BU akşam “Hanımın Çiftliği” var Kanal D’de.
Asıl önemli olan, geçen hafta yayınlanan bölümdü.
Hem de ne bölüm!
Özetsiz, hattâ jeneriksiz ve dahası reklâmsız... Yani “kılçıksız” tam 2 saat 5 dakika süren bir bölüm.
Belki bir rekor ama “çılgın bir iş” olduğu kesin.
Oscar’a aday gösterilen filmlere baktım:
127 Hours: 94 dakika.
Black Swan: 108 dakika.
The Fighter: 115 dakika.
The Kids are All Right: 106 dakika.
The King’s Speech: 118 dakika.
The Social Network: 120 dakika.
Toy Story 3: 103 dakika.
True Grit: 110 dakika.
Winter’s Bone: 100 dakika.
Hepsi, Hanımın Çiftliği dizisinin 125 dakika süren 51’inci bölümünden kısa!
* * *
Oscar için yarışan filmlerden, sadece “Inception” 148 dakika uzunluğunda ki...
Filmin yönetmeni Christopher Nolan’ın 16 yaşından beri hayalinde yoğurduğu, taslak senaryosunu 7-8 yıl önce yazdığı, yapımı aylar süren ve yaklaşık 200 milyon dolara mal olan bir film o!
ABD’nin sinema sektöründeki babaları Hanımın Çiftliği’nden haberdar olsa, hemen bir “araştırma komisyonu” kurar herhalde, “Bu adamlar ne yapıyor?” diye.
Hele 51’inci bölümü izleseler, mutlaka kıskançlıktan deliye dönerler, “Bir haftada, değme sinema filmlerini gölgede bırakan böylesine muhteşem bir iş nasıl başarılır?” diye!
* * *
Sinema tarihinde “cezaevi” ve “idam” temalı çok film var.
Ama sanmam ki, Hanımın Çiftliği’nin 51’inci bölümündeki kadar ihtişamlı bir şekilde anlatılmış olsun hiçbiri.
İdam mahkûmu Hamza’yı ise ancak gerçek yaşamda idama mahkûm biri, Haki Biçici kadar gerçekçi canlandırabilirdi.
Bu bir.
Ya Hamza’nın babası Cemşir Ağa.
Dizide yardımcı rollerden biri aslında.
Fakat 51’inci bölümde “başrol” ona verilmişti.
Mehmet Çevik de aldı o rolü, bu yıl Oscar’ı; Javier Bardem mi, Jeff Bridges mi, Jesse Eisenberg mi, James Franco mu, Colin Firth mü...
Artık kim alacaksa, ona ve herkese “Bu iş öyle değil, böyle yapılır” dercesine oynadı.
Hanımın Çiftliği’ne emek veren herkesi...
Mutlaka ve öncelikle de Mehmet Çevik’i alkışlayın lütfen.
Ayakta alkışlayın.