RECAİ Kutan, 14 Mayıs 2000’de toplanan Fazilet Partisi Büyük Kongresi’nde, rakibi Abdullah Gül’e seslenirken; Şeyh Edebali’nin, Osman Gazi’ye vasiyetinden bazı bölümler aktarmıştı.
Sözün özü şuydu:
“Ey oğul,
Sabretmesini bil,
Vaktinden önce çiçek açma, şunu unutma: Yaşat ki, devlet yaşasın...”
Kutan’ın derdi de, Gül’ün tepkisi de “yaş ile baş” kavgasıydı!
Onun için de Abdullah Gül şu cevabı verdi Kutan’a:
“Neremiz genç artık? İlle de 70 yaşına geldikten sonra, heyecanımız pörsüdükten sonra mı genel başkan olalım!”
Malum. Sonuçta Gül kaybetti, Kutan kazandı.
İlerleyen günlerde gözler, Anayasa Mahkemesi’ne çevrilmişti.
İşte o günleri, Mehmet Bekar-oğlu şöyle anlatıyor bugün:
“Bütün Türkiye, FP’nin kapatılma davasına kilitlenmişti. Tayyip Erdoğan, İstanbul’dan Ankara’ya gelerek, ilk toplantısını Patalya Otel’de yaptı. Partimizin bölünme süreci bu otelde yapılan toplantılarla başlamış oldu. ”
* * *
Ergenekon davasının simge adresi olan Patalya Otel’de, iddia edildiği gibi “darbe toplantıları” yapılıp, yapılmadığı vakti gelince anlaşılacak.
Ama belli ki...
Bir başka darbenin hazırlığı, “savaş gemisinin sandallarına binerek küreklere asılan mücahitler (*)” tarafından yapılmış ve başarıyla sonuçlandırılmış!
Hep derim ya... Zaman zaman “hafızaları tokatlamak” lâzım.
Öyleyse bir tokat da, tarihimizin, kadri- kıymeti yeterince bilinmeyen; aksine, sözlerini işlerine geldiğinde cımbızlayıp, kendi çıkarları için kullananlara atalım!
Şeyh Edebali’nin ibret olacak deyişleri, bazılarının ha bire (bazen de yalan-yanlış) tekrarladığı “Eşek ölur, kalır semeri...” diye başlayan sözden ibaret değildir.
Ondan ders almak isteyenler, asıl şuna kulak versin:
“Yiğit olan kördür, kötülüğü görmez; sağırdır, kem sözü işitmez; dilsizdir, her ağzına geleni demez. O bir defa söz verdi mi, onu namusu bilir. ”
(*) Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalına ‘patalya’ denir.
Kordon Toplantıları da gizliydi!
1991 yılında bizler de (İskender Odabaşoğlu, Mehmet Refik Soyer, Ozan Talu, Cemali Kırmızıoğlu, Ruhi Örmeci) gizli toplantılar yapmaya başlamıştık.
Gerçekten gizliydi, Kordon Toplantıları.
Büyük bölümünü Efes Oteli’nde düzenlediğimiz bu toplantıları, sadece davetli olanlar izleyebiliyor ve orada konuşulanlar, orada kalıyordu.
Yaklaşık on yıl süren Kordon Toplantıları’na Süleyman Demirel’den Erdal İnönü’ye, Deniz Baykal’dan Uğur Mumcu’ya, Tansu Çiller’den Aziz Nesin’e, Metin Akpınar’dan Mesut Yılmaz’a...
Türkiye’de adı geçen, sözü dinlenen kim varsa katılmıştı.
Şimdi düşünüyorum da...
Kordon Toplantıları’nı iyi ki sonlandırdık...
Yoksa...
Her şeye yeniden başlasak mı?
Tek karelik fotoğraf