İtiraf yetmez!

SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ü önce kutlarım.
Sayın Bakan, Türkiye’nin “en acı” gerçeğini “çok açık” bir şekilde itiraf etmiş:
“Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri kayıt dışılık. Bu kayıt dışılık konusu sadece kayıt dışı gelir elde etmek, kayıt dışı eleman çalıştırmak şeklinde ortaya çıkmıyor. Maalesef bazı ruhsatsız işletmelerin de var olduğunu, bu konuda bazı denetim sorunlarının olduğunu görüyoruz.”
Ve sonra...
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’e teessürlerimi iletirim.
Yetmez.
Teessüflerimi bildiririm.
* * *
Yıl 2002.
AKP tek başına iktidara geldi.
2003 geçti, 2004 geçti.
Üzerine beş yıl daha koy.
2009 geçti.
Yetmedi.
2010 geçti.
Bugüne kadar aklınız neredeydi?
Türkiye’de başta ekonomi olmak üzere hemen her alanda kayıt dışı uygulamaların egemenliğini sürdürdüğünün, yeni farkına varmış gibisiniz sanki!
* * *
Kaderin trajik bir cilvesi midir, yoksa bir kirli el mi işin içindedir, bilmem ama...
Ankara’da patlayan tüpler ve tanklar ile yitip, giden canlar sizin eserinizdir?
Kaçamazsınız sorumluluktan.
Kurtulamazsınız bu kanlı sonuçtan.
Kayıt dışı yapılan her iş ahlâksızlıktır.
Günahtır.
Haramdır.
Bu soygun düzenine “seyirci kalmak” bile, insan olanın yüreğini yakan, ciğerini kavuran bir azaptır.
Ve siz...
Sekiz yıldan fazladır her istediğini yapan bir iktidar olarak, kayıt dışı yapılan her işe, en azından ses çıkarmadınız.
* * *
Zaten aksi olsa, Uluslarası Yolsuzluk Anketi’nde başa güreşmezdi Türkiye.
Dünyada “en çok rüşvet verilen” altıncı ülke olmazdı!
İngiltere’yi, Almanya’yı, Kanada’yı filan bırakın.
Çin’le dahi uzak ara fark var aramızda.
Rusya’ya dünyanın pisliği atılır ama orası da bizden iyi durumda.
En çok Meksika’ya şaştım.
Rüşvet çarkı, Türkiye’den daha az etkiliymiş; kayıt dışı düzenin anavatanında!
Hele bizi geçenlere bakın:
Liberya, Afganistan, Irak, Hindistan, Gana.
Offf.
Of.
Bu ayıp dahi yeter, adam olana!

Tek karelik YORUMSUZ
Yolu İzmir’den geçmişti
HABER “Ergenekon sanığı kalbine yenik düştü” diye geçti ajanslardan.
Bir yönüyle, bir insan daha aklandığını göremeden öldü, gitti.
O insanın adı, Engin Aydın’dı.
Ergenekon’un 10’uncu dalgasında gözaltına alınmış ve 11 gün tutuklu kalmıştı.
“Silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyordu.
Kalp krizi geçirmeseydi de, işi zordu.
Çünkü bu süreçte o da kanser olmuştu.
Çizdiğim portrenin ötesinde bir aşinalığım var aslında Engin Aydın’a.
Siyasete meraklı İzmirliler de belki hatırlar.
1984 yılındaki yerel seçimde, Halkçı Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı Engin Aydın.
Bu vesile ile tanışmıştık ve hoş sohbetini çok sevmiştim.
Allah rahmetini esirgemesin.
Huzur içinde yatsın.