Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kemal Derviş, dün CHP’ye üye olarak resmen siyasi oldu. Yakasına CHP rozetini taktıktan sonra, Kemal Derviş’le, Gaziosmanpaşa’daki bürosunda, Derya Sazak’la birlikte görüştük.
Solda birlik arayışlarının sonuç vermeyeceğini anlayınca, Derviş, üniversiteye gitmeye karar vermiş, geçtiğimiz çarşamba kendi ifadesiyle, yatağa bu kararla girmiş... Ama, eşinden, ABD’deki avukat oğlundan, yakın çevresinden çok tepki görünce, siyasete girmeye karar vermiş.
Derviş, "siyasete neden girdim derseniz" diyor, "ekonomi için girdim, sadece ekonomi için".
Derviş, Türk ekonomisinin büyümeye uygun bir altyapıya kavuşturulduğunu vurguladıktan sonra, "işin yarım" kalmaması gerektiğini belirtiyor. "Bu nedenle de" diyor, "mutlaka iktidar olmamız lazım".
Derviş, yeniden ekonominin direksiyonuna geçmek istiyor. Muhalefeti aklına getirmiyor. Halka gidip, uyumlu bir ekiple tek başına ülkeyi yönetmek için yetki isteyeceğiz, diyor.
Görüşmeden edindiğimiz izlenim, Derviş’in seçimden sonra eski işine döneceğine inandığı yönünde. Hazırlıklarını ona göre yapıyor. Yeniden çok partili koalisyonlarda çalışmak istemiyor. "Ya" diyor, "ekonomiyi uyumlu bir ekiple ben yönetirim, ya da uyumsuz bir koalisyona bir daha girmem".
Derviş, Baykal’la birlikte, meydanlara çıktığında, halka bu mesajı verecek. "İş yarım kalmasın, bizi iktidar yapın" diyecek...
Derviş’in iddialarından biri de Türkiye’de solun da ekonomiyi yönetebileceğini kanıtlamak. Klasik sol söylemin emek - sermaye çelişkisi yerine, emek - sermaye işbirliğini esas alan bir yaklaşımla, solun da ekonomiyi yönetebileceğini vurguluyor. Sosyal - liberal sentez yaklaşımıyla bunu ifade etmeye çalıştığını belirtiyor. Artık içinde sanayicisiyle, işçisini birlikte barındırabilen bir sol parti anlayışının yaşama geçirileceğini vurguluyor. Sendikaların ağırlıkla yer aldığı ama sanayici, işadamının da yer bulduğu bir sosyal demokrat parti yapısına geçilmesi gerektiği üzerinde duruyor.
Derviş, bu yaklaşımın çağdaş sol yaklaşım olduğunu ve esas olarak Ecevit, Baykal ve Cem tarafından da paylaşıldığına işaret ediyor ve ekliyor:
"Ecevit de böyle düşünüyor, Baykal da böyle düşünüyor, Cem de böyle düşünüyor. Ve hala neden bir araya gelemediğimizi bir türlü anlayamıyorum."
Derviş’in beklentisi CHP’nin yüzde 25, hatta üzerinde bir oy alması...
Ancak, kamuoyu yoklamaları bu orana en yakın partinin şimdilik AKP olduğunu gösteriyor. AKP seçimde ipi göğüslerse, CHP beklediği sıçramayı yapamazsa, o zaman ne olur? Derviş, AKP ile CHP koalisyonuna nasıl bakar?
Parti ismi belirtmiyor ama AKP, MHP gibi dünya görüşlerinin uyuşmadığı partilerle koalisyona girmeyeceğini, böyle bir koalisyonda görev almayacağını açık biçimde ifade ediyor.
Derviş, kendini iktidara kilitlemiş...
Diğer olasılıkları düşünmek bile istemiyor.