‘Hokka Burunlu Kadınlar’ adlı belgesel üzerinde çalışan yönetmen Handan İpekçi, “Film işi, çoksesli bir orkestra gibidir. Bu orkestrada da, iyi bir hikâye olmazsa olmazdır” diyor.
Türk sinemasında özgün yapıtlarıyla adından söz ettirmeyi başaran yönetmen Handan İpekçi, yepyeni bir proje için kolları sıvadı. Konaklama sponsoru olan Renaissance İzmir Hotel’de yaptığımız sohbet çok kısa sürse de, bu değerli ismi unutmamamız gerek. Yeni projesi, günümüz kapitalist toplumunda kadınların güzelleşme çabasını irdeleyen ‘Hokka Burunlu Kadınlar’ adlı bir belgesel. Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde yine ilginç bir konu ve konukla sizlere iyi pazarlar diliyorum...
- Antalya Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü alan Büyük Adam Küçük Aşk filminiz, sonra Saklı Yüzler, Çınar Ağacı gibi izleyicisini içine alan birbirinden değerli eserler... Senaryosu, yapım ve yönetimi size ait olan, özgün yapısıyla dikkat çeken bir sanatçısınız. Film, proje haline gelirken ne zaman “Tamam, bu film olur” diyebiliyorsunuz?
Hepsi de severek gerçekleştirdiğim çalışmalar oldu. Film, proje haline gelirken her detayına önem veriyorum, ama en önemlisi öykü kısmı... Öyküyü tamamlayana kadar kararsız kalıyorum. Tamamladığımda eğer içime sinerse kararımı veriyorum.
‘Kadın sorununu ele almalıyız’
- Film hazırlanırken sizi en çok yoran kısımlar neler oluyor?
Film yapmak, maliyetli bir iş ve beni en çok yoran kısmı da finans bulma kısmı oluyor. Finans işi hallolduktan sonra diğer her kısmından zevk alıyorum. İşin maddi tarafı çözülmedikçe bir projeyi yürütebilmek çok zor.
- Türk sinemasında çıtayı hangi hamlelerinizle yükseltmeye çalışıyorsunuz?
Çıtayı yükseltmek, ancak inandığım filmleri yaparak mümkün olabilir. Çünkü, benim için sinemada samimiyet her şeyden önce gelir. Samimiyetle yapılan her işin başarılı olduğunu görürsünüz. İçime sinmeyen hiçbir projeyi ele almam.
- Bu çoksesli orkestrada olmazsa olmaz enstrümanlarınız nelerdir?
Evet, film işi çoksesli bir orkestra gibidir. Bu orkestrada da, iyi bir hikâye olmazsa olmazdır.
- ‘Hokka Burunlu Kadınlar’ projenizden bahsedebilir misiniz?
‘Hokka Burunlu Kadınlar’ günümüz kapitalist toplumunda kadınların güzelleşme çabasını irdeleyen bir belgesel. Kadınlar, neden bu kadar çok güzel olmak istiyor? Bunu kendileri için mi yapıyorlar, yoksa tüketim toplumunda güzellik endüstrisinin de dayatmasıyla her kadının doğuştan çirkin olduğu algısı mı yaratılıyor?
- “Güzellik kaygısını entelektüel seviyenin düşük olduğu yerlerde daha sık görüyoruz” diyebilir miyiz?
Böyle bir genelleme yapmam mümkün değil. Önemli olan, bireyin kendisiyle barışık yaşamayı başarabilmesi.
- Siz kimi güzel bulursunuz?
Güzel biri, herkesin olduğu gibi benim de dikkatimi çeker. Ama sonrasında, bakışlarında güzelliği yakalayamazsam benim için güzelliği sona erer.
- Kısıtlı bütçelerle ortaya çıkan harika eserler... Peki, sinema için milyon dolarlık bütçeye sahip olsanız nasıl bir film çekmek isterdiniz ve kimleri oynatırdınız?
Kadın sorununu ele alan, ne kadar masalsa o kadar gerçek bir film çekmek isterdim. İlle oynatmak istediğim bir oyuncu hiçbir zaman olmaz. Hikâyedeki karakter kimi dayatıyorsa onunla çalışmak isterim.
KİMDİR?
Yönetmen Handan İpekçi, 2001 yapımı ‘Büyük Adam Küçük Aşk’ filmiyle Antalya Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü aldı. 1956’da Ankara’da doğan İpekçi, TRT’de Hanımlar Sizin için programında asistanlıkla sektöre girdi. Dizilerde çalıştıktan sonra sinemada asistanlık yaptı, belgesel yönetti. İpekçi, ilk yönetmenlik denemesini 1993 yılında, senaryosunu şair Yaşar Miraç’ın yazdığı Kemençenin Türküsü adlı belgeselde yaptı. 1994 yılında, ilk uzun metrajlı filmi olan ‘Babam Askerde’yi bir işadamının desteğiyle çeken İpekçi, 1980 darbesini çocukların dünyasından irdeleyen bu film vizyona girmeyince, dağıtımı kendi gösterimlersşle üstlendi ve bu şekilde 10 bin seyirciye ulaştı. ‘Babam Askerde’ Türkiye’de çeşitli ödüller aldı, 1995 yılında da Berlin Film Festivali’nin Panaroma bölümünde gösterildi. İpekçi’nin çektiği diğer filmler şöyle: Saklı Yüzler (2007), Çınar Ağacı (2011).