İdlib’den bir yeni göç dalgası daha...
Şimdiden 50 binin üzerinde Suriyeli İdlib’den sınırımızdaki kamplara aktı.
4 milyona yakın Suriyelinin sel suları gibi vurması tehlikesi konuşulmakta.
Bu kez sosyolojik dokusu çok farklı.
Çünkü...
Mağdur siviller değil.
Çok büyük çoğunluğu Suriye haritasının çeşitli bölgelerinden İdlib’de toplanıp sıkıştığı silahlı örgüt mensuplarının aileleri...
Yani...
İdlib’deki son durum için biraz geriye gidelim.
......................
Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği...
S-400’lerin ilk parçaları Mürted’e o gün varmış.
Rus diplomatlar memnun.
“Hele bir de ABD’den Türkiye’ye S-400 teslimatı nedeniyle yaptırımlar gelirse çift kat dondurmalı Medovik (bir Rus tatlısının adı)!”
......................
ABD, satrancın birkaç hamle sonrasını görmüş olmalı...
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Bodrum tatilleri “32 kısım tekmili birden” siyaset polemiğinin film konusu...
Tartışmalar hâlâ sürüyor.
“İstanbul’u sel götürürken, Eminönü geçidindeki dükkânları lağım suları basmışken, Başkan neden Bodrum tatilini kesip anında dönmedi? Ancak ertesi gün gelip şöyle bir görünüp gene Bodrum’a gitmesi olacak şey mi?”
.....................
Tamamen yansız ve hem bu eleştirileri yapanlara, zarara uğrayan esnafa, hem de Başkan İmamoğlu’na empatiyle konuya yaklaşayım.
- Tatil her insanın
ihtiyacı ve hakkıdır.
İmamoğlu 1 yıla yakın süre bir insan evladının fiziki sınırlarını sonuna kadar zorlayan kampanya maratonu koştu.
Bir soru:
“Önümüz-deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki turlu ve yüzde 50+1 çoğunluk gerektiren sistem yerine tek tur ve basit çoğunlukla seçilme düzenlemesi gelebilir mi?”
Derin siyasetin akademik tartışmaları ufak ufak sızmakta.
Beştepe’nin fiziki, siyasi ve zihni coğrafyasının tamamen dışında.
Ama fikirler olgunlaşırsa “İktidara bir dosya olarak sunulma ihtimali yok” da diyemem.
Hukuk teorisi eksenli bir fikir jimnastiği olduğu duyumları var.
Bazı Güney Amerika devletlerinde bu modelin halen uygulanmakta olduğuna işaret edeyim.
Aşağıda anlatacağım...
Sanatta küresel ışıklarımızdan şef Cem Mansur, Türkiye’nin iddialı konservatuvarlarından 76 genç seçer yıllardır.
Sabancı Vakfı’nın desteklediği TÜGFO (Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası) böyle oluştu. 13 yıldır Türkiye’de ve sınırların ötesinde konserlerle alkışlanıyor.
.......................
Haftanın başında pazartesi gecesi “İş Sanat”taki konserine gittim. Siyah uzun giysiler içinde genç kızlar, fraklı delikanlılar Cem Mansur’un yönetiminde bizlere nasıl da güzel zaman geçirttiler, onlar ve piyano sanatçısı Gökhan Aynış coşkuyla, heyecanla ayakta alkışlandılar.
Bizi bir yerlerden memnuniyetle izliyormuş gibi hissettiğim Atatürk’le konuştum. “Senin eserin Ata’m, teşekkürler” dedim içimden.
Konserde besteci Füsun Köksal’ın yapıtı “Sessiz Yankılar (Silent Echoes)” icra ediliyordu.
Benim Atatürk’e içimden
Tarihten bir yaprak...
.................
Ali Kemal, 1903 yılında İsviçre’de kendisinden 10 yaş küçük Wnifred’e âşık oldu, Wnifred’in annesi İngiliz, babası İsviçreliydi, evlendiler, nikâhı papaz kıydı, Wnifred Müslüman olmadı ama, Ali Kemal eşine “Fitret” adını verdi, ilk çocukları bir aylıkken öldü, sonra Selma, sonra Osman doğdu.
1909’da, Fitret henüz 26 yaşındayken vefat etti, Ali Kemal bunalıma girdi, bir süre İngiltere Wimbledon’da yaşamaya çalıştı, yapamadı, çocuklarını kayınvalidesi Margareth’e emanet etti, “Şartları uygun hale getirince çocukları yanıma alacağım” dedi, İstanbul’a döndü.
Birinci Dünya Savaşı patladı, İstanbul işgal edildi, memleket yangın yerine döndü, çocuklarını getiremedi, anneanne Margareth torunlarını İngiliz olarak yetiştirdi, Osman adını değiştirdi, Wilfred oldu, subay oldu, pilot oldu, İkinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği cesaret ve yararlılık nedeniyle İngiliz Üstün Liyakat Madalyası aldı, evlendi, oğlu oldu, oğlu
Tutun ki “ABD ile ilişkiler öyle bir noktaya geldi ki Türkiye NATO’dan çıktı...”
Ve...
Hani mesela...
“Kuzey Suriye’deki PKK/PYD coğrafyası bir devlet kimliği aldı. NATO üyesi yapıldı.”
ABD’nin yeni gözdesi olduğuna göre öyle bir garnizon devletin “ABD’nin forse etmesiyle NATO’ya dahil edilmesi mümkün hale gelir.”
Türkiye ise -NATO’dan ayrılmışsa- artık “veto hakkını” kullanamaz.
Bütün bunları “tutun ki” ve “hani mesela” ihtiyat kaydıyla yazdım.
Ama...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “İstanbul’da kayıt dışı Suriyelilerin, şehirden çıkarılarak kayıtlı oldukları Anadolu şehirlerine gönderilecek-lerini” açıkladı.
Neden?
TV programlarında, Ankara’nın nabzını iyi tutan gazeteciler bu konuyu yorumladılar.
“Kamuoyu araştırmalarına göre Cumhur İttifakı’nın İstanbul seçimlerini kaybetmesinin ilk nedeni ekonomi, ikinci nedeni ise İstanbul’daki Suriyeli sığınmacılar olduğu” belirlenmiş.
....................
Kamuoyu araştırmacısı Adil Gür bu yorumları doğrulayan bulguları sıraladı.
Türkiye genelinde 5 bin denekle oluşturulan -büyük denebilecek- örnek gruptan alınan cevaplar ciddi rahatsızlığı ortaya koymakta.
“Toplumun yüzde 87’si Suriyelilerle komşu olmak istemiyor.