CUMHURİYET Halk Partisi’ni (CHP) izleyen, inceleyen, irdeleyen yazarların, çizerlerin duygu ve düşüncelerini özetleyen bir cümle ile söze başlayalım:
“Örgüt değişim istiyor ama aradan 1 ay geçtiği halde değişimin en ufak bir belirtisi ortada yok.”
Pardon.
Ciddi ciddi böyle bir beklenti içinde olan var mıydı gerçekten?
Pardon.
Ne zaman köklü, umut ve güven veren bir değişim yaşandı ki, bundan sonra olsun?
Daima olan, şudur yalnızca:
Her seçim öncesinde, abrakadabra usulü gösteriler sahnelenir CHP’de.
Bir seferinde Yaşar Nuri Öztürk, Zülfü Livaneli gibi şöhretler öne sürülür.
Diğerinde moda Kemal Derviş’tir, vitrine o yerleştirilir.
Bir başkasında bilim kadınlarının rüzgârı eser, onlar listeleri süsler.
Hemen ertesinde başların bağlanması gerekir, açılımın adresi anında değişir.
Yani...
Gözlerin boyanmasıdır amaç, dikkatlerin çekilmesidir.
Elbet buna benzer güdük gösterilerle önemli sonuçlar alınmaz.
Nitekim alınamadığı da, her seçimde ortaya çıkar.
* * *
Eğer iktidarda olan, halkın bir bölümünde “haklı veya haksız” tedirginlik yaratan AKP olmasa...
Kalıbımı basarım, ne yüzde birlik, ikilik güdük oy artışları olur CHP’de; ne de örneğin İzmir’deki “paylaşılamayan” yüzde 55’lik oy patlamasının zerresi yaşanır!
Deniz Baykal’ın istediği her şeyi yapma kudretinde olduğunu, kim yadsıyabilir?
Canı kimi isterse onu, belediye başkan adayı da yapar, milletvekili adayı da, il başkanı da...
Yetmez.
Son kurultayda olduğu gibi, Deniz Bey “hayat hikâyesi” niyetine, parti tüzüğünü tekrar ve tekrar yazar!.
Madem yazdın Sayın Genel Başkan, uygulasana.Genel Sekreter’in yetkisini tırpanlasana. Genel başkan yardımcılarını usulen de olsa atasana.
Yok.
Hepsinin vakti var.
O vakit ise yeni bir gösteriye ihtiyaç duyulduğu andır!
Okulda ders gibi eylem!
MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in de, Deniz Baykal’dan pek farkı yok.
O da kendi bildiği gibi davranıyor, milli eğitim ve okul müdürlerini oradan oraya atıyor!
Fakat son operasyonuna, herhalde hiç beklemediği bir tepki geldi İzmir’den
Alsancak Salih İşgören İlköğretim Okulu’ndaki öğrencilerin velileri, benzerini hatırlamadığım bir direnç gösterdiler.
Yapılan müdür değişikliğine karşı çıktılar.
Resmen eylem yaptılar.
En anlamlı tavırları ise çocuklarını okula göndermemeleri oldu.
Değil mi ya...
Okulda öğrenci yoksa, okulun müdürü Hüseyin Çelik olsa, ne yazar!
Diğer yanda sayın bakana sorsanız, belki o da şunu söyler: “Mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim!”
Tek karelik gerçek