Bazı şeyler istenirse oluyor.
Örnekse, her yıl Amerika, Asya ve Avrupa’da üç sağlık kongresi düzenleyen Dünya Sağlık Turizm Birliği; önümüzdeki yıl Asya ile Avrupa’yı birleştirip, Türkiye’de “EuroAsia Sağlık Turizm ve Spa Kongresi” yapmayı kararlaştırmış.
Türkiye’de ama nerede?
Olay kendi akışı içinde gitseydi, bu kongre de ya İstanbul’da yapılırdı, ya Antalya’da.
Oysa...
Örgütün Türkiye temsilcisi Emin Çakmak, Mayıs ayında Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile konuşunca; bir de baktı ki, tek adres vardı ortada:
İzmir.
Çünkü Bakan Günay “kongrenin İzmir’de yapılmasını” istemiş ve talep, Dünya Sağlık Turizm Birliği Başkanı Reene Mary Stafano‘ya iletilince, o da “Olur” demişti.
* * *
İşin güzelliğine bakın.
İçinde hem “sağlık” var, hem “turizm” var, hem de “kongre” var.
Bu üç başlığın tamamı, İzmir’in “iddialı olmak için can attığı” alanlar.
İşte fırsat.
Kimin iddiası varsa, göstersin marifetini ve 23-27 Nisan 2012 tarihleri arasında İzmir’e gelecek 2 bin kişiye “Bu iş ancak kadar yapılır” dedirtsin de, biz de alkışlayalım kendilerini.
Ve tabii, her şey “istemekle” olmuyor.
Misal, İzmir’e gelen Ak Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, “Kentin ilçelerinin tamamına talibiz” demiş ki; bu isteğin gerçekleşmesi “EuroAsia Sağlık Turizm ve Spa Kongresi İzmir’de yapılsın” demek kadar kolay ve basit değil.
Bir şey daha.
İddialı olmak iyidir ama makul ve mantıklı olmak koşuluyla.
Hatırlayın.
Bazı CHP’liler genel seçimler öncesinde, İzmir’den 20 milletvekili çıkaracaklarını iddia etmişti.
Ne oldu?
Zaten “Baştan kokan balık” misali, gerçekleşme ihtimali olmayan bir iddiaydı bu.
Hiç kuşkunuz olmasın, Ekrem Erdem’in iddiasının akıbeti de böyle olacak.
Ha.
Deseydi ki:
“İzmir’in ilçelerinin yarısında Ak Parti kazanacak.”
O zaman elime kâğıdı, kalemi alıp; bu iddianın “ihtimal hesabını” yapardım!
Altınlar nerede?
Star Gazetesi’ndeki arkadaşlar haberin başlığında sormuş:
“Altınlarınızı nerede saklıyorsunuz?”
Tanıdıklarım arasında herkes başka bir yerde saklıyor.
Biri var meselâ balkona astığı sepetin içinde saklıyor.
Zeki çocuk.
Eve balkondan giren hırsızın bile aklına gelmez sepetin içine bakmak!
Yine mutfak en ideal saklama mekânı sanki.
O kadar çok tencere var ki mutfaklarda, garibim hırsız hangi birine baksın?
Üstelik her birini tek tek gözden geçirmek riskli iş.
Tencere bu.
Elden kaçırdığı anda şangırtı kopar.
Ayrıca eski lastik ayakkabılar da altınları saklamak için oldukça uygun.
Eski püskü ve dahası leş gibi kokan ayakkabıyı hırsız ne yapsın?
Aslında yapılan haberin amacı, insanları bankalardaki kiralık kasalara teşvik etmek.
Yok ama. Onun da riski var.
Hırsıza banka mı dayanır?
En iyisini ben yapıyorum.
Altınlarım, kuyumcuların vitrininde duruyor; içim daraldıkça gidip gidip, bakıyorum!
Tek karelik Piri Reis!