ALKIŞLAMAK ne kadar muteberse, yuhalamak da o kadar haktır.
Desteklemek ne kadar güzelse, protesto da o kadar anlamlıdır.
Aksini düşünen varsa...
Ya o kişi demokrasiden zerrece nasibi almamıştır.
Ya da onun kafasındaki demokrasinin benzerleri Tunus’ta, Cezayir’de, Mısır’da falan vardır.
Bu durumda...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto edecekleri iddiasıyla, insanların gözaltına alınması ve yetmezmiş gibi, bu uygulamayı protesto edenlerin de aynı kaderi paylaşması; ancak “ceberut devlet” tanımıyla anlatılır.
* * *
Ceberut.
Yani:
Baskıcı.
Yani:
Zorba.
Yani:
Merhametsiz.
* * *
Oysa devlet, halkına sevgiyle yaklaşmalı.
Şefkatle insanları kucaklamalı.
Vatandaşına saygı duymalı.
Onun hakkını, hukukunu korumalı.
Her bireyinin okuyan, düşünen, sorgulayan bir yurttaş olmasını sağlamalı.
“Devlet” deyip, duruyoruz da...
Adını tam koyalım.
Hele bu devirde, devletin adına “iktidar” deniyor kısaca.
Çünkü iktidar neyi isterse...
Oluyor.
Neyi istemezse...
Olmuyor.
* * *
İki kere iki, eşittir dört.
Türkiye’yi yönetenler “okuyan, düşünen, sorgulayan” bir halk istemediler bugüne kadar.
Şimdikiler ise hiç istemiyor.
Osman Terkan’dan örnek verelim yine.
Soru şu:
- Wikileaks nedir?
Ve cevaplar:
- Mağaza adı...
- Grip-nezle ilacı...
- Alışveriş merkezi...
- Giyim markası...
- Beşiktaş’ın yeni futbolcusu, ülkesini bilmiyorum ama takip ediyorum, çok iyi oynuyor...
* * *
Hal böyleyken, işler tıkırında giderken; kim ister etliye sütlüye karışan ahaliyi?
Ha.
Bir de şu var tabii.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü son raporunu açıkladı geçen gün:
“Halen 4 milyona yakın kadın okuma-yazma bilmiyor.”
* * *
Okumuş, yazmış, üniversite bitirmişler ise ekmek derdinde.
Misal...
Boğaziçi Üniversitesi, E sınıfı ehliyete sahip kamyon - otobüs şoförü arıyor. Ama bir şart var.
Şoför adayları üniversite mezunu olacak.
Bakalım bu işe kaç kişi başvuracak?
Anlayacağınız...
Çok kişinin okumaya, okuyanların düşünmeye, düşünenlerin sorgulamaya hali yok.
Hele işi protesto etmeye vardıranların ise kafalarına inen coptan başka, sarılacakları birşey yok!