Başbakan Bülent Ecevit, beklenen çağrısını dün yaptı. Ecevit, ulusal sol - demokratik sol düşünceyi, kültürü benimsemiş herkesi DSP saflarına çağırdı.
Ecevit, bu çağrıyı yaparken, YTP ve CHP ile DSP arasındaki farkı vurgulamayı da ihmal etmedi.
Ecevit’le, yaptığı çağrının adresini konuştuk. Şöyle dedi:
- Benim çağrım belirli bir kuruma ve kurumlara değil. Ben ulusal solu, demokratik sol düşünceyi benimsemiş herkese çağrı yaptım. Kendilerini solcu sayan bazı entelektüeller nedense sol düşünceyle milliyetçiliği bağdaştırmazlar. Ulusalcılıkla solun çelişeceğini düşünürler. Oysa, öyle değildir. Özendikleri Avrupa’daki sol da milliyetçidir. Solcu olmak her şeyden önce ulus ve ülke birliğini ve menfaatlerini korumayı, kollamayı gerektirir. Ben bu düşüncede olanları DSP’ye çağırmış oldum.
Ecevit, "ulusal sol" kavramına vurgu yapınca akla ilk isimlerden Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal ve Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi Genel Başkanı Yekta Güngör Özden geliyor.
Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ı bir ulusal davayı gütmek üzere gittiği İsviçre’de bulduk. Mümtaz Hoca, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın görevlendirmesiyle, Kıbrıs konusunun tartışıldığı bir uluslararası toplantıdaydı.
Telefonla yaptığımız görüşmede, Ecevit’in çağrısına sıcak yaklaştı ve şu değerlendirmeyi yaptı:
- Sayın Ecevit’in ulusal sol tanımı bizimle örtüşüyor. Bizim Bağımsız Cumhuriyet Partisi’ni dayandırdığımız temel yaklaşımlardan biri budur. Ecevit’in Türkiye’deki sosyal demokratlara ilişkin görüşlerini de paylaşırım. Zaten bu örtüşme nedeniyle DSP’ye katılmış ve görev yapmıştım. Sonra bazı günlük politikalarda anlaşamadığımız için ayrıldım. Ancak, sol anlayışımız örtüşüyor. Yaptığı çağrıyla çizdiği çerçeve bize uyuyor.
Soysal’a, Ecevit’in çağrısına uyup DSP’ye katılıp katılmayacağını sorduk. Yanıtı şu oldu:
- Seçimlere katılma hakkımız olmasa da bizim bir partimiz var. Arkadaşlarla değerlendirme yapmam gerekir. Gerçi, bu konuda Genel Başkan olarak yetkilendirilmiş durumdayım ama parti olarak değerlendirme yapmamız gerekir.
- Ecevit’in çağrısına nasıl bir yöntemle yanıt vermeniz söz konusu olur?
- Tabii, bizim yaklaşımımız bir pazarlık yaklaşımı olmaz. Oturur, konuşuruz. Yöntem sorun değil. Biz seçimlere girme hakkı elde etmiş bir parti değiliz, ama bir partiyiz. Ben tek başıma geliyorum deyip, gidemem. Bu doğru olmaz. Ancak, bir seçim ittifakı pazarlığı yaklaşımıyla da bakmayız. Benim için milletvekili olmak veya olmamak önemli değil. Biz, gücümüzü düşüncemizden, fikrimizden alıyoruz. Sayın Ecevit’le bu anlayış içinde konuşuruz.
- Ecevit’ten ayrı bir davet bekliyor musunuz?
- Ben şimdi İsviçre’de Kıbrıs’la ilgili bir toplantıdayım. Hafta sonuna doğru Türkiye’ye dönmüş olacağım. Elbette Sayın Ecevit, çağırırsa gider, konuşurum.
Ecevit’in çağrısına ilk olumlu yanıt Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal’dan geldi.
Genel Başkanlığını Yekta Güngör Özden’in yaptığı Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi yetkilileri de Ecevit’in çağrısını değerlendiriyorlar. Bu konuda Bağımsız Cumhuriyet Partisi’yle de temesa geçmiş durumdalar. İsviçre’den Mümtaz Hoca’yla konuşup, görüşünü sordukları da gelen haberler arasında.
Ecevit’in çağrısı "ulusal sol" ortak paydasında bir toplanma sonucu doğurabilir.
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025