Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

1946 seçimleri ilk demokrasi deneyimimiz olacaktı. Dışarısının telkiniyle çok partili hayata geçişimize, seçimleri kaybetmeme adına formülü bulmuştuk: “Açık oy, gizli tasnif!”

Dünyanın gözleri önünde bu kepazeliği utanmadan işledik.

İktidarı kaybetmemek için sergilenen bu iğrençlikten 1950 seçimleriyle kurtulduk ama asıl tehlikeyi fark etmedik. Bu ise, idari ve askeri olarak ABD’nin güdümünde olmaktı.

Seçtiklerimiz ülkeyi idare edecek sandık; fena halde yanılmışız.

Milletçe içteki vesayet odaklarıyla boğuşurken, peş peşe yapılan darbeler ve darbe anayasalarıyla ipleri tamamen dışarıya vererek, mahut vesayeti kurumlaştırdık.

Haberin Devamı

İş öyle bir noktaya geldi ki koca parlamentoyu ABD’den talimatla gönderilen ve adeta genel vali yetkisinde olan Kemal Derviş’in emrine amade kıldık!

Öylesine sıfırı tüketip duvara toslamıştık ki müstevlilerin maşası konumundaki Kemal Derviş’in reçetelerini bile hayat iksiri olarak görüyorduk.

Halbuki IMF’nin reçeteleriyle yarım asırdır ölü yüzüne pudra sürüyorduk; ölü canlanmadığı gibi, her seferinde daha fazla pudra tüketiyordu.

23. dönemde parlamentoda bulundum. Hafta sonları dâhil, günler geceler boyu adeta kanun makinesi gibi çalıştık. Yaptığımız iş, delilerin taşlarla doldurduğu kuyulardan taşları çıkarmaktı.

Bunca anormalliğin olduğu bir ülkede normalleşmenin imkân ve ihtimali yoktu.

Sonuçta, yorganın her tarafını bitlerin kapladığı
görüldü ve
onları ayıklama yerine yorgan yakıldı.

Başkanlık sistemine geçildi.

Eskiden korkuyla yaşıyorduk; o kış ya komünizm gelecekti veya her daim irtica tehlikesi bir yerlerden sökün edecekti!

Vesayet odakları ellerindeki bu sopalarla halkı tedip edip hizaya sokuyordu. Hizaya girmemekte direnenleri ise hapse
atıyordu.

Devlet halkına deli muamelesi yapıp pösteki saydırıyor, millet de devletine düşman gözüyle bakıyordu.

Bugünden geriye dönüp baktığımızda, milletçe,
neleri kavga malzemesi yaptığımızı görüp hayıflanıyoruz ve bir o kadar da kahroluyoruz.

Bu arada, içimizde
katiline âşık tipler türedi, bunlar hâlâ eskinin
özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Avcının yakaladığı maymun misali, kafese tıkılıp götürülürken bile, kendisine yem olarak bırakılan fındıkları avucunda tutup sıkmaya ve bırakmamaya devam ediyor!

Haberin Devamı

Bilmiyorlar ki eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı!

Ağır bedeller ödeyerek gelebildiğimiz bu
günümüzün kıymetini bilelim; bunun için de kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına reva görmeyelim.

Aksi halde, bir sittin sene daha normalleşemeyiz.