Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SON seçimden başlayıp, şöyle bir geriye doğru gidelim. Bakalım, çok partili siyasal yaşamda, seçimlerden birinci çıkan partiler hangi oranda oy almışlar:
Yıl 2007, AKP’nin oyu, yüzde 46,58
Yıl 2002, AKP’nin oyu, yüzde 34,28
Yıl 1999, DSP’nin oyu, yüzde 22,19
Yıl 1995, Refah Partisi’nin oyu, yüzde 21.38
Yıl 1991, DYP’nin oyu, yüzde 27,03
Yıl 1987, ANAP’ın oyu, yüzde 36,31
Yıl 1983, ANAP’ın oyu, yüzde 45,14
Yıl 1977, CHP’nin oyu, yüzde 41,38
Yıl 1973, CHP’nin oyu, yüzde 33,30
Yıl 1969, Adalet Partisi’nin oyu, yüzde 46,55
Yıl 1965, Adalet Partisi’nin oyu, yüzde 52,87
Yıl 1961, CHP’nin oyu, yüzde 36,74
Yıl 1957, Demokrat Parti’nin oyu, yüzde 47,88
Yıl 1954, Demokrat Parti’nin oyu, yüzde 57, 61
Yıl 1950, Demokrat Parti’nin oyu, yüzde 52,68
* * *
Tablonun bazı önemli yanları var:
Bir: Bugüne kadar sadece Demokrat Parti, seçimlerden üst üste üç kez birinci parti çıkabilmiş.
İki: Bugüne kadar sadece Demokrat Parti ile AKP, girdikleri ikinci seçimde, birinci seçimden aldıkları oyun fazlasını almış.
Üç: Bugüne kadar seçimlerde en yüksek oyu, yüzde 57,61 ile Demokrat Parti toplamış.
Ne var ki, Demokrat Parti bu başarıları, çok partili siyasal yaşamda “o kadar da çok partinin olmadığı” bir dönemde sağlamış.
* * *
İşte bütün bunlardan ötürü AKP Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın Haziran seçimleri için ortaya koyduğu iddia önemli:
“Benim hedefim yüzde 58.”
Mustafa Ateş’in büyük bir ihtimalle Genel Başkanı’nın onayını alarak dillendirdiği bu hedef, aynı zamanda bir “niyeti” simgeliyor.
Hedefte tüm rekorları altüst ederek, kalan bütün “fiziki ve psikolojik duvarları” yerle bir etme hesabı var aslında.
* * *
Bakınız şimdi.
Eğer AKP yüzde 58 oy alırsa, geriye kalır yüzde 42.
Bu da demektir ki:
CHP yüzde 20’yi, MHP yüzde 10’u “anca” geçer.
AKP’nin Meclis’teki gücü ise Anayasa’yı “sil baştan” yapmaya “fazlasıyla” yeter.
İşte o zaman...
Kim “dur” diyebilir olacaklara?

Öyle bir hedef ki...

Tek karelik sergi

Adı “Şans” olsun
BEBEK dediğin iki kilo, üç kilo, bilemedin beş kilo olur.
110 kiloluk bebek, hiç olur mu?
Oldu.
1992 doğumlu Begümcan, 2002 doğumlu Winner’dan bir kız bebek doğurdu.
Bizler, Pak Bahadur nesliyiz.
Onun en görkemli yıllarını da yaşadık, ölüm anını da.
Çocukken ailemle giderdim, Kültürpark’taki Hayvanat Bahçesi’ne.
Gazeteciliğimin ilk yıllarında ise ne zaman dara düşsem, “haber” diye inlesem, soluğu orada aldım hep.
Gün geldi, İzmir Fuarı’nı ve Kültürpark’ı yönetme şansım oldu; yine oradan çıkmaz oldum, Pak Bahadur’un yanına koştum...
Bilirim.
Filler gücün sembolü.
Bereketin sembolü.
Dilerim adını “Şans” koyarlar bebeğimize ve şans getirir hepimize.