Müziklerin Efendisi, televizyonların ilk arabesk sitkomu olacaktı.
Kadro ise iddia edildiği gibi müthişti.
Öncelikle Müslüm Gürses ve Mustafa Topaloğlu, doğru ellerde mucizeler yaratabilirdi.
Sonra Safiye Soyman ve Faik Öztürk de vardı ki, onların varlığı, zaten kendi başına bir durum komedisiydi.
Ahmet Selçuk İlkan ve diğer oyuncuları ile “Urfa’dan İstanbul’a gelen Cumali’nin şöhret olma macerasını” anlatan “Müziklerin Efendisi” gerçekten ilgi uyandırabilirdi.
Yapımcıların da, dizinin ilk bölümünü 18 Eylül’de yayınlayan Kanal 7’nin de, yapımda rol ve görev alanların da umudu elbet buydu.
* * *
Ama ne oldu?
Olan küçücük bir haber ile duyuruldu:
“Üç hafta önce yayın hayatına başlayan dizinin 2. bölümü yapım şirketinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar sebebiyle yetiştirilemedi. Bunun üzerine kanal diziyi yayından kaldırdı.
Yapım şirketinin ekonomik darboğaza girince dizi ekibi ve oyunculara da paralarını ödeyemediği öğrenildi.”
* * *
Hadi Müslüm Gürses ticaretten, Mustafa Topaloğlu reyting hesabından anlamaz.
Ya ötekiler... Kalkıştıkları işin “bir bölümlük nefesten ibaret” olduğunu, onlar da mı fark edemedi?
Bazı maceralar büyük iddia ve umutlarla başlayıp, çok kısa sürede hüsranla sonuçlanabiliyor.
O zaman işin içindeki herkesin sorması gerekiyor kendine:
Hata nerede?
* * *
Benim de benzer hatalarım olmuştur.
Derseniz ki:
Sordun mu kendine “Neden” diye?
Elbette.
Her hatamın sebebini biliyorum.
Yine de başıma gelen ne varsa, hepsini “yaşanması gereken tecrübe” sayıyor ve tabii iflah olmaz bir “umut yolcusu” olduğum için de her yeni macerayı çoğu kez “denemeye değer” buluyorum.
Sonuçta hayat benim.
Hatalarımın bedelini ödedim.
Ödemeye de devam ediyorum.
Onun için sizlere tavsiyem...
Benim dediğimi yapın.
Yaptığımı yapmayın!
Tek karelik şamdan!