Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir’in 11 Şubat günü Bursa’da yaptığı açıklama resmen olmasa da, alenen verilen bir cevap oldu 9 Şubat günü yayımlanan yazıma.
Demiştim ki o gün:
“Aziz ve muhterem ÖSYM Başkanı ‘Türbanın sınav güvenliği açısından bir engel teşkil ettiğine inanmıyoruz’ derken, inancını belli ediyor zaten!
Devamında ise ‘Eğer bu tür endişeler oluşursa özellikle parmak izi takibi ya da göz bebeği takibi gibi tedbirlerle sınav güvenliğini sağlayacağımızı garanti edebiliriz’ diyerek zevahiri kurtarmaya çalışıyor.
Tamam.
Garanti et o zaman.
Ama parmak izi takibi, göz taraması yetmez.
Türban bir örtü.
Göbek ya da bel nahiyesine yerleştirilmiş bir telefonun kablosu kulağa kadar uzanırsa, kim görecek onu türbanın altında?
Hiç kimse.
Soruların cevapları telefondan kulaklığa fısıldanırsa, kim bunun farkına varacak?
Hiç kimse.
Eğer adaylar türbanla sınava girecekse, her sınav salonuna, adına ‘jammer’ denilen sinyal kesici, frekans bozucu aletlerin yerleştirilmesi de şarttır.
Aksi halde bu sınav, daha yapılmadan iptale mahkûmdur”
* * *
İfadelerim sertti biraz.
Kabul.
Hatta kışkırtıcıydı.
Ona da kabul.
İtiraf edeyim:
Amacım da buydu zaten.
Aksi halde ÖSYM Başkanı, “Kanun çıkarsa 100 bin binaya jammer cihazları koymayı hedefliyoruz. Elektronik iletişimi tamamen durdurmalıyız. Bina başına birkaç bin dolarla sistemin faaliyete geçmesi mümkün” der miydi sahiden?
Bunu söylemeyi aklından geçirir miydi?
Kusura bakmasın ama...
Sanmam!
* * *
Yine de şu “kanun çıkarsa” lafı akıl karıştırıyor.
“Torba yasa” deyip, ne buldularsa içine atarak, gelmiş geçmiş en büyük seçim yatırımını yapanların; bu noktada ÖSYM Başkanı’nı mahcup edeceklerine, ihtimal dahi vermek istemem!
Eğer o kanun çıkmadan, yani binalara sinyal kesici cihazlar konmadan üniversite sınavları yapılır ve hele de türbanlı öğrencilerin böyle bir sınava girmesine imkân sağlanırsa bilinsin ki:
ÖSYM, YÖK ve iktidar müthiş bir tezgâh kurmuş demektir.

Haberin Devamı

Test sonucu!

Evin telefonu çalar:
- Alo buyurun?
- Emel hanım?
- Evet efendim, buyurun!
- Emel Karakaş di mi?
- Evet efendim!
- Hanımefendi, burası Bilim Laboratuvarı. Eşinizin test sonucu geldi de...
- Oh, çok şükür.. Dinliyorum.
- Ancak aynı isimde birinin daha test sonucu var elimde. Yanlışlık yapmaktan korkuyoruz.. Açık konuşmak gerekirse hangisi daha kötü bilemiyorum!
- Ne demek istiyorsunuz?
- Valla biri alzaymır, diğeri aids!
- Bir daha yaptırsak testi?
- Hanımefendi biliyorsunuz bunlar pahalı testler, sigorta ödemez ikinci testi.
- Ne yapmalı o zaman?
- Bakın biz burada düşündük şöyle bir fikir geldi aklımıza.. Kocanızı bindirin arabaya, şehrin ortasında bir yerde bırakın... Evi bulursa sakın bir daha onla yatmayın!

Haberin Devamı

Tek karelik destek!

Jammer tamam ama...