas’ın başkomutanı

Konuşması sakin ve netti.

“Halkımıza karşı devam eden suçlar, işgal çılgınlığı, uluslararası yasaların ve kararların çiğnenmesi ile Amerika ve batı desteğinin karşısında tüm bunlara son vermeye kararlıyız.

Böylece düşman (İsrail) artık hesap sorulmadan eğlenemeyeceğini anlasın.”

Haberin Devamı

Gölgeler içinde filme alınan konuşmacı, Hamas’ın askeri kanadının komutanı ve saldırının beyni Muhammed Deif’ti.

Takma adı “misafir” anlamına gelen Deif için “Filistin liderliğinin en yüksek kademelerinden birindeki adam” denebilir.

Sonuncusu geçen yıl olmak üzere İsrail’in 5 suikast girişiminden kurtuldu.

Bunlardan birinde eşi ve çocukları öldürüldü.

Hamas’ın başkomutanı

Muhammed Deif, doğum adı Muhammed Diab İbrahim el-Masri, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın Filistinli genelkurmay başkanı ve yüksek askeri komutanı.

KAMPTA DOĞDU

Resim çektirmeyen ve sadece iki fotoğrafı bulunan bu Hamas başkomutanı 1960’larda Han Yunus Mülteci Kampı’nda doğdu. Bebeğe Muhammed Diab İbrahim el-Masri ismi konuldu.

Gazze o zamanlar Mısır kontrolü altındaydı.

İsrail’in Şin Bet istihbarat servisindeki dosyasına göre “amcası ya da babası 1950’lerde İsrail’e sızan silahlı Filistinli savaşçılar arasındaydı.”

Muhammed Deif, Gazze’de İslam Üniversitesi’nde okudu.

Müslüman Kardeşler Örgütü’ne yakındı.

Üniversite’nin sahnelediği tiyatrolarda oyunculuk yaptı.

20 yaşlarında İsrail’e karşı eylemlere katılıyordu.

İsrail hapishanelerinde kısa süreli cezalarla birkaç kez yattı.

Bunlardan birinde Hamas’ın Politbüro üyesi olan Gazi Hamad ile aynı hücreyi paylaştı.

Hamad onun için “Hamas’taki yaşamının başlangıcından itibaren tek çözüm olarak askeri yola odaklanmıştı” diye anlatıyor.

“Özel hayatında çok nazikti, her zaman bizi güldürmek için karikatürler çizen bir vatanseverdi” diye anlatımını sürdürüyor.

Ancak…

Deif’in örgüt hayatında nezaket ve mizaha yer yok.

“İsrail-Filistin arasındaki Oslo anlaşmasını mahvetmek için” intihar saldırılarının arkasındaki beyindi.

Örneğin…

1996’da 50’den fazla sivilin ölümüne yol açan eylem dâhil düzinelerce insanın yaşamlarını yitirmesinden sorumlu tutuluyor.

Haberin Devamı

Muhammed Deif teknolojiye yoğunlaşıyor.

1996 yılında İsrail tarafından içine küçük fakat güçlü patlayıcılar konulmuş cep telefonuyla öldürülen “mühendis” lakaplı bomba yapımcısı Yahya Ayyash’tan eğitim alıyor.

Muhammed Deif Hamas’ın ilk roketlerinin yaratılması ve üretilme sürecini başlattı ki Hamas’ın roket cephaneliği şu anda on binlere ulaşmış durumda.

DANSA HAYIR

İsrail abluka altına aldığı Gazzelilere iş sağlıyordu.  Her yıl daha fazla çalışma izniyle Gazze’ye önemli bir gelir akışıydı bu. Gazzeliler de işlerini kaybetmemek için büyük eylemler ve büyük çatışmalara karşıydı.

Muhammed Deif ise “böyle bir dans kabul edilemez” diyordu.

Tel Aviv’deki otobüsleri, İsrail’in işgalci yerleşimcilerini, askerleri hedef alan eylemlere imza atıyordu.

İsraillileri sığınaklara gönderen roket saldırılarının da arkasında o vardı.

TEKERLEKLİ SANDELYEDE

İsrail tarafından 10 yıldır aranıyor. 20 yıl önce bir hava saldırısında İsrail ve batı medyasında “öldürüldüğü” haberleri yayınlandı.

Haberin Devamı

Oysa bacaklarını kaybederek hayatta kalabilmişti.

O zamandan beri tekerlekli sandalyeye mahkum.

Gazze’deki El Ezher Üniversitesi Siyaset Profesörü Mkhaimar Abusada “bundan önce bile Muhammed Deif, kutsal bir kişilik gibiydi. Hem Hamas içinde, hem Filistinliler arasında çok saygı görüyordu. Bu büyük operasyonla birlikte artık gençler için o Tanrı gibi bir figüre dönüşecek” yorumunu yapıyor.

Filistinli grupların, -örneğin El Fetih ve Hamas- arasındaki yıkıcı rekabet ve iç çatışmalarıyla hiç ilgilenmeyen sessiz, yoğun bir adam.

Bunun yerine İsrail-Arap çatışmasının doğasını, şiddeti araç olarak kullanmakta kararlı bir başkomutan, bir beyin…

“İsraillilerle, İsrail topraklarının içinde savaşmalı “işgal altındaki topraklarda güvenli olabilecekleri kanısını yıkmalıyız” görüşünü sık sık vurgulamakta.

Hamas’ın başkomutanı

KASSAM TUGAYLARI

Muhammed Deif’in “komuta ettiği ve İsrail’in 11 Eylül’ü” denen saldırıyı yapan Kassam Tugayları için de birkaç satır.

Kassam Tugayları adını İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele verirken hayatını kaybeden Suriye asıllı Filistin lideri Şeyh İzzeddin El- Kassam’dan alıyor.

30 bin dolaylarında silahlı savaşçısı olan 6 tugaydan oluşuyor. Örgüt bünyesinde mühendislik, hava savunma, topçu, fedailer, lojistik gibi uzmanlaşmış birimler var.

En önemli özelliği “Filistin dışından hiçbir milis desteğini kabul etmiyor.”

Savaşçılar yoğun bir dini, kültürel ve ahlaki eğitim sürecinden geçiyorlar.

İLK FÜZE KASSAM 1

El- Kassam Tugayları askeri çalışmalarına önce tabanca ve tüfekle başladı.

Yerel imkânlarla otomatik silahlar üretti. Mühendislik bölümü güçlüydü.

Bazı patlayıcılar bombalar ve uzaktan kumandalı patlayıcılar yaptı, geliştirdi.

İsrail’e fırlattığı -kendi üretimi- ilk füzenin adı Kassam 1’di. (26 Ekim 2001)

TİME Dergisi “Filistinlilerin roketi silah olarak kullanabildiği noktaya ulaştığını” yazmış,“Ortadoğu’yu değiştirme imkânına sahip ilkel roket” yorumunu yapmıştı.

Hamas mühendislik bölümü teknik çalışmalarını hızlandırdı.

“Kassam 2” adlı bir üst modeli üretti.

Bu roketi ilk kez 2002 Şubat ayında kullandı.

Ardından Kassam 3 ve 4 modelleri geldi.

Daha sonrasında üretilen roketlere liderlerinin takma adlarının baş harfleri ve roketin menzilinden oluşan isimler verilmeye başlandı. Kassam Tugayları ayrıca İran yapımı Fecr-5 ve Grad füzelerini de kullandı.

İnsansız hava araçları üretti.

2014’te üretilen ilk insansız hava aracının adı Ebabil’di.

Sadece “İsrail hava sahasında görev yürütmek için 3 çeşit hava aracı” üretti.

Hamas’ın başkomutanı

BÜYÜK OYUN

Bu son savaşta -tam olarak- “İsrail’in tahrik ve tetikleyici olduğu” söylenemez.

Tam tersine İsrail yatıştırıcı olmaya çalışıyordu.

Binlerce Gazzeliye iş veriyordu.

Asıl ilk sebep, “Netanyahu’nun zayıf hükümeti ve ülkenin 2’ye bölünmüş olmasıdır.”

İkincisi İsrail’le -ABD’nin aracılığı ve bastırmasıyla- Körfez emirlikleri ve Suudi Arabistan arasında anlaşmanın giderek yakınlaşmasıdır.

Bu ise İran’ın 3 stratejik boğazı Amerika’ya ve batıya kaptırması anlamına gelecektir.

Şu son Hamas saldırısından sonra “orta vadeli süre için bu dosyanın rafa kaldırıldığı” söylenebilir.

Sonuç…

Çocuklar, kadınlar, siviller, binlerce insan ölüyor. Psikolojiler bozuluyor.

Rehineler alınıyor.

Canlı insan kalkanı olabileceklerini düşünen o insanların yaşamakta oldukları dehşeti düşünün.

…………………

Katar’dan milyarlarca dolar bağış alan Hamas o parayla, üniversiteler, hastaneler, fabrikalar kurabilirdi.

Halkının yaşam kalitesini yükseltebilirdi.

Zaten kendisine ait olan Gazze’de bir medeniyet toplumu yükseltebilirdi.

Ama...

Uygarlık Mühendisliği yerine savaş mühendisliğini seçti.

………………..

İsrail ise aşırı sağın zayıf hükümeti ve hapis olasılığını Demoklesin kılıcı gibi başında hisseden Netanyahu’nun “iç politikada durumunu güçlendirmek için seçtiği şiddet yolu ve anayasayı bile delecek girişimleriyle” yangına malzeme hazırladığı ise bir diğer gerçek.