ABD, Rusya’ya bir sürü yaptırım uyguluyor. Washington’ın yeni planı, varili 60 dolara satılan Rus petrolünü taşıyan tankerlere yaptırım uygulamak.
Buna karşın ABD, 2024 yılında Rusya’dan gübre ithalatını rekor seviyeye çıkardı, rakam milyar doları aştı.
Petrol ve doğal gaz yaptırımlarını Rusya savaşı finanse edecek para bulamasın diye açıklayıp milyar dolar ithalat yapan ülke ABD…
Biden Yönetimi, neden petrol ve doğal gaza takık sorusunun cevabı bir başka rakamda saklı.
Washington, 1989’dan beri en yüksek petrol ihracatı rakamına Mart 2023’te ulaştı.
Doğal gazda da durum farklı değil, ABD’nin doğal gaz ihracatı 2024’te, 2023’e oranla yüzde 6 arttı, yeni 3 tesis de devreye gireceği için 2025’te ihracatın yüzde 20 artacağı hesap ediliyor.
ABD’nin ilke daha doğrusu ilkesizlikleri meselesinde tek örnek Rusya değil.
Biden Yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Maduro’yu düşürmek için çok şey yaptı, yaptırımlar uyguladı.
Aynı ABD şimdi Venezuela’dan en çok petrol ithal eden üçüncü ülke durumunda.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Eylül 2024’te, Maduro’yu iktidardan düşürmek için kurulan komploya CIA’nin dahil olmadığını açıkladı.
Yönetimler değişse de ABD’nin olaylara ilke değil para ve menfaat üzerinden baktığı gerçeği değişmiyor.
ABD, Suriye’de YPG’yi satar mı falan diye soranlar var, daha büyük menfaati varsa ABD’nin satmayacağı bir şey olmaz...
Yaşasın Oksitanya
“Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalılar” sözü bizim coğrafyamızdan çıkmadı.
46.yüzyılda yaşamış İngiliz şair George Herbert’in dünyaca ünlü bu sözü mutlaka Fransa’da da bilinir.
Oksitanya, Fransa’nın önemli şehirleri, Bordeaux, Limoges, Clermont Ferrand ve Lyon’un güneyindeki Valence’ı da içine alan oldukça geniş bir alan.
Büyük çoğunluğu Fransa’dan olmasına rağmen İtalya ve İspanya’dan da bölümleri eklediğiniz zaman 190 bin kilometrekarelik bir alanı kapsıyor.
Geçmişte engizisyonun Katar mezhebine soykırım uyguladığı o topraklarda 1960’lardan beri ayrılıkçı hareketler var.
Bizim coğrafyamızın aksine silaha başvurmadan geliştirilen bu ayrılıkçı hareketler, 1959’dan beri hep demokratik yollardan mücadele ediyor.
Fransa’yı tehdit eden bir diğer milliyetçi akım Breton milliyetçiliği, onlar da Kelt dil ailesine ait bir dil konuşuyorlar.
Yani Fransa sadece Korsika değil, kendi topraklarında da ayrılıkçı akımlarla uğraşıyor.
Bu Fransa’nın Cumhurbaşkanı olan Macron, Afrika’da istenmeyen adam, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vaat ettiği için Kiev’de de sevilmeyen adam.
Komşusu İtalya Başbakanı Meloni’nin aşağılamaları karşısındaki sessizliğiyle ülkesini utandıran adam.
Tüm bunlara rağmen Fransa Cumhurbaşkanı, burnunu Ortadoğu’dan çekmiyor, YPG’nin hamiliğine soyunuyor.
Kendi ülkesini yönetemediği ortada olan bir adamın tüm dünyayı yönetebileceği sanrısına artık dur demek gerekiyor.
Karşılıklılık ilkesi gereği Türkiye, inanışları yüzünden soykırıma uğrayan Katarların torunlarını Türkiye’ye davet etmeli, rahat ibadet olanaklarını sağlamalı ve Fransa’dan ayrılma fikrini savunan partiler arasında bir birlik oluşturma müzakerelerine ev sahipliği yapmalı.
Macron’un anlayacağı dil budur ve çok geç kalmadan “Yaşasın Oksitanya” afişlerinin olduğu bir salonda böyle bir toplantı yapılmalıdır.
Trump 2.0 yükleniyor...
20 Ocak günü bitinceye kadar;
ABD bir kez daha Paris İklim Antlaşması’ndan çekilmiş olacak.
Artık ABD’de doğan bebekler otomatik olarak ABD vatandaşı olamayacak.
6 Ocak Kongre Baskını sanıklarının büyük kısmı Başkanlık kararnamesiyle affedilecek.
Basın Sekreteri, ABD tarihinin en büyük geri gönderme kararı imzalanacak demişti ama onun içeriğini daha bilmiyoruz.
Bu arada Kanada, Meksika ve Çin için ek vergiler getiren kararnamelere dair nasıl bir hazırlık var, ilk gün imzalanır mı, onlar daha belli değil.
ABD başkanlarının yemin törenlerinde ulusal marş okunması işi şovun önemli bir parçasıdır.
2020’de Biden için düzenlenen törende ulusal marşı Lady Gaga okumuştu, Trump için kimin marş okuyacağı henüz belli değil ama 19 Ocak akşamı Washington’da düzenlenecek büyük bir mitingin hazırlıklarının yapıldığını biliyoruz.
Tekrar seçilme derdi olmayan Trump, Beyaz Saray’da bu kez her verdiği kararı uygulayacak mı yoksa yine çoğu cümlesi havada mı bırakılacak hep beraber göreceğiz.