Gözde Yener Birman

Ekose her ne kadar bize lise yıllarımızdaki eteklerimizi hatırlatsa da yıllar sonra bile peşimizi bırakmayacak gibi görünüyor. Ama merak etmeyin, fazlasıyla “teenage” duran bu desen artık modacıların yaratıcılıkları ile hedef kitleyi genişletip daha feminen modeller tasarladılar. Ekose deseninden tuvaletler bile yapan modacılar renkleri siyah ve kırmızının da dışında tutarak renk alternatifleri ile seçenek yelpazesini geniş tutmuşlar. Yine de bakana hafif “odun kesmeden yeni geliyorum” imajı verse de bu imajı bu sene şehrin göbeğinde her 3 kız ve erkekten birinde görmek mümkün olacak. Bayanlara “shirt dress” denen dar kalıp ama uzunundan olan gömlekler, ekose deseninde çok güzel duracaktır. Ya da “boy friend shirt” denen birkaç beden büyük duran gömlekler tercih edilebilir. Erkekler dikkat: Sakın ekose gömleğinizi pantolonunuzun içine sokmayın, aksine pantolon dışında ve içine t-shirtle giyin.
Ekose sadece gömlekte değil, taytlarda, skinny pantolonlarda veya Şarlo tarzı pantolonlarla sınırları zorlayan ama yerinde ve tarzı yakalandıktan sonra da çok hoş durabilecek modeller olabiliyorlar. Eğer ki “Bu desen beni yorar” veya “Sevmem” derseniz mutlaka bir ekose desenli poşu

80’li yıllardan kurtulamayacağımız gibi, etkilerini daha kuvvetli bir şekilde önümüzdeki senelerde daha da gösterecek. Gençliğimizin berbat moda akımları ile heba olduğu 80’lerden günümüze tekrar çıkmayı başaran vatkalar geri döndü. Durun; içimden geldi, vatka modasına girmeden önce gelin bir o dönemlere geri dönelim, neler neler giymişiz kendimizi o halde bile nasıl iyi hissedebilmişiz gelin şaşıralım:
- Yüksek belli kotlar veee içine sokulan kazaklar ve hatta altından görünen beyaz çoraplar...
- Vatkalı bluzlar, yetmedi takviye vatkalar, cırtcırtlısı ve her modeli her yerde hatta acil satış noktalarında!
- Taytlar! Ayaktan lastiklilerle özellikle bacaklar boru gibi görünecek ya... (Tekrar geri geldiler)
- Saçlar tepeden enteresan bir kıvrımla kabartılır ve kelebek tokalarla nahoş bir hava verilir...
- Tozluklar diz boyu (Bunlar da geldi!)

Herkesin mutlaka bir ‘denim’i vardır ve hatta birkaç... Eskilerden de öyle kolay kolay vazgeçemeyiz. Ancak ya içine giremeyeceğiz, ya da anneanne modeli olacak öyle vazgeçeceğiz kotlarımızdan. Herkes rahat olmayı ve rahat hissetmeyi sever... Hayatımıza deri girer, kürk çıkar ama denimler her daim bizimle olurlar. Modelleri değişir ve model çeşitliliğinden dolayı da genelde herkese mutlaka yakışır.
2010 kış sezonunda öne çıkan kot pantolon modellerin başında ‘boy friend jean’ler geliyor. ‘Skinny jean’ler her ne kadar çok moda olsa da geniş paça gelenler kadar yeri sağlam değil. Basenden oturup genişleyerek inen çan pantolonlar çoook moda, hele ince ve uzun bacaklıysanız sizde harika duracağına emin olun. Üzerine oturan üstlerle kombinlemeye özen gösterin, o zaman model kendini daha iyi gösterecektir. Düşük bel evet var ama yüksek beller de raflarda yerlerini aldılar bile. Yırtık kotlar tekrar revaçta. Renkli kotlar ise her yerde... Mango, Topshop... Hemen hemen tüm markalarda renkli kotları görmeniz mümkün.
Guess, Cavalli gibi birçok marka devi de jeanlerde asit yıkama ve lokal ağartma efektlerine gitti. Yani bu kış kotlarınıza bir bidon klorak döküldüyse hiç üzülmeyin ve

Metalin sert, soğuk, yaklaşılması zor, isyankar bir havası vardır. İşte bu soğuk kış günlerinde tüylerimizi daha da diken diken edecek bir trend var: Aksesuardan, giysilere her yerde metal, fermuar ve zımba etkisini göreceğiz. Son zamanlarda işlediğim diğer trendler gibi bunun da rock çıkışlı olduğunu söyleyebiliriz.

Full zımbalı
Metal detayları, omuzlara vurgunun yoğun olduğu 2010 kış modasında sık göreceğiz. Çanta ve aksesuarlarda metal etkisini daha çok zincirlerle tamamlıyor. Eskiden fermuarları gizlemek için taklalar atan modacılar şimdi de gösterebilmek için bu detayı her yerlere iliştiriyorlar.
Balmain, Chanel koleksiyonlarının olmazsa olmaz parçaları arasına çoktan almışlar bile. Christian Louboutin’in stilettoları full zımbalı! Balenciage’nin cesur zımbalı eteğini bu sene Twilight’ın oyuncusu Kristen Stewart’ın üzerinde görmeniz mümkün. Bu eteklerin tek bir rahatsızlığı var o da otururken size “diken üstünde oturma hissi” vermesi, yoksa çok havalı ve dikkat çekici olacağınız kesin. Zımba, metal gibi detayları bu sene vurgunun çok yapıldığı omuzlarda görmemiz tesadüf olmayacak. Kotların en azından arka cep detaylarında metalleri göreceğiz; bilekliklerde

Bu sene rock her yerde! Rock ile bütünleşen deri ise modada saltanat devrini yaşıyor. Deri ceketler gardropların vazgeçilmezi haline geliyor. 2009-2010 kışında deriyi sadece ceketlerde değil tüm giysilerin detaylarında, bluzlarda, etek ve pantolonlarda da göreceğiz. Kabul edelim hakiki deri kıyafete kalite katıyor ama derinin sunisi hele bir de muşamba tadında ise ve bir hediye paketi tadında dolaşmak istemiyorsanız uzak durun derim. Skinny deri pantolonlar incecik bacaklarda çok güzel duruyor. Balık etine kaçtığınız anda ise işin rengi değişiyor ve avamlaşıyor. Deri ceketler kahverengi, siyah, taba ve taşlanmış olarak yine bu sezon karşımıza çıkıyorlar ancak bu sene modeller daha özgür ve her yerde. Renk olarak da krem ve pudra renklerini de bu kış sık göreceğiz.



Bir çok ünlünün favorisi
Kate Moss’tan, Kristen Stewart’a, Victoria Beckham’dan, Anurdukları Jolie’ye bir çok ünlünün favori ve iddialı olmak istediklerinde başvurdukları giysilerin başında deri geliyor. 2010 kış sezonunda Chanel’in deride pudra renklerine öncelik verdiğini ve koleksiyonunun büyük bir bölümünün deriden oluştuğunu görüyoruz. Alexander Mc Queen deriyi detaylarda ama giysinin etkisini

Hayvan desenleri her yerde! Giysilerden fırlayıp, aksesuvarlara, ev dekorasyonuna kadar ulaşmış durumda. Kimine göre basit, kimine göre seksi gelen hayvan desenleri, artık farklı kullanımlarla en “Ben giymemciler”i bile giydiriyor. Zebra desenin sevimliliği spor giyimde öne çıkıyor. Unutmayın bu kış zebra deseni karşınıza çok çıkacak. Leopar deseni, düz renklerle dengeleniyor. İnsanı hemen avamlaştırabilecek kadar yoğun olan bu desenler, dikkatli bir kullanımla topluluk içinde kişiyi çok şık ve iddialı gösterecektir. Yoksa ‘Şaşı bak şaşır’ gibi insanlar size bakarlarsa “Ay bugün de çok şıkım!” diye havaya girmeyiniz. Nedeni bellidir: Hassas denge kurulamamıştır!
Bu desenler doğanın içinde, ormanda avın peşinde giden bir panterde ne de güzel duruyor. Gel gör ki güpegündüz, kornalar arasında; leopar desenli uzun çizmeler hele bir de sivri burunluysa... Eyvah eyvah! İşte o zaman size gerçekten ava çıkmış gibi bakılır. Deseni kullanmak marifet işi. Fularda, babetlerde, giysiye hareket getireceği kesin! Çizmeler çok riskli, hatta bence yasak edilmeli! Pantolonda zebra ya da leopar deseni Kate Moss’ta çok güzel duruyor, bu da böyle iddialı giymek için gerçekten zayıf olmak gerekiyor,

Uzun süredir geleceğinin sinyallerini veriyordu. Yazın kendini iyice hissettirdi. Bu kış artık her dolapta bir tulum olmak zorunda. Giymesi çok riskli gibi görünen bu modeller aslında kombin derdinin olmayışından ötürü hem çok pratik hem de çok şık duruyor. Bu sezon vitrinlerde, catwalklarda sık sık jumpsuitleri göreceğiz.
Tulum giyerken dikkat edilmesi gereken bir iki ipucu vereyim. Tüm vücudu tek parça ve renk olarak giyildiğinden, modelin daha çok kolsuz veya kısa kollu olanına ve V yakalı ya da straplez olanı tercih edilmelidir. Omuzdaki ve yakadaki açıklık, bu kapalı modele bir nefes aldıracaktır. Tulumda düz renkler tercih edilmeli. Geniş desenler gözü yoracaktır. Genelde giyilen topuklu ayakkabı, bacak boyuna dikkat çeken bu modeller için bire bir olacaktır.

İzmirlilere yakışır
Kim ne derse desin cesaret isteyen bir kıyafet. Vücudun orantılı olması bu giysiyi tercih edenlerde daha da önem kazanıyor. Baseni daha uzun gösteriyor! Ama yakışana da tam yakışıyor. İzmir’li hanımların, jumpsuitleri düzgün fizikleriyle taşıyabilecekleri ve iddialı olabilecekleri bir tercih olarak görüyorum. Üzerlerine atacakları şal veya dökümlü tuniklerle çok şık