Psikiyatr Osman Seçkin, “Hayvanların eğitilebildiği, insanların cahil kaldığı günlerdeyiz” dedi ve ekledi: En sakin insanların bile kendini kaybedebildiğini belirten Seçkin, “Neden kızgınlık içindeyiz? Kavgasız bir hayat, ütopya mıdır?” sorularına yanıt verdi, öfke kontrolünün önemine dikkat çekti.
'En sakinim’ diyenin bile kızdığı zamanlar olabiliyor. Öfke, kavga hayatımızın içinde. Neden kızgınlık içindeyiz? Kavgasız, savaşsız bir hayat ütopya mı? Psikiyatr Osman Seçkin Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde bu ay herkesin sorunu olan ama çözümsüz olmayan ‘öfke ve kontrolü’nü konuştuk.
- Kavga etmem, diyen insanın bile kavgası oluyor. Neden kavga ediyoruz?
Canlı olduğumuz için, yaşıyor olduğumuz için kavga da ediyoruz. En çok da kendimizle kavgadayız. İnsanın en büyük derdi kendi olamadıkça, kendisiyle sürüp gidiyor. Birçok nedenle, bir çok durumda kavga ediliyor. Kavgasına değecek bir şeyler için kavga etmekle, durduk yerde, olur olmaz şeylere tepkiyerek kavgacı olmak farklı şeyler. En yalın haliyle kavga, canlılara özgü bir sağkalım içgüdüsüyken, güç ve çıkar odaklı kavgacılık, çatışmayı yönetememek, rekabeti tolere edememek anlamı taşır. Tüm şiddet tanımları kişinin bedensel ve/veya ruhsal bütünlüğüne zarar verme davranışını içerir. Tarihsellik içinde şiddet fiziksel zarar görmekten, zihinsel zarar görmeye (kimliklere saldırı) doğru genişleyerek evrilmektedir. Şiddet türlerinin (intihar da kişinin kendine şiddetidir) ekonomik, politik, biyolojik, kültürel, psikolojik, psikopatolojik nedenleri vardır. Saldırganlık “EGOmanya”nın yaralanmalara yanıtıdır da. Karizma çizilme (me) li değil mi? Çünkü EGOmanya h(EGO)manya kurma peşindedir.
- Hormonların, yetiştirme tarzının, koşulların tetiklediği fiziksel bir olgu mudur kavga, yoksa doğamızda mı var?
Şiddet, genellikle insan saldırganlığı için kullanılan bir kavramdır. Etologlar hayvanlar da her an deşarja hazır bir saldırganlık dürtüsü olmadığını, onların ancak belirli durumlar ve uyaranlar karşısında (açlık, liderlik yarışı, cinsellik, ailesini koruma vb.) saldırganlaştıklarını göstermiştir. Hayvanların eğitilebildiği, insanların güzelim okullarda öğrenmiş cahiller olarak kaldığı günlerdeyiz. “Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür” der Sakallı Celal. Saldırganlık doğamızda var demek, çok risklidir. Doğaya zarar veren, doğaya -kendi doğasına yabancılaşan, uzayı savaşçı teneke medeniyetiyle (teknoloji) dolduran insanlar uygar değildir. Sıkışınca sıvışmak için doğamız hormonlarımız diyemeyiz. Doğayı yıkıp bozan güç, kendi doğasını da (Nefsini) tanzim edebilir. “Nefsinle yapacağın savaş en büyük savaştır.”
Feridettin Atfâr. Saldırganlık biyolojik içgüdüseldir diyenlerle kültüre (bastırılma -engellenme sonrası )ikincildir diyenler birbirini tamamlar. Dur, düşün, davran
NİSAN MOTTOSU: Burnunuzun yeli harman savurmasın |
- Öfke kontrolü mümkün mü? Nasıl?
Elbette mümkün. Öfkelerimizi kontrol etmeyi öğrenebiliriz. Bunun için öfkenin nefret, haset, kıskançlık, hayal kırıklığı, engellenme v.b. duygular gibi saldırganlığın hazırlayıcısı sürdürücüsü olduğunu fark etmeli ve bu duyguyu olası en yüksüz bileşenlerinde (incinme, kırılma, kırgınlık, kızgınlık) ifade etmeliyiz. Henüz su kaynayıp taşmadan kontrolümüzü geri kazanabiliriz. Bardağı taşıran son damla değil ilk damladır.
- Günümüzün hız ve rekabet ortamında kavgacı insanlar mı daha başarılıdır, sakin yapılılar mı?
Saldırgan uyumsuz insanlar, hedefe çabuk varırlar. Uyumlu sakin, soğukkanlı (soğuk değil),atılgan insanlar ise adam olmakta, insan-insana kalıcı güzel ilişkiler kurmakta başarılıdırlar. Tavşan kaplumbağaya tur bindirse de, kaplumbağa evini sırtın da taşıyıp hiç hedefini ıskalamaz.
- İlişkilerde kavganın ölçüsü ne olmalı? Kavgasız ilişkiler sağlıksız diye okumuştum, ne kadar doğru?
Hiç kavgasız ilişkiler yapay, içtenliksiz vitrin süsü gibi görünebilir. Adamın biri, yalnızlıktan boşluktan bunalıp köprüden suya bakıyormuş. Kavga eden bir çift görmüş. “Özür dilerim, kavganız özel değilse katılabilir miyim?” demiş. Dozunda kavga, ilişkiyi yukarı çeken bir uzlaşı becerisidir de. Daha büyüğü savaştır.
Sağlıklı kavga mümkündür
- Kavganın sağlıklı yapılması mümkün mü ve uzlaşabilmenin yolları nasıl olmalıdır?
Mümkün. Bu konuda iflah olmaz iyimserim. Ünlü bilim insanı Muzaffer Şerif’in ‘Gerçekçi çatışma kuramı’ bu soruya yanıt aramanın bir ilk örneğidir. Toplum mühendisliği başlığın da bu arayış, farklı ve bir arada yaşama kültürü, uzlaşı kültürü, arabuluculuk, diyalojizm, politik psikoloji çalışmalarıyla evrilmektedir. Açıktır ki böylesi bir süreç muhtarlarla, akil insanlarla, nutuklarla, zorla başarılamaz. Çatışmalar da uzlaşı sağlamanın en iyi yolu insanları ortak değerler için birlikte çalışmaya ikna etmekten geçer. Öfkeden, düşman(lıklar)dan, kutuplaşmalardan medet ummamak gerek. Maalesef düşmana karşı öfkeyi örgütlemek, insanlık için sevgiyi örgütlemekten daha kolay. Dinler bile bu kolaycılıktan nasipleniyor.