Ayıp...

Siyasetteki ayıplar artık gizlenemeyecek boyutlara ulaştı... Örneğin...
"Ecevit bitti, bizi Derviş bir daha seçtirir" diyerek, apar topar DSP’den kaçıp YTP’ye kapağı atan milletvekilleri...
Derviş, YTP’yi bırakıp CHP’ye gidince ne yapacaklarını şaşırdılar.
Şimdi bütün güçleriyle seçimi erteletmeye çalışıyorlar...
Ayıp...
Başbakanlık koridorlarında, Derviş’i, "beceriksiz Amerikalı", İsmail Cem’i de, "monşer" diye aşağılamaya çalışanlar, şimdi onların paçalarına yapışmış, bir daha milletvekili olmaya çalışıyorlar.
Ayıp...
40 yıl Demirel’in yanında AP - DYP çizgisinde politika yapıp, bu partilerin bakanı ve hatta genel başkan adayı olduktan sonra, bir daha milletvekili olabilmek için bu saatten sonra AKP’ye geçiyorlar.
Ayıp...
12 Eylül’den sonra radikal olan partilerini terk edip, başka partilerde yıllarca milletvekilliği ve bakanlık yaptıktan sonra, partilerinin baraja takılacağını düşünüp, yeniden 12 Eylül öncesindeki partilerine dönmeye çalışıyorlar.
Ayıp...
Derviş’i çantada keklik görüp, Ecevit’e kafa tutarak, parti kuran öncüler, seçimi ertelemekten veya başka partilerle ittifak yapmaktan medet umuyorlar.
Ayıp...
CHP’ye güvenip Ecevit’i kurultaya çağıranlar, istediklerini alamayınca, DSP’den ayrılıp CHP’den davet bekleyenler, davet gelmeyince, "hadi bizi çağırsanıza" diye Baykal’a haber gönderiyorlar...
Ayıp...
Ecevit’i seçimden kaçmakla suçlayıp, Meclis’te erken seçim için oy kullanan ve seçim sonuçlarıyla ilgili mangalda kül bırakmayan bazı koalisyon ortakları, seçimden kurtulmak için muhalefete başbakanlık rüşveti öneriyorlar...
Ayıp...
Kıyasıya pazarlıklar yapmalarına rağmen kimse ortaya çıkıp, seçimin ertelenmesini ve yeni hükümet kurulmasını ben istedim, diyemiyor...
Ayıp...
28 Şubat sürecinde Refah Partisi’ne ve HADEP’e karşı aslan kesilenler, şimdi onlara yamanmaya çalışıyorlar...
Ayıp...