HÜSEYİN ÖZALP’in, “AK Asker - Bir ABD, AKP ve Cemaat Projesi” adlı kitabını henüz okumadım.
Dolayısıyla kitabın tanıtımında vurgulanan ve aslında çok kişinin de aklını kurcalayan, “Türk askerinin başına çuval geçirilmesiyle başlatılan yıpratma operasyonu hala tüm hızıyla sürüyor. Operasyon, AKP tarafından oluşturulan derin karargâh, ordunun içine sızan cemaat ve ABD ve NATO güdümündeki personelin yardımıyla gerçekleşiyor” şeklindeki iddia; hangi somut ve yeni kanıtlarla destekleniyor, bilemiyorum.
* * *
Kitapta belli ki “tartışma yaratacak” olay ve anekdotlara da yer veriliyor.
İşte biri:
“Aylardan ağustos, yıllardan 2001. Fazilet kapatılmış, Milli Görüş ikiye bölünmüş. Bülent Arınç, baştan beri bölünmeye razı değil. Yenilikçiler, Arınç’ı ikna etmek için bir toplantı yapıyor. Toplantıda Erdoğan, Gül ve diğer yenilikçilerin dışında siyasetçi olmayan iki isim daha var. Biri öğretim üyesi ve ANAR araştırma şirketinin sahibi Beşir Atalay. Diğer isim oldukça ilginç:
Haşim Kılıç.
Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi hakkında kapatma kararını vermiş. Kılıç, ret oyu veren Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri. Üstelik Kılıç, toplantıda bütün yenilikçilerden daha çok konuşuyor. Sonunda Arınç’ı yenilikçi harekette kalmaya ve kurulacak olan AKP’ye katılmaya razı ediyor.”
* * *
Haşim Kılıç’a, “Yazılanlar doğru mu?” diye sormuşlar.
“Kesinlikle böyle bir olayı kabul etmiyorum, reddediyorum. Anılan böyle bir görüşme, toplantı asla söz konusu olmamıştır. Hayal mahsulü bir olay” demiş.
Aksi kanıtlanana, o toplantıda bulunanlardan biri çıkıp, “Hayır, Haşim Kılıç oradaydı” diyene kadar...
Bu söze itibar etmek zorundayız.
Ne var ki, yazılan hikâye doğru olsa da, olmasa da...
Yakışmış!
* * *
Olmuş bitmiş olayları kanıtlamak zor iştir.
Örnekse...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı arasında yapılan toplantı.
İki kişi kapalı kapılar ardında buluşmuş, oturmuş, konuşmuş...
Buluşup, konuştukları malum da...
Ne konuşulduğunu, kolaysa ispatla.
Yine de umudunuzu kaybetmeyin.
Ne de olsa...
“İki kişinin bildiği sır, sır değildir” derler!
Ateşle imtihan
TİPİK bir intikam hali, yaşanan.
Şivan Perver’e diyor ki bazı Kürt gruplar:
“Vay, sen misin Bülent Arınç’la sarmaş dolaş olan!”
Öyleyse...
Al sana bomba...
Puf!
Şivan Perver geçen yıl katıldığı Nevruz konserinde, âdeti olduğu veçhile bir de konuşma yapmış.
O konuşma kimi Kürt sitelerinde yayınlanıyormuş şimdi.
Şivan Perver demiş ki:
“Türkler bizim ruhumuzu alıyor. Türkler bizimle kardeş olamıyor, olmak istemiyorlar. Ölmemizi istiyorlar. Türklerin ruhu 1930-1945’lerdeki Almanların ruhu gibi olmuş. Türklerin ruhu da faşistleşmiş.”
Şu ana kadar Şivan Perver cephesinden bir yalanma gelmedi.
Yani...
Bu laflar orta yerde duruyor bomba misali!
Velhasıl, Bülent Arınç “ateşle imtihan” vaktindedir.
İşi zor.
Perver ile muhabbete devam etse, boynuna “faşist” yaftası asılacak.
Dönüp gitse, yiğitliği lafta kalacak!
Tek karelik konser