İzmirli sanatçı Şelale Mertadam, Amerika’da yaşayan 99 Türk kadının da dahil olduğu, ‘…bir umut dedik’ projesiyle kadına şiddete karşı farkındalık yaratmayı hedefliyor, “Ailede, kız çocukları da erkeklerle eşit eğitildiklerinde her şey değişecek” diyor.
Eski bir dost Şelale Mertadam… Sanatçı, tasarımcı ve heykel sanatçısı, aklına koyduğunu yapan, akıllı, kültürlü ve en önemlisi cesur bir kadın. İstanbul’da en iyi markalarla çalışmış. Tam bir İzmirli aslında ve son bir yıldır New York’ta yaşıyor. Oralarda da durmadı ve kendi gibi insanları buldu. Şimdilerde fotoğraf sanatçısı Engin T. Sevimli ile sanat yönetmeni Bingül Sevimli’nin, yine New York’ta yaşayan 99 Türk kadının dahil olduğu ‘…bir umut dedik’ projesi ile kadına karşı şiddete karşı farkındalık yaratmayı hedefliyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde güncel bir konuya bambaşka bir perspektiften ama yine sanatla iç içe ele aldığımız bir sohbetle sizleri baş başa bırakıyorum.
*Öncelikle ‘…bir umut dedik’
İzmir Senfoni Orkestrası ve Kahtalı Mıçe bir araya geldi, tarih hayat buldu, kültürler yeniden yeşerdi
Adıyaman’da, Nemrut Dağı’nın eteklerinde, Kahta’da Cendere Köprüsü altında İzmir Senfoni Orkestrası ve Kahtalı Mıçe bir araya geldi. Muhteşemdi. Hakan Şensoy’un şefliğinde senfoni ete kemiğe büründü, Kahtalı Mıçe’nin yürek sesiyle okuduğu şarkılar, şiirler gelenleri coşturdu. Bu müthiş organizasyon Küratör Nihat Özdal’ın Kommagene Bienali önderliğinde ve organizatör Ebru İlter’in liderliğinde gerçekleşti. Bu tarz projeler ile tarih hayat buluyor, kültürler yeniden yeşeriyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde organizasyonu gerçekleştiren bu değerli iki insanla sohbetimi gerçekleştirdim
- Adıyaman’daki organizasyon doğu ile batının sanatla buluşmasında çok hoş bir etkisi oldu. Fikir nasıl oluştu?
EBRU İLTER: Bienali yapan arkadaşım küratör Nihat Özdal ile bu projeye karar verdik. Doğu-Batı sentezini ortaya çıkaracak bu özel konser beni de çok heyecanlandırdı.
-
Buz pateni antrenörü Neşe Olcay Hünerli Engellilerle Dans Projesi’yle İzmir’de birçok yaşamın değişmesine katkıda bulunuyor
Down sendromlu Selin Durgut’un buz patenine olan tutkusu, ona birçok başarı kazandırmış. Başta ailesi ve buz pateni hocası Neşe Olcay Hünerli, birçok engelli gence ışık olabilecek bu süreci Selin'le hayata geçirmiş. Neşe Hanım ve down sendromlu, ödüllü buz patenci Selin'le, Sevinç Pastanesi Sohbetleri'nde bir araya geldik...
- İzmir'in, buz pateninde faal olduğunu görmek mutluluk verici...
Neşe Olcay Hünerli: 2000'li yıllarda Büyükşehir Belediyemiz, köy ve kasabalardaki okullardan Buca'da yerleşik buz pistimize geziler düzenlerdi. 2011'inı başlarında İzmir'e Büyükşehir Belediyesi tarafından kazandırılan Avrupa standartlarının da üstündeki tesisimiz, şu anda her sene Kulüpler Şampiyonu olan ilimize kıymetli milli sporcular kazandırmaya devam etmektedir. Düşünün ki, Milli Takım toplamda 22 kişi, bu takımın 11'i İzmir doğumlu.
- Engelli çocuklara, gençlere eğitim verdiğinizi biliyorum.
Seramik sanatında 20. yılını dolduran Derya Şenel, kurduğu atölyede 60 kadına iş imkanı sağlıyor, “Hedefimde gençlerle büyümek var” diyor
Bir atölyeden onlarca kadına geçim kaynağı sağlıyor, üstelik bunu sanatıyla yapıyor. Çineli kadınlara verdiği eğitimle kendi üretimlerini sağlamalarına destek veren seramik ve çini sanatçısı Derya Şenel ile Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde bir araya geldik.
- Derya Hanım size seramik ve çini ustası desem sanırım yanlış olmaz. Bugüne kadar bu sanatla ilgili neler yaptınız?
Atölyemin yani ADS Seramiğin 16. senesi. 4 yıl da güzel sanatlar fakültesi var. 20 yıla yaklaştık ama seramik öyle büyük bir okyanus ki şimdilik sadece estağfurullah diyebiliyorum. 9 Eylül GSF Geleneksel Türk Sanatları çinicilik ve çini tasarımları ana sanat dalından, çini ve seramik tasarımcısı olarak mezun oldum. 16 yıldır İzmir Balçova’daki atölyemde hem kurs hem üretim; Aydın Çine’deki atölyemde de 6 yıldır branşımda eğitmenlik yapıyorum.
- Çineli kadınlarla harika bir
Sergilediği performansla sahnede devleşen, dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay, “Seyircinin sevgisini hissetmek, benim için aldığım ödüller kadar değerli” diyor.
Adanmışlık… Sanatın büyülü dünyasına kendini adamış ve bu dünyaya dinleyicisini de katabilen çok değerli bir sanatçı, ünlü piyanist Gülsin Onay’ı sahnede ilk gördüğümde adeta büyülenmiştim. 3,5 yaşında başlayan piyano aşkı ancak dâhiyane bir yetenek olabilir. Bu özel insana Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde sizler için merak ettiklerimi sordum. Alkışlayarak okuyacağınız bir röportaj!
Gülsin Hanım, yurtdışında adeta gönüllü temsilcimizsiniz. Piyano tutkusu sizde nasıl başladı? Ne gibi süreçlerden geçtiniz?
Piyano çalmaya 3.5 yaşında başladım. Ancak tanışmamız çok daha öncesinde. Annem çok iyi bir piyanist ve babam da çok iyi bir kemancıydı. Bebekliğimde Mozart ve Beethoven sonatlar benim ninnilerim gibiydi. Böylelikle piyano, keman ve müzik benim hayatımda doğduğum andan
Türk Kızılay İzmir İl Başkanı Kerem Baykalmış, ikinci kez bu göreve seçildi. Alan el ile veren el arasında köprü olduklarını belirten Baykalmış, ekibiyle önemli hizmetler sunacaklarını belertiyor, bayramda da bağışları beklediklerini kaydediyor.
Bazı değerli insanlarla yaptığım röportajlara ‘Keşke televizyonda olsaydık’ diyorum. Satırlara, sayfalara sığmayacak derinlik ve dolulukta geçiyor bu röportajlar... Yaklaşık 9 ay önce içinde yer aldığım ve zamanla daha da çok sevip gönül verdiğim Kızılay İzmir Şube’de genel kurulla 2. dönem başkanlığa getirilen Kerem Baykalmış’la sohbetimizi gerçekleştirdik. Bizzat şahidim kendisi hiç durmuyor; her yerde, her ihtiyaçlının yanında… Müthiş bir çalışkanlık ve mütevazılıkla katladığı yardımlar ile örnek gösterilecek bir başkanlık sergiliyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde bu özel sohbetle sizlere Kızılay’ı daha yakından tanıtmak istedim...
Başkanlık teklifi size nasıl geldi?
Hayatta her şey bir nasip. Okul hayatımda Kızılay’la yollarımız kesişmiş;
TEV İzmir, geliri burs olan konserler kapsamında yarın 21.00’de Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda Şevval Sam’ı ağırlayacak. Şube Müdürü Soybayraktar, “Eğitime Destek Koromuzun da yer alacağı konserin geliriyle çocuklara destek olacağız” dedi
TEV İzmir Şube Müdürü ve sevgili arkadaşım Gülnur Soybayraktar, bugüne kadar değerli bağışçıların katkısı ile binlerce gence burs vererek hayata kazandırdı. Her sene klasikleşen konser geleneğinde bu sene değerli sanatçı Şevval Sam yer alıyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde bu önemli organizasyonu konuştuk.
Yıllardır İzmir TEV Şube Müdürlüğü yapmaktasın. Bugüne kadar neler yaptınız, kaç öğrenci TEV’in imkânlarından faydalanabildi?
TEV’de 10. yılım. Bu 10 yılda kaynak geliştirmek ve daha fazla bursiyerin hayatına dokunabilmek için destekçilerimiz ile birlikte birçok projeler geliştirdik. Konserler, eğitimler, kermesler, söyleşiler bu projelere birer örnek. 1967 yılından bu yana toplam 269 bin burs sağladık. Her yıl bu sayıyı
Sahnede devleşen genç piyanist İlyun Bürkev, “Ben müziği ve yaşamı iç içe geçmiş notalar gibi hissediyorum. Müzik hayatı, hayat da müziği besliyor” diye konuştu.
Sadece ülkemizde değil uluslararası çapta üstün yetenekli olan 14 yaşındaki İlyun Bürkev’i, Kızılay Kadın Teşkilatı olarak Kanser Haftası’na istinaden düzenlenen organizasyonda tanıdım. Sahnede devleşen, her notada şiir gibi kendinden geçen Bürkev’i tüm salon avuçları kızarıncaya kadar alkışladı. Dinlemelere doyamadık. Gurur duyalım ve bu başarının arkasındaki büyük azmi, çalışkanlığı, adanmışlığı görelim. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde bu hafta genç dahi piyanistimiz İlyun Bürkev’i sizlerle bir araya getirmekten dolayı çok mutluyum. Keyifli okumalar
Sevgili İlyun sahnede seni izledim ve adeta büyülendim. Piyano ile tanışıklığın sanırım anne karnındayken başlamış piyano serüvenin nasıl başladı ve nasıl bir süreçle bugünlere geldin?
Öncelikle bu güzel röportaj ve yorumlarınız için