Derim ki, hiç değilse şu pazar günü kapayın gözlerinizi ve en sevdiğiniz kişinin sesinden, Mevlana’yı dinleyin.
İnanın.
Gözlerinizi açtığınızda bambaşka bir insan olma yolunda çok büyük bir adım atmış olacaksınız:
* * *
Öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
* * *
Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
* * *
Öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğendim.
* * *
Sevmeyi öğrendim. Sonra güvenmeyi... Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin, güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
* * *
Tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu... Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..
* * *
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatmak gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça dağıtmanın, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
* * *
Okumayı öğrendim. Sonra kendime yazıyı öğrettim... Ve bir süre sonra, yazı kendimi öğretti bana.
* * *
Gitmeyi öğrendim. Sonra dayanamayıp dönmeyi... Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi.
* * *
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta... Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karsı olması gerektiğini öğrendim.
* * *
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
* * *
Namusun önemini öğrendim...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu, gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu
Tek karelik yol!