Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları

Daha önce de Mısır’a gitmiştim ama bu gidişimde bambaşka bir insan profiliyle karşılaştım. En azından kazıklama çabaları azalmış

Mısır’a bahar yaramış

Geçtiğimiz hafta Mısır’ın sayfiye şehri Şarm El Şeyh’teydik ailece.
Türk işletmecilerin gözle görülür atakları var buralarda. Örneğin kaldığımız otel bir Türk işletmesi olan Rixos’tu. Oteli Twitter’da yeteri kadar anlattım.
Burada da Mısırlılardaki gözlemlediğim değişimi anlatmak istiyorum.
Bir önceki gelişimde her Türk gördüğünde “Yavaş yavaş Hasan Şaş” diyen; sürekli kazıklama derdinde bir insan kalabalığı görmüştüm. Bu kez daha az gördüm bu tipleri.
Daha önce kaldığım tesiste Mısırlı personel konusunda çok uyarılmıştım.
Üç aşağı beş yukarı yanılmamışlardı.
Ama bu kez -belki personel seçiminden kaynaklanan bir özen- bambaşka bir Mısırlı insan profiliyle karşılaştım. Yemek yerken kusmaya başlayan oğlumu benden önce kapıp kucağında tuvalete götüren ve ağzını burnunu yıkayan Mısırlı garson Ahmet’i unutamayacağız mesela.
Her sabah kahvaltımızı “Bu sabah çayı sizin için Türk usülü demledik Mr. Gani” diyen Muhammet de unutulmazlar arasında.
Ben de bu nezaketi karşılıksız bırakmadım elbet. “Sizler de Türkler gibisiniz. Müslümansınız
ama Arap değilsiniz” en çok duymak istedikleri cümle. Bol bol söyledim.

Haberin Devamı

Ekilenler için cep telefonu mesajları

Ne berbat bi’şeydir o...
Beklersin beklersin gelmez...
Ararsın, cebini açmaz... Bi’şey yapman gerekir ama bir türlü yapamazsın...
İşte o zaman aşağıdaki mesajlardan birini at... Kendini rahatlat...

Erkekler için...
* Gururlu: Benim işim çıktı, ben gelemiyorum... Kusura bakma. Çok bekletmedim umarım. Ararsan haftaya tekrar buluşalım.
* İntikamcı: Seni beklerken yanımda sevgilisi tarafından ekilen başka biriyle tanıştım ve ona âşık oldum. Bana bu fırsatı verdiğin için çok teşekkürler...
* Kararsız: Sen gelmeyince gay olmaya karar verdim. Haftaya tekrar buluşalım ama abini de getir... Baaay...
* Son darbeci: Madem gelmedin sana önemli bir gerçeği açıklıyorum. Babam zaten seni istememişti. “Oğlum aileni gizlemeni, yırtık pırtık kotlarla dolaşmanı, otobüslerde seyahat etmeni anlıyoruz ama gene de Sabancı ailesine yakışır bir kızla gezmeni tercih ederiz” demişlerdi.
* Yırtık: Bankanın önünde seni bekliyordum ki, zırhlı araç geldi. Kapısını açık unuttular. İki çuval
kaptım... Tahiti’deyim. Buradaki kızların da sana selamı var öperim.

Kızlar için...
* Tehditvari: Abim cezaevinden çıkmış; beni, seni beklerken yakaladı. Adresini vermek zorunda kaldım. Üzgünüm Okan...
* Yuva yıkıcı: Karını atlatamadın demek. Mühim diil. Ben senin eve geliyorum. Üçümüz birlikte çay içer, otururuz...
* Salak: Gündüz 10 muydu gece 10 mu karıştırmış olabilirim. Buluşacağımız saat gece 10’sa az kaldı zaten... Bir-iki saat daha beklerim. Sen canını sıkma ...
* Kalleş: Gelmediğine sevindim Okan. Ağzın kokuyordu zaten ve bunu birinin sana söylemesi lazımdı.

Haberin Devamı

Üç de yetmez dört tane

Hükümet dört çocuk için teşvik verecekmiş yurdum insanına. İyi de nasıl olacak bu iş anlamadım. Sonuçta teşvik de olsa çocuk yapmak bir atmosfer ve istek meselesi. Saksıda yetişmiyor ki bu meret. Evde mızmızlayan üç çocuk hatta iki çocuk varken nasıl havaya girilecek. Teşvik derken para ve ekonomik yardım falan yetmez... Şunları da yapmak lazım.
* Potansiyel görülen evlerin posta kutularına çaktırmadan Viagra bırakılabilir.
* Bir zamanlar Star TV’de yayınlandığında nüfus patlamalarına yol açan
gece jimnastiği yeniden hortlatılabilir. Gerçi o zamanlar bu programı yapan Yasemin hanım çoluk çocuğa karıştı ama yeni bir jimnastikçi bulmakta zorlanılmaz sanıyorum.
* TV yayınları aniden kesilerek “Teknik arıza oldu. Yayın karıştı” denilerek soft porno yayını yapılabilir...
* Sık sık elektrikler kesilebilir. Televizyonsuz kalan karı ve kocanın
birbirini fark etmesi sağlanabilir.
* Kahveler bir bahane ile kapatılır ve erkek milletinin eve erken gitmesi sağlanabilir.