HAYDİ gelin, bugün güzel şeylerden söz edelim. Güzel kadınlardan...
En güzel kadın politikacılardan.
İspanya’nın çok satan gazetelerinden 20 Minutos’un düzenlediği yarışma sonucunda, gazete okurlarının İspanyol olmasının da etkisiyle, zaten güzel olan Latin ırkının kadınları listenin tepesine iyice yerleşmiş.
İlk sırada, Peru’dan 30 yaşındaki bir milletvekili olan Luciana Leon var, ki kendisini hemen yan tarafta görüyorsunuz.
İkinci sırayı, yine bir Perulu, 47 yaşındaki Dış Ticaret Bakanı Mercedes Ar·oz alıyor.
Meksika Devrimci Parti milletvekili, 32 yaşındaki Sara Latife Ruiz Chavez de, gerçekten güzel bir kadın.
Hayret.
İtalya’nın Eşit Fırsatlar Bakanı Mara Carfagna, nasıl olur da dördüncü sırada kalır, anlamadım.
Ve bir uyarı:
Çocuklarınızı Mara Carfagna’nın, internetteki fotoğraflardan uzak tutun!
* * *
Fransa’nın bir numaralı kadını SÈgolËne Royal’in 36 sırada yer almasına hiçbir itirazım olmadığı gibi, kendisinin 5 10 sıra daha yukarıda olması gerekirdi.
Ne var ki, onun iki sıra üzerinde, Amerika Birleşik Devletler’nin eski bir numaralı kadını ve günümüzün Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bulunuyor.
Bunda da mutlaka, güzelliğinden çok, gücünün etkisi olmuştur.
Üzücü haber ise Türkiye’den listeye giren yok.
Yine de bir Türk var ama...
Hollanda İşçi Partisi milletvekili Nebahat Albayrak, 39’uncu sırada.
Oysa Türkiye’nin siyaset sahnesinde de, gayet hoş ve güzel kadınlar boy gösteriyor.
İşte ilk 5 adayım:
Ak Parti İstanbul Milletvekili Özlem Piltanoğlu Türköne,
Devlet Bakanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu,
CHP İzmir Milletvekili Güldal Mumcu,
CHP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş,
DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata.
İzmirli kadınlar
YONCA Tokbaş’ın Hürriyet’teki köşesinde aktardığını, azıcık da olsa aktarma sırası, şimdi bende:
“İzmir’ de kadın olmak... Örselenmeden çocukluğu, genç kızlığı yaşamakmış. Nereden bilebilirdim bunun bir ayrıcalık olduğunu?
Sanırdım ki, tüm yaşıtım kızlar yakan top oynar geniş ara caddelerde kızlı erkekli.
Amca, dayı, eniştelerle; teyze, anne, hala, yengeler gibi çekinmeden sarılmanın da bir ayrıcalık olduğunu bilmedik.
Bizler akrabanın kadını ve erkeği olduğunu hiç öğrenmedik!
Bizlere taciz de olmadı belki de hep bu yüzden, tecavüz de.
Utandırılmadan kızlığından, kadınlığından yaşamak bir armağanmış meğer...
İzmir’de kadın olmak... Kordon’da dolaşmak, yalnız başına... Laf atılmadan, peşine adamlar takılmadan... Tut ki birisi birşey ima etti, başını çevirip gitmen yeterlidir.
Bir bakış ile bir duruş, en fazlası bir söz ile İzmirli erkekler halden zaten anlarlar.
İzmirli olmak bir ayrıcalıkmış, nereden bilebilirdim, her genç böyle yetişiyor zannetmiştim!”
Tek karelik güzellik