Kaymakamı İnci Sezer Becel’e, Yeni Asır muhabiri Şafak İnce sormuş:
“Çeşme’de gözünüze ilk ne battı?”
İşte cevap:
“Örneğin kamu binalarının hepsinin sahilde olması bana çok tuhaf geliyor. Jandarma, askerlik şubesi, kaymakamlık, özel idare, DPT... Bu kadar dar alanda bu kadar kamu binası olması bence yanlış. Bunları daha arkaya kaydırıp oraları daha ziyade hizmet verebilecek restoran, kafe gibi insanların oturabileceği alanlara çevirmek lazım.”
Lazım da, nasıl olacak o iş?
İnsanları deniz manzaralı binalardan, ofislerden çıkarmak kolay mı?
Varsayalım Kaymakam Hanım, erkeklerden daha dirayetli ve yürekli davranarak; Çeşme’nin gözüne batırılmış bu çapakları çekip, çıkardı.
Ya sonra?
* * *
Memleketimi dolaşın adım adım.
İstediğiniz yere gidin.
En mutena köşelere bakın.
Özellikle sahillerden geçen caddelere, bulvarlara.
Gözünüz biraz yukarıda olsun.
Tabelaları okuyun.
Askeri ile sivili ile...
Müdürlükleri ile başkanlıkları ile...
Dinlenme tesisleri ile lokalleri ile...
Hep benzer manzaralar çıkacaktır karşınıza genellikle.
Ne çare.
Alışmışız bir kere!
* * *
Ve gelin İzmir’e.
Dikili’ye gidin.
Güzelbahçe’ye gidin.
Foça’ya gidin.
Ya da İzmir’in sahillerinde bir tura çıkın.
Birinci Kordon...
Mustafa Kemal Sahil Bulvarı...
Karşıyaka Yalısı...
Bakın tabelalara.
Pek çok resim yine “resmi” olacak!
* * *
Sahi.
Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel’in gözüne batanlar, İzmir Valisi’nin ve kaymakam beylerin gözüne batmıyor mu?
Tek karelik yalelli!