<#comment>#comment>Seçimlerin ertelenmesini en fazla isteyen partilerin YTP ve ANAP olduğu su yüzüne çıktı.
Her iki parti de başlangıçta bu niyet ve faaliyetlerini gizliyorlardı. ANAP lideri Mesut Yılmaz, nihayet ortaya çıkıp açıkça seçimlerin ertelenmesi gerektiğini ve gerekçelerini açıkladı. Bu isteğinin asıl nedeni olan baraj korkusunu söyleyemediği için de sıraladığı gerekçeler gerçekçi bulunmadı. Yine de Yılmaz’ın açıkça isteklerini kamuoyuna açıklaması doğru bir tavırdı.
Ancak YTP’nin tavrı bu kadar da düzgün ve dürüst değil.
YTP’nin bugünkü durumu gösteriyor ki, bu parti Kemal Derviş’e güvenerek kurulmuş. Derviş, CHP’ye gittikten sonra, YTP’de başlayan panik sürüyor. Derviş’siz barajı aşamayacağını düşünen YTP’nin önde gelenleri seçimi ertelemek, olmazsa hükümeti düşürmek, hükümet düşmezse barajı düşürmek, yetmezse ittifak olanağı yaratmak için her gün yeni bir proje ve öneri geliştiriyorlar.
YTP bu çabalarıyla, Türkiye’yi yönetmeye ve yeniden inşa etmeye aday bir parti gibi değil, "yeniden seçilmek isteyenler derneği" gibi bir görüntü veriyor.
Hüsamettin Özkan ve İstemihan Talay’ın her gün bir başkasını sahneye koydukları oyunların hiçbiri de tutmuyor.
Yargıtayın bu kararına dayanarak Yüksek Seçim Kurulunun, Erdoğanın adaylığını kabul etmemesi olasılığı yeni senaryoların gündeme gelmesine neden oldu.Yargıtayın kararından sonra küskünler cephesinden gelen haberler, Erdoğanın adaylığına engel olunması halinde AK Partinin de bu cepheye katılacağı ve seçimlerin ertelenmesine destek verebileceğine ilişkindi. AK Partinin seçimi erteleme veya seçimleri protesto etme yoluna gidebileceği de küskün cephesinden gelen tahminler arasındaydı.Yargıtay kararından sonra kulislere yansıyan bu haber, yorum ve tahminleri AK Parti Genel Başkan Vekili Abdullah Gülle konuşma olanağı bulduk.Gül, sorularımıza şu yanıtları verdi:- Yargıtayın bu kararına dayanarak YSKnin Erdoğanın adaylığını geri çevirmesi halinde, AK Partinin seçimleri ertelemeye veya protesto etmeye yönelmesi söz konusu olur mu?- Öncelikle şunu ifade edeyim ki, biz Tayyip Beyin adaylığının geçerli olduğu konusunda en küçük bir tereddüt taşımıyoruz. YSKnin bu gerçeği tescil edeceğine inanıyoruz. Bize göre Tayyip Beyin adaylığının önünde bir engel yok. Eğer, zorlama bir yaklaşımla böyle bir engel konulursa, bunun anlamı yapılan Anayasa ve yasa değişikliklerinin uygulanmayacağıdır. ABye
<#comment>#comment>Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın adli sicilinin silinmesine ilişkin kararı geçersiz sayması siyaseti hareketlendirdi.
Yargıtay’ın bu kararına dayanarak Yüksek Seçim Kurulu’nun, Erdoğan’ın adaylığını kabul etmemesi olasılığı yeni senaryoların gündeme gelmesine neden oldu.
Yargıtay’ın kararından sonra küskünler cephesinden gelen haberler, Erdoğan’ın adaylığına engel olunması halinde AK Parti’nin de bu cepheye katılacağı ve seçimlerin ertelenmesine destek verebileceğine ilişkindi. AK Parti’nin seçimi erteleme veya seçimleri protesto etme yoluna gidebileceği de küskün cephesinden gelen tahminler arasındaydı.
Yargıtay kararından sonra kulislere yansıyan bu haber, yorum ve tahminleri AK Parti Genel Başkan Vekili Abdullah Gül’le konuşma olanağı bulduk.
Gül, sorularımıza şu yanıtları verdi:
- Yargıtay’ın bu kararına dayanarak YSK’nin Erdoğan’ın adaylığını geri çevirmesi halinde, AK Parti’nin seçimleri ertelemeye veya protesto etmeye yönelmesi söz konusu olur mu?
Başbakan Ecevit, otobüs hareket ettiğinde bizlere dönerek:- Seçimi çok isteyenleri meydanlarda göremiyorum. CHPnin Hatay mitingini saymazsanız bizden başka halka giden yok galiba. Bu bizim dördüncü mitingimiz. Ama seçim diye tutturan partileri ortada göremiyorum. Galiba seçim bildirgesini bizden başka açıklayan da olmadı, diyerek sohbeti başlattı.Ecevit, seçim konusuna girince, sorduk:- YTP, ANAP ve SP ile birlikte ülke barajının yüzde 5e çekilmesi, ittifak ve tercihli oy için girişimde bulundu. Siz nasıl karşılıyorsunuz?- Bu aşamada böyle bir girişim ahlaki olmaz. Seçimlere çok az bir süre kala, barajla oynamak uygun bir durum değildir. Bu nedenle bu girişime bizim bir desteğimiz, katkımız söz konusu olmaz. Ecevit, ilk gündeme geldiğinde erken seçime karşı çıkan tek partinin DSP olduğunu anımsatarak, seçim kararı alındıktan sonra partisel ve kişisel çıkarlar için bu karardan dönmenin doğru bir tavır olmadığını da vurguladı, "Siyasi ahlaka uymaz" dedi.Ecevit, ilkeli davranmak, tutarlı olmak açısından farkını bu sözlerle bir kez daha gösterdi.Barajın aşağı çekilmesi konusundaki girişime bir tepki de DYP lideri Tansu Çillerden geldi. Ecevit ile yola çıkmadan önce telefonla arayan
<#comment>#comment>Başbakan Bülent Ecevit ile Zonguldak mitingine gitmek üzere seçim otobüsüne bindiğimizde konu YTP’nin ülke barajını indirme girişimiydi.
Başbakan Ecevit, otobüs hareket ettiğinde bizlere dönerek:
- Seçimi çok isteyenleri meydanlarda göremiyorum. CHP’nin Hatay mitingini saymazsanız bizden başka halka giden yok galiba. Bu bizim dördüncü mitingimiz. Ama seçim diye tutturan partileri ortada göremiyorum. Galiba seçim bildirgesini bizden başka açıklayan da olmadı, diyerek sohbeti başlattı.
Ecevit, seçim konusuna girince, sorduk:
- YTP, ANAP ve SP ile birlikte ülke barajının yüzde 5’e çekilmesi, ittifak ve tercihli oy için girişimde bulundu. Siz nasıl karşılıyorsunuz?
- Bu aşamada böyle bir girişim ahlaki olmaz. Seçimlere çok az bir süre kala, barajla oynamak uygun bir durum değildir. Bu nedenle bu girişime bizim bir desteğimiz, katkımız söz konusu olmaz.
- Çok kısa bir süre önce 400den fazla milletvekilinin oyuyla seçim kararı alınmış. Arkasından seçim bütçesi yasası çıkarılmış. Bunlar ciddi işlerdir. Şimdi listelerde yer alamadıkları gerekçesiyle milletvekillerinin seçimi ertelemeleri elbette Meclisin itibarını zedeler. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanının yaklaşımını ve uyarısını paylaşıyorum.Küskünler, YTP ve ANAP öncülüğünde gensoru ve Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmak için imza toplamayı sürdürüyorlar. Hafta başında Meclis Başkanlığına başvurmaları bekleniyor. Bu arada küskünlerin, YSKnin Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan hakkında verecekleri kararı da bekledikleri söyleniyor. YSKnin Erdoğan ve Erbakanın aday olamayacaklarına karar vermesi halinde AK Parti ve SPyi de küskünler cephesine katmayı planladıkları gelen haberler arasında.Küskünlerin Meclisi toplama, hükümeti düşürme ve seçimi erteleme girişimleri ve muhtemel gelişmeler konusunda Meclis Başkanı Ömer İzgiyle söyleştik. İzgi, sorularımızı şöyle yanıtladı:- Küskünler 110 imzayla Meclisi olağanüstü toplantıya çağırırlarsa tavrınız ne olur?- Çağrı konusunda benim bir takdir yetkim yok. Çağırmak zorundayım. Ancak zamanlama konusunda takdir yetkim var. İçtüzük, bir
<#comment>#comment>
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yetkilerini seçimlerin 3 Kasım’da yapılmasını sağlayacak şekilde kullanacağı mesajı verdi. Sezer, seçimlerin ertelenmesinin Meclis’in itibarını zedeleyeceğini de ima etti. Sezer’in yaklaşımına Meclis Başkanı Ömer İzgi de katılıyor. İzgi, dünkü söyleşimizde şu değerlendirmeyi yaptı:
- Çok kısa bir süre önce 400’den fazla milletvekilinin oyuyla seçim kararı alınmış. Arkasından seçim bütçesi yasası çıkarılmış. Bunlar ciddi işlerdir. Şimdi listelerde yer alamadıkları gerekçesiyle milletvekillerinin seçimi ertelemeleri elbette Meclis’in itibarını zedeler. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaklaşımını ve uyarısını paylaşıyorum.
Küskünler, YTP ve ANAP öncülüğünde gensoru ve Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmak için imza toplamayı sürdürüyorlar. Hafta başında Meclis Başkanlığı’na başvurmaları bekleniyor. Bu arada küskünlerin, YSK’nin Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan hakkında verecekleri kararı da bekledikleri söyleniyor. YSK’nin Erdoğan ve Erbakan’ın aday olamayacaklarına karar vermesi halinde AK Parti ve SP’yi de küskünler cephesine katmayı planladıkları gelen haberler arasında.
Küskünlerin Meclis’i toplama, hükümeti
Hükümetin düşürülmesi ve yeni bir hükümetle seçimin ertelenmesi için DYPnin desteği zorunlu. Bu gerçeği bilen küskünler, dolaylı yoldan DYP kurmayları ve Çillere başbakanlık önerisi ileterek destek aradı.Dün akşam saatlerinde arayan DYP Lideri Çiller, bu tür yaklaşımları kesin bir dille geri çevirdiğini ve geri çevireceğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: - Seçimi ertelemek için yine bazıları harekete geçti. Bir takım formüller, öneriler gündeme getiriliyor. Bunlar benim de kulağıma geldi ancak kesin olarak söylüyorum ki, biz bu işlerin içine girmeyiz. Ne önerirlerse önersinler cevabımız hayırdır. Artık, dönüş yok seçime gidiyoruz. Bizim seçime kadar her günümüz programlandı. Hangi gün ne yapacağız, hepsi belli. Yarın (bugün) düğmeye basıyoruz. Çiller, milletin seçim istediğini bunun engellenmesi için bir takım siyasi oyunlar çevirmenin siyasi ahlakla bağdaşmadığına da dikkat çekti. Çiller, seçimin 3 Kasımda yapılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Anhmet Necdet Sezerin, "şartlar oluşursa Meclisi feshederim" şeklindeki sözlerini de şöyle değerlendirdi: - Sayın Cumhurbaşkanı, milletin seçim istediğini biliyor. Cumhurbaşkanı olarak bu yönde bir baskı kurmaya çalışıyor. Sayın Sezerin