BUGÜN 1 trilyon 119 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğüyle dünyada 15’inci sırada Türkiye.
Hesaplamışlar.
Yıllık ortalama yüzde 5 büyüme hızıyla, Kanada’yı 2014, İspanya’yı 2015, İtalya’yı 2020, Brezilya, İngiltere ve Fransa’yı 2024, ABD’yi 2063 yılında geçebiliyormuşuz.
Yüzde 7 büyürsek, şu andaki İspanya ve Kanada’yı 2013, İtalya’yı 2017, ABD’yi ise 2048 yılında geride bırakabilecekmişiz.
Elbette o ülkelerin “yerinde sayması” koşuluyla!
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.
Yani ileri gitmeyi hesaplamak kadar, “ters kepçe gelmek” de bir ihtimal.
Örnekse, 1994 yılının Haziran ayında Yugoslavya’daki aylık enflasyon oranı yüzde 313 milyon olmuştu.
Beterin beteri var.
İşte Macaristan...
Dünya üzerinde görülen en yüksek enflasyon, 1946’nın ilk yarısında Macaristan’da yaşanmış.
Fiyatlar her 15.6 saatte bir ikiye katlanırken, aylık enflasyon yüzde 13,600,000,000,000,000’nu (13 kentilyon 600 katrilyon) bulmuş.
* * *
O nedenle tekrarlıyorum:
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.
Bugünün güç ve kudret sahiplerini, yarın ne bekliyor, kim bilebilir?
İşte Hüsnü Mübarek.
Tam iki yıl önce, 11 Şubat 2009 günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Hüsnü Mübarek, Çırağan Sarayı’nın Kaftan Salonu’nda başbaşa muhabbet etmişlerdi.
Büyük ihtimal, birbirlerine “aziz ve muhterem kardeşim” diye seslenerek, sıhhat ve afiyet dilemişlerdi.
Elele tutuşup poz vermişlerdi.
Yakına gelin, yakına.
Daha bir ay öncesine kadar astığı astık, kestiği kestikti Mübarek’in.
Ne oldu şimdi?
Kendi kellesinin derdine düştü arkadaş.
* * *
Söz mühim:
Tarih tekerrür eder.
Onsan da mühimi:
Geçmişten ders alınsaydı, acaba tarih yine tekerrür eder miydi?
İşte bu soruyu herkes sormalı kendine.
Özellikle de...
Güç sahpleri.
Kudret sarhoşları.
Öyle ya:
İçkiden sarhoş olan, ertesi sabah ayılır.
Ötekilerin ayılması için ise gün gelir, halk ayaklanır.
Onun için aman dikkat:
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.