Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HABERİN yazılışındaki “ihtiyat” ve hatta “korku” her kelimeden belli.
Denir ki:
“Bazı kaynaklara göre 231 bin zorunlu askerin, berber, bayan kuaförü, müzisyen, garson, aşçı, resepsiyonist, çaycı, lostra, kasiyer, şoför, kat görevlisi, ütücü gibi benzeri görevlerde askerlik dışı işlerde çalıştırıldığı iddiaları ortaya atıldı.”
Neymiş?
Bazı kaynaklar...
Ortaya atmış...
Kaynağa ne hacet?
Hadisenin “tevatür de olabilir” anlamına gelecek bir tarzda söylenmesi ne büyük garabet!
Türkiye’de yaşayan herkes bunun böyle olduğunu zaten biliyor.
* * *
Buna rağmen, bir süredir konu gündemdeydi.
Özellikle TSK alerjisi olan bünyelerde ise kaşıntı yapacak düzeyde hararetlenmişti!
Madem öyle...
Asker de “Tamam” dedi:
“Uygulamaya son veriyoruz.”
Ve ilk sivilleşme operasyonuna İstanbul’daki Harbiye Orduevi’nde başlandı.
* * *
Öte yanda sanmam ki, askere gidecekler gelişmelerden memnun olsun.
Zira “bilinmeyen” veya “salağa yatılan” mesele şu:
Askere gidenlerin çoğu bir orduevinde çalışmaya dünden gönüllü.
Sadece orduevi değil, ister dağ başındaki sınır karakolunda olsun, ister şehrin göbeğindeki garnizonda...
Kışladan adımını atan erata “Kim yazıcı olmak ister? Kim posta olmak ister? Kim çaycı olmak ister? Kim ayakkabı boyacısı olmak ister?” diye sorulduğunda, bütün eller havaya kalkar.
Amma velâkin “dünyadan bihaber” olanlar için, “bütün eller havaya” lafı, İzel -Çelik -Ercan’ın şarkısından ibaret!
* * *
Yine öte yanda, askere giden ve mesleği tornacı, marangoz, garson, aşçı, boyacı, tamirci olan gençlerin “kendi işlerini” yaparak, askerlik görevini tamamlamalarında ne mahsur var?
Yok.
Bazılarının derdi askere en azından bir çimdik daha atmaksa...
Tamam.
Çimdik atılmıştır.
Hedefe ulaşılmıştır.
Oysa ıvır zıvır işler için dışardan alınacak elemanlara ödenecek kaynakla, epeydir beklenen “profesyonel orduya” geçişi sağlamak çok daha hızlı olabilirdi.
Tek derdi ortalığı karıştırmak olanlar, bütün bunları hesaba kattı mı peki?



Doğruysa... Eyvah!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “AKP hükümeti eski eserlerin onarımı için karar aldı. Doğru bir karar. Ama bunlar o tarihi mekânlarda bile yolsuzluk yapmaktan kendilerini alamadılar” dedikten sonra; bir de örnek verdi.
Tire’deki Gucur Camii.
İddiası o ki:
“237 bin liralık onarımı yandaş bir firma alıyor. 70 bin liralık masraf hiç yapılmadığı halde firmaya ödeme yapılıyor.”
Tire Belediyesi’nin internet sitesinde bu cami hakkında verilen bilgi ise şöyle:
“Karakadı Külliyesi’nin güney doğusunda yer alan Gucur Cami’nin Gucur Bey vakıflarından olduğu bilinmektedir.
Gucur Camii, Vakıflar İzmir Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilip 2007 yılında restorasyonu tamamlandı.”
Yani iş, üç yıl önce olmuş, bitmiş.
Caminin “yardıma muhtaç” halini yanda görüyorsunuz.
Sonrasında, görüntü düzelmiş.
Gucur Camii güzelleşmiş.
Bu güzelliği bozacak şey ise Kılıçdaroğlu’nun seslendirdiği iddianın doğru çıkması ki...
O zaman da yapılan ahlâksızlığı anlatmaya kelimeler yetmeyecek!

Tek karelik cami

Maksat ortalık karışsın