Yol durumu!

Çarşamba günü yine görev başında, saat 15:00-16:00 arası İzmir-Çanakkale yolunda araç sayımındaydım
Gayet sıradan bir gündü yani.
Trafik yoğunluğu açısından ise fazlasıyla rahat bir saatti.
Düzen, aynı düzendi.
Kamyon.
TIR.
Tanker.
Otobüs.
Ve aralarına sıkışan otomobiller.
Anlayacağınız “garp cephesine” değişen bir şey yoktu!
Oysa 26 Eylül 2011 tarihinden itibaren...
Ağır tonajlı araçlar “en azından” Anadolu Caddesi’nin Girne Otoyol Kavşağı ile Harmandalı Kavşağı arasında kalan kısma giremeyecekti.
Açıklamada herhangi bir uyarı olmadığına göre, uygulama “7 gün, 24 saat” geçerliydi.
Peki.
Bunu kim demişti?
UKOME.
* * *
Açılımı şu:
“Ulaşım Koordinasyon Merkezi.”
Merkezi oluşturan kurumlar, saymakla bitmez.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden ilgili ilçe belediyelerine... Ege Ordu Komutanlığı’ndan Jandarma’ya... Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi’nden Karayolları’na...
Kimi ararsan var o kurulda.
Kimsenin kaçacak durumu, “benim haberim yoktu” falan deme ihtimali bulunmuyor kısaca.
* * *
Ne var ki, yasak-masak palavra.
Çünkü “yasak bölge” yolgeçen hanı gibiydi yine.
Kamyon.
TIR.
Tanker.
Otobüs.
Hepsi cirit atıyordu geçmeleri yasak olan yerde.
* * *
Sormak gerekiyor da, kime?
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne mi, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne mi, Kara Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’ne mi; kime?
Sorumlu kim?
Muhatap kim?
Yanıtlama yetkisi, görevi, sorumluluğu kimde?
Aslında, bana ne.
Her kimse cevap versin:
Bu nasıl iş?
Zira mal meydanda...
Ya alınan kararları takan yok.
Ya da o kararları denetleyip, uygulayan.


İlk imza benden

İzmir İl Müftü Vekili İlyas Öztürk’ün önerisini ciddiye almak lâzım.
EXPO 2020 alanına “Denizden, karadan, havadan görünebilecek, göze hitap edecek, muhteşem bir cami” yapılması fikri; doğrusu bana da cazip geldi.
Sayın Müftü’ye katılıyorum.
Gerçekten de:
“İnsanlar dünyanın her yerinde en görkemli yapıtlarını, mimari eserlerini, el emeklerini, göz nurlarını ibadethanelerde gösterirler.”
Gerçekten de:
“Avrupa’da bütün turistik kentlerin merkezlerinde büyük, ihtişamlı bir kilise var.”
Gerçekten de:
“İstanbul, Bursa gibi bazı kentler de camileriyle ön plana çıkıyor.”
Eğer yeni bir Mimar Sinan varsa aramızda, işte İnciraltı orada.
İlk imza benden.
Buyurun yapın.


Tek karelik Sümbül Ağa!