CHP’nin 100. kuruluş yıldönümü…
Bu bağlamda bir soru.
Halkın yüzde 57,8’i “Mustafa Kemal Atatürk’ü tarihimizdeki en beğenilen kişi” olarak seçiyorsa…
Her iki kişiden biri “Atatürk” diyorsa…
CHP neden yıllardır her seçimde -adeta- “donmuş” yüzde 25-28 oy bandına mahkum?
…………….
Gerçekten…
Metropol Araştırmalar Merkezi’nin anketine göre “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk yüzde 58.2 ile en çok beğenilen tarihi kişilik…”
Katılımcıların yüzde 28.5’i “Fatih Sultan Mehmet” diyor.
“Abdülhamid” diyenlerin oranı ise yüzde 8.2’de kalıyor.
………………..
A&G Araştırma şirketinin anketine göre ise “Türk halkı 4 ortak paydada buluşuyor.”
Şöyle ki:
Türkiye’de “her iki seçmenden biri kendini Atatürkçü” olarak tanımlıyor.
İkinci ortak payda “Milliyetçilik (yüzde 44.6)…”
Üçüncü ortak payda ise “laiklik (yüzde 34.8).”
“Dindarlık (yüzde 29.3)” ise dördüncü sırada.
ÖZAL MUHAFAZAKARLIĞI
Burada bir not düşeyim.
A&G’ye göre “Türkiye -söylenenlerin aksine- dindarlaşmıyor, muhafazakarlaşıyor.”
Ve…
“Dindarlıkta, muhafazakârlıktan” anlaşılan şey ise “Özal’ın muhafazakarlığı” kadar.
CHP’de sağ açılımın “mülahazat” hanesine “bu oranlar işlenmemiş” anlaşılan.
1946’dan sonra da CHP’yi sağa açmak süreci yaşanmıştı.
1950 de sandıklar açıldığında görüldü ki beklentilerin tersine sağa yelken açmak oy getirmemişti.
KURUCUSU ATATÜRK
CHP’nin (Cumhuriyet Halk Partisi) kuruluş adı “Halk Fırkası”dır.
Kökeni Kurtuluş Savaşı’nın arkasındaki siyasi güç olan “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” idi.
Başkanı Mustafa Kemal Atatürk olan bu cemiyet “Halk Fırkası”na dönüştürüldü.
Mustafa Kemal Atatürk 9 Eylül 1923’te İçişleri Bakanlığı’na başvurarak “Halk Fırkası’nın kuruluşunu” bildirmişti.
“Halk” toplumun bütün kesimlerini ve sınıflarını kucaklayan anlamda yeni partinin adı olmuştu.
Ülkenin tüm il ve ilçelerinde Müdafaa-i Hukuk binaları ve örgütü olduğu için o tabelalar inmiş, yerine Halk Fırkası tabelaları konulmuştu.
1924 yazında siyaset kulisleri bir söylentiyle dalgalandı.
Bazı milletvekilleri “Halk Fırkası”ndan ayrılarak yeni bir parti kurmak için düğmeye basmışlardı.
Bu hareketin içindeki 25 milletvekili arasında Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele gibi Atatük’ün çok yakını olan isimler vardı.
Hiç biri “Cumhuriyet rejimine karşı değildi.”
Ama…
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Halk Fırkası’nın başkanlığını da sürdürmesi, onları “tek adam rejimine mi gidiliyor” kuşkusuna kilitlemişti.
Böyle bir ihtimali önlemek için “Terakkiperver (ilerici) Cumhuriyet Fırkası”nı kurmaya karar vermişlerdi.
İddialara göre “Cumhuriyet” kelimesini yeni partiye bırakmamak için Halk Fırkası yetkili kurulu 10 Kasım 1924’te
Toplandı.
“Halk Fırkası’na Cumhuriyet’in eklenmesi” kararını aldı.
BÖLEM VE YÖNDEŞLİK
Cumhuriyet Halk Fırkası 1935’e yılına kadar sürdü.
Türkçeyi, Arapça, Farsça gibi yabancı dillerden arındırmak sürecinde “Fırka” yerine Türkçe sözcükler araştırılmıştı.
Önceleri “bölem” sonraki yıllarda “yöndeşlik” önerildi ama tutmadı.
Ve…
Fransızca “parti” kelimesi benimsendi.
1934’te toplanan kurultayda alınan kararla “Fırka” ve “Parti” yer değiştirdi.
Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oldu.
PARAMPARÇA
Atatürk’ün kafasında plan iki aşamalıydı.
1- Cephede savaşla ülkeyi düşman güçlerinden kurtarmak.
2- Çağdaş bir Türkiye için Cumhuriyet ve onun temel unsuru olan parlamenter yapıdaki siyasi partileşme.
Ancak birinci Meclis’te farklı görüşlerle adeta bir yamalı bohça oluşmuştu.
Sayalım:
*İstiklal Grubu:
Gençlerin ve devrimci askerlerin oluşturduğu bu grup Meclis’te 40 milletvekiline sahipti. İleri görüşlü, hamleci ve Mustafa Kemal hayranıydılar. Mustafa Kemal’in “gayri resmi grubu” olarak algılanıyorlardı.
*Tesanüd Grubu:
İttihat ve Terakki Cemiyeti kökenli bu grubun amacı milletvekilleri arasında dayanışmayı sağlamaktı.
*Halk Zümresi:
İttihatçıların çoğunluğunun içinde olduğu sol eğilimli bir gruptu.
“Sovyet Devrimini” örnek alıyordu.
*Islahat Grubu:
Muhafazakar eğilimli bu grup “Osmanlı Devletini sürdürmek ama kurumlarında bazı yenilikler yapmak” görüşünü savunuyordu.
*İttihatçı Grup:
Diğer gruplara da sızmış olmakla beraber İttihat ve Terakkici milletvekilleri bir de kendi etiketlerini taşıyan bir grup oluşturmuşlardı.
*Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti:
“Hilafetin ve saltanatın kaldırılacağından” kaygılı bu muhafazakarlar, programlarının 3. maddesine “Osmanlı Saltanat ve Hilafetini koruyucu maddeler” koymuşlardı.
*Birinci Müdafaa-i Hukuk Grubu:
Bu grup çoğunluktaydı ve Mustafa Kemal’e yakındı.
*İkinci Müdafaa-i Hukuk Grubu:
Bu ikinci grup “birinci grubun saltanata ve hilafete karşı olan politikasıyla mücadele için” oluşmuştu.
……………….
Halk Fırkası sonraki adlarıyla Cumhuriyet Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün kurucusu olduğu siyaset markası olarak simgedir.
………………..
Ve gene aynı soru…
Vefatının üzerinden 85 yıl geçtiği
halde yüzde 50’sinin “kendini Atatürkçü” olarak tanımladığı, yüzde 57.8’nin en beğendiği tarihi lider olarak Atatürk’e gönül verdiği bu halk “neden onun kurduğu partiyi iktidara getirmiyor?”
Atatürk’ün kurduğu parti neden yüzde 25-28 bandında kalıyor.(*)
10 yıllardır CHP’yi yönetenler bunları sorgulamalıdır.
Acaba…
Atatürk’ün CHP’siyle “yabancılaşma” bu sorunun başat cevabı olabilir mi?
CHP 100 yaşına gelebilmişse, yani “dalya” diyebilmişse medeni Atatürk’tür.
……………….
(*) Bülent Ecevit’in CHP’ye kazandırdığı yüzde 42 oy istisnadır.