‘Resim bir yolculuk’
İzmir Kadın Müzesi’nde ‘18 Kadın 1 Sergi’yi sanatseverlerle buluşturan Filiz Pelit, “Resim bir yolculuk. Üreteceğim eserleri kendim de bilmiyorum. Bu belirsizlik heyecan veriyor” diyor.
Tabloları, insanı hayal âlemlerine götürüyor. Filiz Pelit’in eserlerindeki renklerin o uçuşan haline, kadınların masalsılığına şaşırmamak gerek. Çünkü; ancak böylesine muhteşem bir ruhun sanatla buluşmasından böyle güzel eserler çıkabilirdi. Bugün Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde ressam Filiz Pelit’le sanat hayatını, resim aşkını, İzmir Kadın Müzesi’nde 29 Mart’a kadar izlenebilecek olan ‘18 Kadın 1 Sergi’yi konuştuk. Sanatsız kalmayın...
- Atölyenin havasını almış biri olarak, sanat aşkıyla dolup taşan hayatınızda sürekli hareket halindesiniz. Son yıllarda neler yaptınız?
Evet, atölyemde sizinle birlikte çalışmak çok keyifliydi. Yaşamımda sanat; resim, ailem gibi vazgeçilmezim. Yoğun ama bir o kadar keyifli bir dünya bu. 1985 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun olduğumdan beri hiç ara vermeden çalıştım. Geriye dönüp baktığımda 21 kişisel sergi ve 100’den fazla ulusal, uluslararası karma sergiye katılmışım. Paris’te Louvre Müzesi Carreussel Salle de Notre salonunda her yıl açılan SNBA uluslararası plastik sanatlar sergisine, Nurhilal Harsa’nın başkanlığında Türkiye delegasyonu olarak katıldık. 2011 yılında gümüş, 2015-2016’da altın madalya kazandım. Delegasyon olarak da aldığımız çokça ödülümüz var. Lüksemburg, İspanya, ABD, Fransa, Japonya, Tunus ve Romanya’da sergilerimiz oldu. Son dönem yoğun olarak karma sergiler var. Geçen sene 21 kişisel sergim olan ‘Bilge Kadınlar’ı GT Art Interiors’ta açmıştım. Geçmiş ayda Ankara Cern Modern’de Sezer-Ali Ak’ın sergisinde benim eserim de vardı. Hakan Esmer önderliğindeki Alarm-Art grubuyla birlikte İstanbul ve Ankara’da 345 sergi oldu. Japonya Tokyo’da Pinelo Art Galeri’yle Flying Papers karma sergisine katıldım. Şimdi de 13-17 Mart arası Artankara sanat fuarına AGSanat’la katılıyorum. 15 Mart’ta Ankara Portakal Çiçeği Sanat Galerisi’nde seçki sergisine katılıyorum. 20 Mart’ta Kadın Müzesi’nde bir konuşmam olacak. 25 Mart’ta Alsancak Koruma Derneği’nin her yıl düzenlediği İzmir’e değer katanlar “girişimci kadınlar” ödülünü bana layık görmüşler. Yeni haberim oldu bu beni çok mutlu etti.
‘İzmir öncü kent’
- Yoğun tempoda ailenin desteği olmadan başarılı olmak zor. Destekleri nasıl, biraz onlardan söz edebilir misiniz?
Ailem benim için çok önemli, her zaman desteklerini yanımda hissettim. Eşim Metin, baştan itibaren beni hep desteklemiştir. Aile işimiz olan Sevinç Pastanesi’ne ben de tablolarımla destek veriyorum. İki oğlum var: Burak ve Kenan Doruk. Burak, pastanede üçüncü kuşak olarak yönetime geldi. Bu yıl evlendi ve Hilal adında çok tatlı bir kızım oldu. Doruk, üniversiteden bu yıl mezun oldu. Hepsi her sergimde, başarımda yanımda olurlar. Bana devam etmem için doping olurlar. Bu, çok önemli ve büyük bir güç. Babam, atölyemde yanımdadır ve çok destekler, annem de öyle. Kardeşim Dilek, emekli olduktan sonra resme başladı ve çok güzel resimler yapıyor. Kardeşim Barış, yıllar önce reklam ajansında bir oda vererek atölye açmamı cesaretlendirdi. Kenan babam, rahmetli Mazlume annem; tüm aile, herkes destek verdi. Ben kendimi çok zengin ve şanslı hissediyorum.
- İzmir Kadın Müzesi’nde anlamlı bir sergide yer alıyorsunuz...
İzmir, öncü ve modern bir şehir. Basmane’de yer alan Kadın Müzesi, hem tarihi binası hem de sergilenenlerle çok ilginç ve güzel bir yer. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Müze Müdürü Ayşegül Altınbaş, Ayla Eyit Öztüzemen, Belda Gürol ve emek veren herkese çok teşekkürler. Çok güzel bir etkinliğe imza attılar. Benim de içinde bulunduğum 18 kadın 1 sergi karma sergisi, 29 Mart’a kadar açık. Bir ay boyunca çeşitli söyleşi ve organizasyonlarla müzeyi canlı tutuyorlar. 20 Mart’ta benim de sanata dair bir söyleşim olacak.
- Eserlerinizde hep kadın var, müthiş bir renk harmonisi var ve bunlar sizin imzanız oldu... Arada, tarzınızı değiştirmek istediğiniz olmuyor mu?
Evet, resimlerimde küçük kız çocukları vardı önceleri masal serisinde. Düş çocuklarıyla devam etti, Düşlerinle Büyü serisiyle o kız çocukları büyümeye başladı ve son olarak bilge kadınlara dönüştü. Resim bir yolculuk, bir sonraki adıma resim götürüyor seni. Bu aşamadan sonra yapacağım resimleri ben de tam olarak bilmiyorum ve bu belirsizlik beni heyecanlandırıyor, hareket alanı sağlıyor. Tarz, kendi çizgisinde ama sürekli değişim içinde. Düş ve masal olduğundan renkler kaçınılmaz. Amaç, ruhunu yansıttığım resimlerimde plastik dengesi ve kompozisyonları doğru olan eserler verebilmek.
- Kadınlara olan desteğiniz yadsınamaz... Kadını, evrensel değerler ve toplum çerçevesinden baktığınızda nerede görüyorsunuz?
Kadınlar toplumun temeli. Eğer kadını kendine yeten, güvenli ve kültürlü bireyler yaparsak toplum değişir, sonra da dünya değişir. Erkeği, kadını yetiştiren, onun karakteri oluşurken ilk filizleri atan annedir. O yüzden eğitimi çok önemsiyorum. Kadınlarımız okumalı ve öğrenmeli. İkinci önemli kısım, maddi bağımsızlık. Sanatta kadınlar çok başarılı ve çalışkan bence.
- Planladığınız başka projeleriniz var mı?
Projeler tabii ki var, ama bütün bunlar kesinleşince sizlerle paylaşsam daha güzel olacak. Çok güzel bir sohbetti.
