TEMAYÜL yoklaması bugüne kadar tahayyül edilmesi zor bir sıkıntı yaratmışa benzer AKP’de.
Haberler öyle.
Özellikle de Haberturk Gazetesi’nden Nihal Aşkın’ın haberine göre, girdikleri yarışta umduğunu bulamayanlar kelimenin tam anlamayla ateş püskürmekteler.
Rıfat Sait meselâ.
“Temayül yoklamasında tam anlamıyla ‘Kendin çal, kendin oyna’ olayı yaşandı. Listeler önceden hazırlanmış, yazılacakların yanısıra yazılmayacaklar da belirlenmiş. Önemli olan halkın ne istediğidir. Belediye başkan adaylarını da teşkilat seçti ne oldu? Karabağlar halkı oy verdi mi? Çiğli verdi mi? Şimdi de teşkilatın dediği olursa CHP’den bir fazla milletvetkili çıkaramayız” demekte.
* * *
İyi de Sait Bey kardeşim, “teşkilatın dediğine” itibar etmeyeceksen neden girdin bu işe?
Merak ettim, sonuçlara baktım.
Epi topu 72 oy almışsın zaten.
Kusura bakma ama bu halimle ben girsem seçime, daha fazla oy alırdım!
* * *
Bir diğer sert tepki, AKP’nin kurucu il başkanvekili İbrahim Dönertaş’tan gelmiş.
O da fena halde öfkeli:
“Teşkilatın içindeki eller kimler? Bunda kimin parmağı var bunu çözmek lazım. Teşkilatın adını bilmeyen insanlar inanılmaz yüksek puanlar aldı. Herkesin cebinde listeler vardı. Ayak oyunlarıyla oy alıyorlar. Genel Merkezimiz tüm bunları değerlendirecektir.”
Demek istiyor ki sanki:
“Genel Merkez temayül yoklaması sonucunu ciddiye almasın. Bildiği gibi yapsın.”
Baktım.
Dönertaş 268 oy almış ama 26’ncı sırada kalmış!
* * *
Tepki gösterenler bir yerde haklı.
Adaylık başvurusu ile teşkilat yoklaması arasında sadece bir haftalık süre varsa, sandıktan civciv de çıkar, kuş da!
İyi de...
Kabahat kimde?
Kusura bakmayın ama sizde.
Bozuk düzene işin başında ses çıkarmayanların, sonunda şikâyet etmeye hakları olmaz.
Olsa da...
Onları ciddiye alan olmaz!
Avantacı vekiller
BİRİ eski Avusturya İçişleri Bakanı Ernst Strasser, Hristiyan Demokrat...
Biri Slovenya’nın eski Dışişleri Bakanı Zoran Thaler, sosyalist.
Biri Romanya’da başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı yapmış Adrian Severin, o da sosyalist.
Üçü de Avrupa Parlamentosu’nda milletvekiliydi.
Adrian Severin direniyor hâlâ gerçi.
Çare yok.
Sonunda diğerleri gibi, o da istifa edecek milletvekilliğinden.
Çünkü İngiliz Sunday Times Gazetesi muhabirinin kurduğu tuzağa düşmüşler, para karşılığı Avrupa Parlamentosu’na önerge vermişler.
Malum tekrar ilan oldu ki...
Paranın milliyeti, memleketi yok.
Paranın sağı solu yok.
Paranın dini imanı yok.
Hele paranın girdiği cüzdanın sahibi olan kişi karakter fukarası ise!
Tek karelik deney!