BAŞBAKAN’IN yapması gereken bir şey var şimdi.
Ankara Büyükelçiliği tarafından, 30 Aralık 2004 tarihinde ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen “04ANKARA7211” nolu “secret” belgeyi koymalı Obama’nın önüne.
“Oku bakayım” demeli.
Obama da başlamalı okumaya:
“Parti içinde Erdoğan’ın güce duyduğu iştah, sert bir otoriter tarz ve diğerlerine karşı derin bir güvensizlik olarak kendini gösteriyor.”
“Kendisini dalkavuk (ama kibirli) danışmanlardan oluşan demir bir halkayla çeviren Erdoğan, kendisini izole ettiği için güvenilir bilgi alamıyor.”
“Erdoğan üzerinde İslamcı görüşün etkisini anlatmak için muhafazakâr Savunma Bakanı Gönül, kısa bir süre önce bize Gül’ün yakın çalışma arkadaşı Davutoğlu’nu ‘aşırı tehlikeli’ olarak tanımladı.”
“Bakanlardan milletvekillerine AKP içindeki bütün kontaklarımız Erdoğan’ın diğer dış politika danışmanlarını (Cüneyd Zapsu, Egemen Bağış, Ömer Çelik, Mücahit Arslan ve özel kalem müdürü Hikmet Bulduk) yetersiz, bilgisiz ve yolsuz olarak nitelendiriyor.”
“Erdoğan’ın pragmatik yaklaşımı kendisinin işine yarasa da vizyon eksikliği var. Kendisi ve Gül ile diğer üst düzey AKP yöneticileri de dahil olmak üzere AKP’deki danışmanları analitik derinlikten yoksun.”
* * *
“İkinci mesele AKP’nin koalisyon yapısı, Erdoğan’ın güvendiği bakan sayısının sınırlı olması ve başta Gül ve zaman zaman da Çiçek olmak üzere Erdoğan’ı zayıflatmak için bazı bakanların çaba göstermesi.”
“Üçüncü konu ise yolsuzluk. AKP, yolsuzluğu ortadan kaldırma sözü vererek iktidara geldi. Ancak iki kontağımızdan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında sekiz hesabının olduğunu öğrendik.”
“Bize verilen bilgilere göre yolsuzluğa bulaştıkları bilinen isimler arasında İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Dış Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen ve AKP İstanbul İl Başkanı Müezzinoğlu yer alıyor.”
“Dördüncü olarak da bürokraside ve partide belirlenen isimlerin düşük kaliteli olması. Savunma Bakanı Gönül, Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu ve Orman eski Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya gibi üst düzey kariyerli görevliler, Ömer Çelik gibi yetersiz, önyargılı ve cahil isimlerin üst düzey görevlere getirilmesinden dolayı duydukları şaşkınlığı ve memnuniyetsizliği bize ilettiler.”
* * *
Obama daha sözünü bitirmeden “Yeteeer” diye bağırmalı Sayın Başbakan.
Ve yumruğunu şiddetle masaya vurup, o malum hiddetiyle sormalı: “Bu ne rezalet Barack... Hani bu belgenin kanıtı?”
İçerisi de karışacak
OBAMA ne yapar? Boynunu büküp, susar mı?
Yoksa “Söyletme beni” mi der?
Ve böylece “belgenin belgesi” ortaya mı çıkar?
Yoksa olan biten, bir büyükelçinin “boşboğazlığı” olarak yorumlanıp, işin üzeri mi örtülür?
“Etekteki taşlar” gibi, bunu da göreceğiz!
Ama aktardığımız “gizli belge” en azından Türkiye’de sıkıntı yaratma riski taşıyor.
Çünkü orada “isimler” var.
Hem “suçlayan” hem “suçlanan” isimler.
Ahmet Davutoğlu, Cüneyd Zapsu, Egemen Bağış, Ömer Çelik, Mücahit Arslan, Hikmet Bulduk, Abdulkadir Aksu, Kürşad Tüzmen, Mehmet Müezzinoğlu “fena halde” hırpalanmış vaziyette.
Daha da vahimi...
Onları hırpalayanlar içeriden insanlar!
Nevzat Saygılıoğlu ile Abdurrahman Sağkaya, AKP’nin bürokrat yaptığı isimler.
Ya Vecdi Gönül?
Hele Vecdi Gönül...
Milli Savunma Bakanı’nın “Ben böyle bir şey söylemedim” şeklindeki savunması, acaba kendisini kurtarmaya yetecek mi?
Onu da göreceğiz.
Tek karelik Wikileaks!