Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Sergilediği performansla sahnede devleşen, dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay, “Seyircinin sevgisini hissetmek, benim için aldığım ödüller kadar değerli” diyor.

Adanmışlık… Sanatın büyülü dünyasına kendini adamış ve bu dünyaya dinleyicisini de katabilen çok değerli bir sanatçı, ünlü piyanist Gülsin Onay’ı sahnede ilk gördüğümde adeta büyülenmiştim. 3,5 yaşında başlayan piyano aşkı ancak dâhiyane bir yetenek olabilir. Bu özel insana Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde sizler için merak ettiklerimi sordum. Alkışlayarak okuyacağınız bir röportaj!

Haberin Devamı

Gülsin Hanım, yurtdışında adeta gönüllü temsilcimizsiniz. Piyano tutkusu sizde nasıl başladı? Ne gibi süreçlerden geçtiniz?

Piyano çalmaya 3.5 yaşında başladım. Ancak tanışmamız çok daha öncesinde. Annem çok iyi bir piyanist ve babam da çok iyi bir kemancıydı. Bebekliğimde Mozart ve Beethoven sonatlar benim ninnilerim gibiydi. Böylelikle piyano, keman ve müzik benim hayatımda doğduğum andan itibaren hep vardı. Biraz büyüdükçe annem piyanoya olan ilgimi görünce bana öğretmeye karar vermiş. O benim ilk piyano öğretmenimdi. 3.5 yaşında çalmaya başladım ve 6 yaşında ilk konserimi TRT İstanbul Radyosu’nda verdim.

Sonrasında “Harika Çocuklar Yasası”ndan yararlanarak Ahmed Adnan Saygun ve Mithat Fenmen ile yaptığım çalışmaların ardından Paris Konservatuvarı’na girdim. Paris’te aralarında Pierre Sancan, Monique Haas ve Nadia Boulanger’nin de bulunduğu öğretmenlerle çalıştım. 16 yaşımdayken Paris Konservatuvarı’ndan saygın “Premier Prix du Piano” derecesiyle mezun oldum. Ardından Paris’teki “Marguerite Long-Jacques Thibaud Yarışması”, Bolzano’daki “Ferrucio Busoni Piyano Yarışması” gibi önde gelen uluslararası yarışmalarda ödüller kazandım. Venezuela’dan Japonya’ya kadar 80 ülkede konserler verdim.

Tuşların kraliçesi

Ailenin desteği yadsınamaz ama hep konuşulan bir konudur, “Çalışmak, azim olmadan yetenek bir şey ifade etmez” denir… Tam tersini soracak olsam, piyanoda sıradan yetenek çok çalışarak dünya standartları yakalanabilir mi?

Tabii, her işte olduğu gibi çok çalışmak da azim de başarının kilit noktalarıdır. Ancak müzik yeteneği de kuşkusuz önemli bir etken, sevgi ve merak ile müziğe bağlanmak, kendini adamak bu yolda başarıya ulaşmamızı sağlar.

Haberin Devamı

Kızılay İzmir Kadın organizasyonunda sizi sahnede görme şansına sahip oldum ve o ne muazzam bir konserdi… Shnede devleştiğinizi eminim söyleyenleriniz çok olmuştur. Bu nasıl oluyor? O eserin hikâyesine mi, notaların ahengine mi kaptırıyorsunuz?

Çok teşekkür ederim, dinleyicilerimin de benzer sözleri, konser yorumları beni çok mutlu ediyor. Güzel müzik, güzel duygular, olumlu enerjiyle birleştiğinde böyle pozitif bir etki bırakıyor. Sahnede beni dinlemeye gelenleri mutlu etmek, ruhlarını olumlu duygularla sarmalamak bana tarifsiz haz veriyor. Sahnede kendimi müziğe ve seyircilerin coşkulu hislerine bırakıyorum, bu sayede kendimi sahnenin bir parçası haline getirmeye çalışıyorum ve başarılı oluyorsam da ne mutlu bana.

En çok gurur duyduğunuz başarılarınız nelerdir?

Aslında başarı görecedir, iyi insan olmak ve gençlere yol göstermek de çok önemli benim için ve onlara elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. Tabii almış olduğum ödüller, bana layık görülen ve farklı kurumlar tarafından verilmiş olan unvanlar beni sonsuz onurlandırdı. Devlet sanatçılığı, Boğaziçi ve Hacettepe üniversiteleri fahri doktor unvanları, Polonya Devlet Nişanı, İKSV “Onur Ödülü” Sevda Cenap And “Altın Madalya” sayabildiklerim arasında. Seyircilerin sevgisini hissetmek de aslında bu ödüller kadar değerli ve gurur verici benim için.

Haberin Devamı

Notaların şifası merhem oldu

Pandemide de müziğiniz hep devam etti. Neler yaptınız bu süreçte ve önümüzdeki zaman için planlarınız var mı?

Her zorluk insanın içsel yolculuğunda bambaşka bir kapı aralıyor. Daha iyi olabilmek ve olgunlaşabilmek için basamaklar gibi. Bu süreç içerisinde yeni eserler üzerinde çalışma fırsatı buldum. İlk zamanlarda konserleri uzun bir süre evime taşıdım. Eşim Tony’nin kurduğu bir sistem ile Facebook, Instagram, Twitter ve Youtube gibi sosyal medya kanallarından canlı konserler yaptım ve neredeyse her gün müziği paylaştım. Bu bana ve aldığım güzel yankılardan hissettiğim, gördüğüm kadarıyla dinleyicilerime de büyük bir dayanma gücü verdi, notaların şifası acılara, korkulara merhem oldu. Sosyal medya konserlerime gösterilen ilgi beni çok mutlu etti. Önümüzdeki dönemde yurt içi ve yurt dışında pek çok resitallerim, orkestralar ile konserlerim, festivaller, masterclass çalışmalarım yoğun programlarla devam edecek.

Tuşların kraliçesi